32-Geçmeyen Yaralar

11.7K 445 52
                                    

Multi medyada Mustafa Ceceli / Simsiyah var 💜

" Aslı yaşayamadım onsuz. Nefesim soluk borumda tıkandı , kalbim atmayı unuttu. Ben onsuz öldüm. Sende gördün "

Kimseyi kaburgalarıma sığmayacak kadar sevmedim ben. Hayatıma giren her insan kalbimin küçük köşelerinde yer edindi. Kiminin gelişi kiminin gidişi şükür sebebim oldu küçük kalbimde.

Sevdim sevdikçe yenildim. Sevdiğim her virgülün noktaya dönüşü kayıbım oldu. Sevmek kaybetmekmiş. Küçücük kalbime sığdıramadığım insan imtihanım oldu sonra. Yüreğimde herkese oturacak bir yer bulurken onun ayakta kalmasına bile izin vermemiş , kapı dışarı etmiştim.

Kalbimin kapılarını zorlayan kocam sonunda bacadan girmişti sevda yuvama. Gelişi belli olmayan gidişi müebbet yemiş bu yolcu kalbimin kaptanı oldu. Gelişini bile anlamamışken vazgeçilemeyenler listemin başına oturdu yayılarak. İşte iradem böyle böyle kayboldu belkide.

Omzunda hıçkıra hıçkıra ağladığım dostumun sırtımda dolaşan eliydi belkide beni yeni krizimden alıkoyan. Ya da içimde biriktire biriktire dokunsan ağlayacak duruma getiren dertlerimin anlatarak azalmasını sağlamaktı beni durduran.

" şşş " eli sırtımda aşağı yukarı narince hareket eden arkadaşımın boynuna iyice yasladım kafamı. Sesindeki şefkat dolu tını ağzımdan firar eden hıçkırığa yoldaş oldu. Ruhum içinde bulunduğu kafeste bir o yana bir bu yana savruluyordu. Yanan canım tutuşmuş duyguların esiriydi.

" şimdi o uzak bana " derin nefesim sözümü keserken tekrar araladım dudaklarımı. Dilim bile dönmezken bıkmadan usanmadan konuştum.

" öyle uzak ki yanımdayken bile ulaşamıyorum ona " konuşurken tutmak için zorlandığım hıçkırığım firar etti yaşlarla ıslanmış dudaklarımın arasından. Tuzlu su tadı bu aralar ağzımdaki tek tat olmuşken yine belirgin bir şekilde hissettim. Alışmanın verdiği bilinçle silmeye dahi kalkışmadım. Bıraktım o da geçtiği yerlerde izini bıraksın.

" biliyor musun ?" sesimdeki heyecan yüzümü yıkamışım gibi görünen ıslaklığa tezattı. Dilimin ucuna kadar gelen kelimeler beni ateşe verecek cinstendi. O ateşe atlamışken yanacak olmam umrumda değildi , göze almıştım. Bile isteye tutulmuştum ateşe. Şimdi tüm suçu onun küllerine yıkamazdım.

" yapma Pelin " dostumun sesindeki hüzün yayıldı etlerimi lime lime etmek isteyen ruhuma. Aslı biliyordu söyleyeceğim sözlerin boynuma asılan ip olacağını. Ağzımdan dışarı çıkmak isteyen kelimeler sandalye , o sandalyenin üstünde boynunda iple bekleyen ben. İntihar ilk defa tattığım duyguların yaşattığı acılarının sonuydu. Kaçınılmaz son. Yinede susmadım. Aralanan ağzımda kelimelerin yakıcı tadını hissettiğimde devam ettim kaldığım yerden yaralamaya. Bunada alışırdım zamanla. İnsan unutamıyor ama alışıyordu her yaraya her sızıya...

" sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmekmiş " feryadım ses tonumda yadsınamayacak şekilde etkisini gösterirken kalbimdeki sızıyı hissettim. Oda söylediklerimin kesildiği noktadaydı. Emir benim yanımda mutsuzdu. Yaşattıklarımdan dolayı mutsuzdu. Hatalarımın kefaretini bir gün böyle ödeyeceğim tahmin edebileceğim bir şey değildi. Beynime zehirli oklarla saplanan düşünceler ard arda akan yaşlarımı tetikledi. Silmedim. İçimdekileri dökmek istercesine ağladım toplayan olmadığını bile bile.

" hayır ! Emir seni çok seviyor , sadece şu aralar kafasını toplamaya ihtiyacı var " aceleyle söylediği inkar dolu sözcükler beynimdeki düşünceleri etkilemedi. Ben hayatında olmasaydım belkide mutlu olacaktı. Belki başkasını sevecekti. Belki mutlu yuvalarını şenlendiren çocukları olacaktı. Minik minik Emir' e benzeyen çocuklar...

M Ü B R E M |TAMAMLANDI |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin