24-Beni Çok Severdi

12K 478 20
                                    

Multimedya da Zakkum / Al Gece Yarılarını Benden var 💜

" yağmur , mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsun aldırmıyorum niyetin beni ıslatmaksa ben zaten ağlıyorum " fısıltılı sesim karanlık gecedeki tek ışıktı , aydınlatan değil kavuran...

Bir umuttu tüm benliğimi saran mutluluk. Gelişi gibi gidişininde hızlı olacağını anlayamamıştı yüreğim.
Bardağın dolu tarafını görmek için çırpınan yanım pozitif bir şey arıyordu yüzsüzce. Nefesimin boğazımı yaktığı zamanlardaydı oysa. Tüketmiştim çoğu şeyi nefesim gibi...





Şimdi bana yetmeyen şeylerdendi kalbimin atıyor oluşu. Biyolojik olarak kalbim atıyor olsada ben hissetmiyordum yaşadığımı. Yaşamsal her fonksiyon fazlalık olmaya başlamıştı yorgun bedenime. Zaman çoktan ilerlemeyi bırakmış acının kanıma zehrini bırakmasını bekliyordu. Panzehiri olmayan zehir bedenimi kuşatmaya başladıkça daha iyi anlıyordum acıya alıştığımı. Tek tepkim bana kıs kıs gülen akreple yelkovanı izlemekti. Beynim ne zaman acizliğimi kabullendiğimi hırsla sorarken ' gidişiyle ' diye fısıldadım refleks olarak.
Yalan mıydı ?

Benim en büyük kabullenişimdi gidişi.

Metrelerce toprağın altına gömülü duygularımı tek bir bakışıyla çıkaran adama öfkeliydim belkide. Ben o sahipsiz duygularımı gömmek için iki yıl harcamışken meğer on altı yıldır hiç çıkarmamışım gömüldüğü yerden. Dedim ya sahipsiz duygularım diye ne başında ağlayan oldu ne de ruhuna dua okuyan. Gömülmüşlerdi çoktan. Hislerim doğmadan ölen şanssızlardan ya da şanslılardandı. Kim bu dümyanın çilkef yüzüyle karşılaşmak isterdi ki ?

Masallardaki gibi değildi sevdalar...
Hep iyilerin kazanıp beyaz atlı prensine kavuştuğu yaşamlar yoktu. Çoğu zaman çıkarın için yaşıyordun. Yinede gönül ferman dinlemiyor seviyorsun işte...

Zor olanını seviyorsun seni güldüreni değilde ağlatanı mesela...
İlk defa sevdim , sevildim fakat bu sefer gerçekten yenildim.
Acı vücuduma tesir eden tek etkiyken mutluluk bana görünmeyen dağların ardındaydı.

Yağan yağmurun şiddeti içimdeki yıkımları yansıtırken daha fazla dayanamamış içeri girmiştim. Her gece belime sarılı kollarla yattığım yatağın yalnızlığını paylaşıyordum cansız bedenimle. Sırt üzeri yatmıştım öyleki nefes aldığım bile belli olmuyordu uzaktan. Hastalıklı beynim bu seferde onsuz aldığım nefese takmıştı , o yüzden kesik kesik nefeslerle canımın bir kez daha yanmasına izin veriyordum. İnsan ne yaparsa kendine yapar bende kendime yapmıştım. Cezam kendimeydi. Çoktan kalbimin hükmü idam olsada yokluğu ölümden beterdi. Ölüm benim için ceza değil ödül olurdu bunun farkında olarak insafsızca yargılıyordum kendimi.

Bir günde ömrümden ömür götüren zaman şuanda sabahın dokuzunu gösteriyordu. Uykusuzdum ama ben Emirsiz rüyaları bile yasaklamıştım kendime. Emir' i göreceğimi bilsem rüyamda , sonsuza kadar kaparım gözlerimi hayata ama görmeyeceğimi bilmek yakıyor acımasızca.

Kapımın birkaç kez tıklanışı ve ardından açılma sesiyle tavandaki gözlerimi gelene doğrulttum. Annem elinde tepsiyle aralık kapıdan girerken ardındanda Berivan ve Aslı girdi. Kapanan kapı sesiyle karşıma sıralanmış kadınlara baktım. Annem , giydiğini bir daha giymeyen kadın , dünki kıyafetleriyle duruyordu karşımda. Kızarmış gözleri senin gibi bende uyumadım diyordu adeta. Meraklı yeşillerim Berivan' ı buldu aynı çökmüşlük onunda gözlerinde hakimken Aslıya bakma gereği duymadan gözlerimi tekrar tavanıma çevirdim. Şu aralar tek dostumdu tavanımla duvarım.

" niye geldiniz ?" beni yakan kıvılcımı onlarında yüreğine düşürmek için telafuz etti kelimeleri dilim. Gözlerindeki yıkılmışlık benim yangınıma su bile dökemezken bencil yanım kır dök diye haykırıyordu.

M Ü B R E M |TAMAMLANDI |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin