Kudretlilerin Lordu

23- Hei Tie'den Ders

Bai Che ve Beyaz 2 gün boyunca Golem avladılar. Beyaz, Golemlerin bedenlerini özümseyerek Gerçek kaynak alemi 2. Seviyeye ulaştı. Bai Che ise ruhlarını özümseyerek Gerçek kaynak alemi 1. Seviyenin zirvesine ulaştı. Toprak elementine olan yakınlığı büyük miktarda arttı. Artık bir ayı boyutlarında bir taşı hareket ettirebiliyordu. Hareket ettirdiği taş ne kadar küçükse taşın üzerindeki kontrolü o kadar güçlü oluyordu.
‘Taştan Vücut’ ise çok büyük bir değişim geçirmişti. Çok daha ayrıntılı, güçlü ve zorlayıcı bir hale gelmişti. Ama gelişen Tomar ve teknikti. Bai Che’nin hale tekniğe çalışması gerekliydi.

Bai Che’nin planı şimdilik Tomarı geliştirmekti. Sonrasında evde meditasyona oturacak ve teknik üzerine yoğunlaşacaktı.

Bai Che bir ‘Alev Maymunu’ sürüsü gördü. 4 tane Gerçek kaynak alemi 3. Seviye, 2 tane Gerçek kaynak alemi 5. Seviye ve 1 tane Gerçek kaynak alemi 6. Seviye Alev Maymunu vardı.
Bai Che yayını çekti ve Gerçek kaynak alemi 5. Seviye bir Maymuna attı. Diğer 5.Seviye Maymunun kafasına bir buz sütunu düştü. Sütunun altında kalan maymun, Beyaz’ın saldırmasıyla parçalara ayrıldı. Biranda 2 tane Gerçek kaynak alemi 5. Seviye Alev Maymunu ölmüştü.
Bunu gören diğer Alev Maymunları öfkeyle Beyaz’ın üstüne atıldı. Ama nafileydi. Beyaz büyük bir dikkatle geri çekildi ve Lordunun hepsini haklamasına izin verdi. Bai Che attığı her okla bir Gerçek kaynak alemi 3. Seviye Maymunu öldürdü ve oldukça kısa bir zamanda kalan tek maymun Gerçek kaynak alemi 5. Seviye olandı.
Gerçek kaynak alemi 6. Seviye alev maymunu öfkeyle kükredi ve Beyaz’a bir alev topu fırlattı. Beyaz, alev topundan kaçınamayacağını anlayınca önüne buzdan bir kalkan düşürdü. Bai Che’de artarda saldırılar yaptı ve Maymunu yaraladı. Beyaz yaralanmış Maymunun üstüne atlayıp öldürdü.

Bai Che, Alev Maymunlarını tek tek özümsedi ve Gerçek Kaynak alemi 2. Seviyeye yükseldi. Ateşe olan yakınlığı arttı. Elinde yumruk büyüklüğünde bir ateş topu oluşturdu. Ateş topunu karşısındaki ağaca fırlattığında ağacın üzerinde sadece bir iz bırakabildi. “Sonuçta daha yeni başladık.” diye düşündü Bai Che.

Zihninde başka bir Tomar belirdi. Bu Tomarın üstünde ‘Alevin Hükmü’ yazıyordu. Beklemeden Tomarı açtı ve okudu. “Bu teknik yumruğunu alevle kaplar. Alevle kaplanan yumruk cana zarar vermez. Aksine verdiğin hasarı büyük miktarda arttırır. Yeteri kadar çalışıldığı takdirde alevi silaha aktarabilirsin ve silahının hasarı aynı miktarda artar.”
Bai Che tekniği görünce gözlerine inanamadı. “Gerçek kaynak alemi seviyesindeki canavarlardan böyle teknikler düşüyor. Ve bu canavarlar her ormanda bulabileceğin canavarlar. Kadim soya ait bir canavar öldürürsem alacağım teknik basitçe inanılmaz olacak. Fate’in hapı tek kelimeyle Muazzam.” Diye düşündü Bai Che yüzündeki saf gülümsemeyle.

Kalan 3 gün boyunca ormanın aynı kısmında kalıp Alev Maymunu ve Golem avladılar. Ve artık dönme vakti geldi.

Yarım günlük yolculuğun ardından merkeze ulaştılar. Havanın kararmasına bir süre daha vardı. Bu yüzden talim alanına gitti ve ‘Fısıltının Saflığı’nı çalışmayı başladı.
‘Fısıltının Saflığı’ aşırı zor bir teknikti. Ama Nelea yayının ‘Fısıltının Saflığı’yla mükemmel uyduğunu farketti.

‘Fısıltının Saflığı’ için muazzam sakinlikte bir ruh hali ve elindeki yayın bir uzuv gibi kullanılması gerekiyordu. Yayla bir olmak söylendiği kadar kolay değildi. Yayın hareketlerine mükemmel bir şekilde uyması gerekliydi. Seninle birlikte nefes almalı ve vermeliydi. Elinin en ufak hareketinde yayda seninle birlikte hareket etmeliydi. Yay ve sahibi birbirine ayak uydurmaya çalışmamalıydı. Aksine muhteşem bir uyum içinde olmalılardı. Ve bu şey oldukça zordu.

Her zorluk beraberinde güzel bir ödül getirir. Fısıltının Saflığı zor olduğu kadar kuvvetliydi de. Sessiz ve ölümcüldü. Hedef vurulmadan önce gelen oku fark etmezdi bile. Herhangi bir patlayıcı kuvvet yoktu. Fısıltının saflığı yarar ve geçerdi. Kesin ölüm!
Bai Che hava kararana kadar çalıştı. Ama ‘Fısıltının Saflığı’nı kavrayamadı. Yine de Nelea yayı sayesinde biraz ilerleme kaydetmişti.

Evine gitti. Sabaha kadar meditasyon yaptı. Beyaz ise her boş kaldığında ‘Buz Sarkacı’nı çalışıyordu.
Sabah olduğunda dışarıdan Hei Long’un kuvvetli sesi duyuldu. “Bai Che, gidiyoruz.”

Bai Che meditasyondan kalktı ve Hei Long’un yanına gitti.

“Gerçek kaynak alemi 2. Seviyenin zirvesi… gerçekten hızlısın.” Dedi Hei Long belli belirsiz bir gülümsemeyle.
Bai Che masumca kıkırdadı. “Hehehehe”

Hei Long, Bai Che’ye takip etmesi için el işareti yaptıktan sonra kapıdan çıktı. Bai Che ve Beyaz da takip ettiler. Yürürlerken Hei Long ciddiyetle sordu. “’Fısıltının saflığı’yla nasıl gidiyor?”

Bai Che de cevapladı “Biraz ilerleme kaydettim ama hala çok yolum var.”
Hei Long hemen durdu ve şaşkınlıkla Bai Che’ye baktı. “Ne? Şimdiye kadar o teknikte kimse uzmanlaşamadı. Hatta bırak uzmanlaşmayı en ufak bir ilerleme kaydedemedi.”

Bai Che ise yüzünde salakça bir bakışla kıkırdadı “Hehehehe. Sadece şansım yaver gitti.”

Hei Long kafasını salladı ve yürümeye devam etti. Şaşkınlığı ise hala duruyordu. “Şans mı? Hadi lan oradan… Bu velet gereğinden fazla yetenekli.” diye içinden geçirdi.
Bir süre yürüdükten sonra büyük bir talim alanına ulaştılar. Kapalı bir alandı. Duvardaki tonlarca silah dışında odada neredeyse hiçbir şey yoktu.

İçeri de Hei Tie duruyordu. “Hahaha. Lanet velet, sen gerçekten de bir dâhisin." dedi Hei Tie.

“Bai Che’yi eğit” dedi Hei Long ve duvarın dibine oturdu.

Hei Tie duvardan bir pala aldı ve Bai Che’ye seslendi. “Hey. Velet, çıkar silahını.” dedi ve bekledi.

Ardından konuşmayı sürdürdü. “Yay’da sessizlik ve gizlilik önemli olabilir. Ama kılıç için…” dedi ve aurasını saldı. Palayı kavradı. Palayı kuvvetli bir kükreme eşliğinde savurdu. Bu savuruş küçük bir dağı ikiye ayırabilecek kadar güçlüydü.  “… patlayıcı bir güç ve keskinlik daha önemlidir.” Dedikten sonra ağır bir nefes aldı.

“’Kükremenin Kudreti’ saf güç açığa çıkarır. Benim bile kavrama yetim sadece 1.kısmı anlamaya yetti… Şimdi saldır bana!”