Konu sen olunca hep bir umut var koca yürekli adam. Gidiyorsam dönüş yolum hazırdır. Ağlıyorsam gülüşlerime yer açmama kısa bir zaman vardır. Ölüyorsam şu an olduğu gibi her an yüreğinde dirilmek içindir. Unutma ! Konu sen isen her zaman bir yol vardır.
Hayatıma yön vermek konusunda beceriksizdim. Yön veren değil , verilen yönde ilerleyendim. Basit kararlar hayatımı kuşatmışken ağır konularda far yemiş tavşandan farkım yoktu.
Zaman , hayat denen kısa çemberde çok önemli bir parçaydı. Zamanı ayarladığın an yanlış doğruya , hata bir aferine sebep olabiliyordu. Her şey akreple yelkovanı kendi yörüngen de çevirebilmekle alakalıydı.
Ben zamanın hızını ayarlayamamış olanlardandım. Bir anda olsun bitsin istemiştim gönlümden geçenleri. Akrep yelkovanı kandırmış , aksın dediğim zamanı durdurmuştu. Şimdi ise dursun dediğim zamanı su misali akıtıyordu.
Tamı tamına bir haftam vardı. Kocama doyabilmek için yedi gün biçilmişti. Takvimler on sekiz Temmuz' u gösterdiğinde yolcuydum.
Yüreğim Emirdeyken nereye , ne kadar giderdim bilemiyordum.
Sen de kalırken gidiyorum ben koca yürekli adam. Beni unutursan eğer yüreğine sevgiyi fısılda. Sana beni anlatacaktır bite bite.
Aşık olduğum kahve gözlere bakmak için yüz altmış sekiz saatim vardı. Hayran olduğum kokusuyla uyanmak için bir haftam vardı. Koca yürekli adamıma doyabilmek için yalnızca yedi günüm vardı.
Kısacası zamanım yoktu. Yanında olmaya , kendimi affettirmeye vaktim yoktu. Ölümcül hastalığa yakalanmış birine ömrünün ne kadar kaldığını belirtmişti zaman. Benim ölümüme çok az vardı.
Seninle olunca zaman bile yarışıyor bizimle , hangimiz daha çabuk geçeriz diye : ben seni , sen yüreğimi , zaman ise bizi teğet geçiyor koca yürekli adam.
Geçe geçe bir kalamadık koca yürekli adam. Oysa ben en çok kalmak isterdim : yüreğinin ortasında , gülüşünün kıyısında , hayatının merkezinde.
Hızla akıp giden zamanla birlikte Berivan ile Halim de gitmişti. Son sözlerimiz söylendikten sonra tartışacağımız bir şey kalmamıştı ortada. Halim , Berivan' ı da alıp çekip gitmişti odamdan. Benim bir hafta sonra bu konaktan , bu aileden gideceğim gibi.
Tik tak , tik tak ilerlemekte olan saate öfkem her geçen dakika daha da artıyordu. Gecenin biri olmuştu. Gökyüzü ihanetimin savunmasının yapıldığı zamanda olduğu gibi larcivert değildi. Gitgide kararmış siyahına bürünmüştü. Tek tük yıldızlara ev sahipliği yapan geceye birde ay eşlik ediyordu. Işığın aydınlattığı oda gözümde geceden daha karanlıktı çünkü Emir yoktu.
Sen benim tek ışığımsın koca yürekli adam. Sen olmadan önümü göremem , yolumu bulamam , sana ulaşamam.
Her şey vardı da bir Emir yoktu. Geldi , gelecek diye beklemelerim bu saate kadar sürmüşken o bir türlü gelmemişti.
" nerede kaldı bu adam ?" mırıldanışımı bir tek ben duydum. Kocama duyurmak istediğim sesimi bir ben işittim. Sesimde ki çaresizlik kulağımdan sızıp yüreğime aktı. Ulaştığı yerde derin derin sızladı.
Oturduğum yatak Emir' in gelmeyişiyle rahatsız bir hal almıştı. Uykumun gelmiyor oluşu bir yana merak sarıyordu , hüzünle atan yüreğimi.
Neredeydi ? , kiminleydi ? Bilememek içler acısı bir durumdu. Arayamıyor oluşum ise acınası halimin yansımasıydı. Sayılı günlerimiz böyle ayrı gayrı geçmemeliydi.
Geç kaldığına pek şahit olmadığım adam içten içe beni cezalandırıyordu. Yokluğu gerilen sinirlerime darbe olmuştu. Ağlamıyor oluşum içimde ki minik kızı teselli etmeye yetmiyordu. Aksine acıtıyordu. İçimde muhakkak bir yer paramparça olmuştu ki ağlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M Ü B R E M |TAMAMLANDI |
RomanceAcı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim " Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...