Multimedyada Emir var 💜
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ⛤⛤⛤
Arkamda bir nefes hissetmemle korkmaya başlamıştım. Tam yüzümü dönüp kim olduğuna bakacakken karnımın üzerine elini koyup dönmemi engelledi. Ağzımı açıp bağıracakken de burnuma tutulan mendil son hatırladığım şeylerdi.
Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Çift kişilik yatakta uyuyordum ama bu benim yatağım değildi. Yatağın etrafında iki konsol vardı. Üzerinde abajurlar odada bir dolap, iki koltuk ortasındada bir sehpa vardı. Hızla yattığım yataktan kalktım. Şaşkın bakışlarım etrafta gezerken kalbim göğüs kafesime şiddetle vuruyordu.
Burası neresiydi böyle ?
Ne olmuştu bana ?
Kim getirmişti beni buraya ?
"Nerdeyim ben ?"
Hafızamı biraz daha zorlamamla buraya nasıl geldiğimi hatırladım. Ben en son bahçeye çıkmıştım, sonra arkamda birini hissetim dönüp kim olduğuna bakacakken de beni bayıltmıştı.
Gözlerim hatırladığım şeylere isyan edercesine dolmaya başlarken ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Gözlerimde tutmayı beceremediğim bir iki damla yanağımdan süzülürken hızla sildim.
Yattığım yerden doğrulup kapıya gittim. Yavaş ama bir o kadar temkinli bir şekilde kulpu aşağı çektim. Allah kahretsin ki kapı kilitliydi. Buraya zorla getirilmem, zorla bir yere kapatılmış olmam korkumu dahada arttırırken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Derin derin nefesler alıp verirken biraz daha iyi olduğumu farkettim.
Bu seferde kapının tam karşısında ki pencereye doğru yürüdüm. Odada tek bir pencere vardı. Pencereden dışarı bakmamla bir kez daha yıkıldım. Allah kahretsin ki onunda dışında demir parmaklıklar vardı.
Dışarı şöyle bir göz attığımda etrafta ağaçtan başka hiçbir şey yok gibiydi
Hava aydınlanmaya başlamıştı. Anlaşılan uzun süredir baygın bir şekilde yatakta yatmıştım. Kapıdan çıkamayacağıma göre camdan kaçabilirim diye düşünmüştüm ama o da olmamıştı. Umutlarım hayal kırıklığına dönüşüp beni bir çığ gibi ezmişti altında."Nasıl çıkacağım ben buradan ?" Sinirle ayağımı yere çarparak söylediğim sözlere kurtuluş bileti uzatan kimse yoktu.
Kalbim büyük bir hızla çarparken, ben korkunun verdiği sarsıcı etkiyle hafiften titriyordum.
Kapının kilidinin açılma sesiyle koltukların arasında yer alan sehpanın üzerindeki vazoyu elime alıp kapının arkasında durdum. Kapı aniden açıldı. Uzun boylu bir erkek göründü hemen ardından. Tam adamın kafasında kıracağım vazoyu tutup çekti. Vazoyu tuttuğum elimi de mengene gibi eliyle tuttu. Refleksleri kuvvetli olan adam hıçkıra hıçkıra ağlama hissimi tetikliyordu.
"Uyanmışsın ? " anın şokunu daha atlatamadan karşımda ki adam benden bunu bekliyormuşcasına hareket etmişti.
Adamın tuttuğu bileğimi hızla çektim. Gözlerim tekrar ve tekrar dolarken bakışlarımı karşımdaki adamın koyu kahve gözlerine çevirdim. Ve sesimi olabildiğince yüksek çıkarmayı umarak konuşmaya başladım.
"Benden uzak dur ! " ağlayacagimi belli eden titrek sesim işleri kolaylastirmaktan çok uzaktı.
Ne olduğu belirsiz karşımda duran adama karşı güçlü durmalıydım.
Karşımda yirmili yaşlarda koyu kahve rengi gözleri, uzun boyu, simsiyah saçları ve keskin yüz hatlarıyla ürkütücü biri duruyordu. Ben bu adamı tanımıyordum hatta hayatımda ilk kez görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M Ü B R E M |TAMAMLANDI |
RomanceAcı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim " Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...