Acı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim "
Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...
Multimedya da Tuğçe Haşimoğlu/ Bir Ömür Boyu var 💖
Hoşgeldiniz.
Şimdi ekrana basın.
Bastınız mı?
En altta bir yıldız var ona da basın. Bakın ne harikaşeyleroluyor ❣
Hadi göreyim sizi...
Satırarası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen ❣
SINIR 350 OY VE 520 YORUM !
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kızımızı bize leylekler getirmeyeceğine göre delalamın ( güzelim), biz hemen çocuk çalışmalarına başlamalıyız "
Yere indirdiği bedenim daha şoku atlatamadan Emir dudaklarıma yapışmıştı bile. Geri çevirmeye niyeti olmayan bu tutkulu kadın ise karşılık vermekte gecikmedi.
Gerisi tenin tene kavuşması...
Gözlerimin üzerinden ruhuma konan minik minik öpücükler vardı. Derin bir uykunun kollarından sıyrılmış olmanın verdiği mahsunlukla anlamsız bir şeyler mırıldandım. İnatla beni uykumdan alıkoyan dokunuşlar beni sinir etmeye başlamıştı. Hafifçe yan dönüp huzurlu uykumda ki huzursuz dokunuşlardan kurtulmayı istedim.
"Delalamın ( güzelim), hadi kalk. Saat dört oldu, uyanıp yemek yemelisin " kulaklarıma sirayet eden yumuşak ses tonu bana niniyi hatırlatıyordu.
Tekrar uykunun koynuna bırakacakken kendimi yanağımdan dudağıma doğru sürtülen dudaklarla gözlerimi kocaman açtım. Bu dokunuş hiç masumane gelmemişti bana. Uyku namına bir şey kalmazken gerilen bedenimle birlikte ellerimi kocamın omuzlarına koydum.
"Emir " şok olan ses tonuma eşlik eden kaskatı bedenim kocamın geri çekilmesine yetti.
Bu adam beni nasıl uyandıracağını çok iyi biliyordu.
Bir öptü, bende uyku adına hiçbir şey kalmadı.
Yüzünde kocaman bir tebessümle bana bakan kocam, omuzlarındaki ellerimi avuç içlerine hapsedip aşağı çekti. Her haliyle muhteşem olan kocamın yüzünü bir kez daha izledim aşkla.
Aralarında parmaklarımı dolaştırmak istediğim saçları alnına dağılmıştı. Koyu kahve gözlerinden yansıyan ışık sabah güneşimdi. Öpmeye doyamadığım dudakları harika bir gülüşle çevrelenmişti. İnci gibi dişleri bana seyirlik manzara sunarken aramızda birkaç santimlik bir mesafe vardı.
