Multimedya da Eylem Akta / Söyleyemedim var 💜
Çıkmak isterken iyice boğulduğumu anladığım bataklıkta son çırpınışlarımı yaşıyordum.
Yerle bir oldu ruhum. Virane gönlümün minicik penceresinden içeri sızan ışığım kayboldu aniden. O ışığın aydınlattığı kadar yaşayan bedenim kayboluşuyla karanlığın izinde yok oldu. İlerleyişlerim son bulduğunda bilinmezliğin ortasında , bir o yana bir bu yana koştu yüreğim. Nereye gittiğimi bilmeden deli divane ilerlerken azda olsa ışık hüzmesi yakaladı gözlerim. Peşinden koşa koşa aydınlağa kavuşmanın hazzıyla ilerlerken başa döndüğümü fark ettim. Yanılgım beni aniden başa atarken durdum kaldım öylece , ne gidebildim ne gelebildim. Durdum , bulunmayı bekledim. Ne giden oldu ne gelen. Ben de böyle unutuldum.
Karşımda birbirlerini gözlerinde ki öfkede boğan iki insan vardı. Ölümcül bakışları birbirlerinin yüzünden hiç ayrılmazken ne yapacağını bilememenin telaşı vardı içimde. Ben yokmuşum gibi bakışları hiç bana dönmemişti. Olayların içinde değil de dışardan izliyormuşum gibi hissetmeme sebep oluyordu birbirlerinden ayrılmayan bakışlar.
Hazar' ın burada ne aradığı beynimde dolanıp dururken bencilce benim için gelmemiş olmasını diliyordum. Emir' in ondan haz etmediğini gözlerinde görmüşken aramıza birde bu sebepten duvar örülsün istemiyordum. İstemiyordum da Hazara da neden geldin sorusunu soramayacağımı çok iyi biliyordum.
Ömrümden ömür giden bir hafta içerisinde yanımda olan tek destekçiyken nasıl sorgulardım ki varlığını ?
Buraya gelirken hayalimde bir sürü kötü seneryo canlandırmıştım ama hiç biri bu kadar kötü değildi. Hayal gücümün sınırlı kapasitesini gerçek hayat yüzüme vurmuş , Emir' in ailesindense Hazarla olacak tartışmamızı daha cazip bulmuştu.
Gözlerim neden burada olduğunu sorgularcasına Hazar' ın yüzüne tırmanırken bakışları izlendiğini farketmişcesine bana döndü. Çehresinde küçük tebessümü yer edindi. Yakalanmış olmanın mı yoksa Emir' in yanımda oluşundan mı bilmediğim korku bedenimi esir aldı. Sağ gözünün altındaki morluk dikkatimi o tarafa topladı çok geçmeden. Kimle kavgaya tutuştuğunu bilemesemde az sonra yaşanacaklar daha çok korkutuyordu beni.
Emir hala elimi bırakmamışken avucundaki elimi canımı acıtacak derecede sıktı. Gözlerim anında Emir' e dönerken bana değil de Hazar' a baktığını gördüm. Emir' i ilk defa bu kadar sinirli görmenin endişesi içime otururken elimden bir şey gemiyor oluşu sıktı canımı. Siyah kavisli kaşları birbirlerine kavuşacak kadar çatılmıştı. Hafif esen havada burnundan sert soluklar alıp veriyordu. Dişlerini kıracakmış gibi sıkmasının sonucu olarak çenesi kasılmıştı. Gözlerim ürkütücü görüntüsüyle baş başa kaldı.
Elim avucunun arasında kaybolmuş gibi dururken sıkıyor oluşuyla dahada küçülüyor gibiydi. Gözlerim acıyla dolduğunda inlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Yağmurda ıslanan saçlarım azda olsa kurumuş önüme dökülmüşken yüzümü Hazar' ın görmediğine emindim. Görmesinide istemiyordum. Sanki ters giden en ufak bir şeyi yakalasa beni buradan sonsuza kadar uzaklaştıracak gibiydi. Duran yağmur içimizdeki kara bulutlara bizi teslim edip gitmişken içimde ki bilinmezlikle kala kalmıştım. Anlaşılan o bile az sonra yaşanacaklardan çekinmişti.
" canımı acıtıyorsun " acı içinde kıvranan sesimi ben bile zar zor duyarken sağ gözümden bir yaşın düştüğünü hissettim. Emir öfkeyle harmanlaşmış koyu kahverengi gözlerini bana çevirdiğinde sanki artık kahverengi değilde siyahtı o gözler. Zifri karanlığı anımsatan gözlerinde izimi kaybettim bir anlığına.
Öylece gözüme dikilen bakışları yanağımdan bir yaşın daha süzülmesiyle son buldu. Elinin sıkı tutuşu anında gevşedi ama elimi bırakmadı. Gözlerinden çekemediğim bakışlarında ilk defa şevkati göremedim. Aradım. Merhamet , şevkat , acı ya da kendimi bulmayı bekledim o karanlıkta ama bulamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M Ü B R E M |TAMAMLANDI |
RomanceAcı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim " Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...