Fen Hao denen yaşlı adam Bai Che'yi kendi evine getirmişti. Bir koltukta oturan Bai Che evcillerini de ayaklarının dibine yatırmıştı.
"Bir şeyler içmek ister misin genç adam?" diye sordu Fen Hao.
"Genç adam?" diye tekrarladı Bai Che ve güldü. "Sanırım artık sana Usta demeliyim."
"Sanırım."
Bai Che birkaç saniye duraksadı, sonra da bir soru yöneltti. "İlk ve son dedin, bundan önce başka öğrenci almadın mı?"
"Hayır."
"Neden? Prensip meselesi mi yani? Ya da doğru öğrenciyi falan mı bekliyordun?"
"Pek sayılmaz."
"Beni sadece handan tanıdığın için mi öğrencin olarak aldın sen?" dedi Bai Che gülerek.
Fen Hao kendine çay doldururken duraksadı, birkaç saniye düşündü ve "Sanırım öyle." dedi.
Bai Che kendini tutamayıp bir kahkaha attı ve ardından bir başka soru yöneltti. "O gün neden handaydın ki sen? Eminim o handa bira içmekten daha iyi eğlenme metotları biliyorsundur. Sonuçta sen bir kıdemlisin değil mi?"
"Evet, ben bir kıdemliyim. Ama bir yerlerde yanlışın var." dedi Fen Hao, çaya 2 şeke atıp karıştırdı. "Ben en güçlü kıdemliyim."
"Hala sorumu yanıtlamadın."
"Aslında dolaylı yoldan anlattım sayılır, o gün oraya gelmemin sebebi bir ilk yapıp beni tanımayan insanların yanına girmek istemem. Yao Tarikatının içinde beni görüp te kaba davranacak 1 kişi bile yok, Tarikat Lideri de dahil. Bu saygı insanı çok sıkıyor, en azından beni bir hayli sıktı."
"Normalde insanların aradığı şeydir, saygı duyulmak. Ama sen bundan bıkmışsın."
İkili biraz güldü.
"Peki neden hiç öğrenci almadın, bu saygıyla ilgili değil." diye söze girdi Bai Che.
Fen Hao derin bir iç çekti ve Bai Che'nin önündeki koltuğa oturdu. "Aslında bakarsan uzun ve üzücü bir hikaye." dedi ve çayından bir yudum aldı. "Benim ailem, ben doğduktan 6 yıl sonra bir salgın yüzünden öldü. Ben ve 2 yaşındaki kardeşim bu salgından bir şekilde kurtulduk, meğer işler sandığımdan daha betermiş." Bakışlarını yere gömdü, sanki Bai Che'nin onu görmesini istemiyor gibiydi. "Şuanki tarikat liderinin babası beni ve kardeşimi tarikata soktu, bir öğrenci olarak aldı." Yutkundu. "Ama bir süre sonra kardeşim kötüleşmeye başladı. Salgın zaman geçtikçe kardeşimi daha fazla hasta ediyordu. Tarikatın doktoruna götürdüğümüzde iyileşebilecek durumu çoktan geçtiğini söyledi. Daha iyi bir doktor aradım, bunda eski tarikat liderinin de çok katkısı oldu." Çayını sonuna kadar içti ve kalkıp çay doldurmaya gitti. Çayını doldururken Bai Che'ye arkasını döndü. "Ama her çabamız boşunaydı, kardeşim iyileştirilemezdi. Sonunda eski tarikat lideri yanıma geldi ve 'Acılarına son vermeliyiz.' dedi. Haklıydı, gerçekten çok acı çekiyordu. Dediğini yaptım. Hızlı, keskin ve acısız bir darbeyle onu öldürdüm." Duraksadı, hala arkası Bai Che'ye dönüktü. "Kendi kardeşimi, ellerimle öldürdüm." Yere düşen 1 damla yaşı görmüştü Bai Che "Bundan sonra eski tarikat lideri, çocuğu ve başka birkaç görevli dışında kimseyle konuşamıyorum." Birden Bai Che'ye döndü. Yüzü oldukça sakindi, kendini toplamış gibiydi. "Ama bir süredir bunun üstüne çalışıyorum. Başka insanlarla konuşmaya başladım, 1 hafta önce de dış tarikatta yetişim üzerine bir ders verdim, çok, çok zordu ama yaptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kudretlilerin Lordu
Fantasy"Kudretlilerim, Bizler kurtarıcı değiliz, Bizler katiliz, yok ediciyiz. Bizler avcıyız, 'Onları' avlayacak olanlarız. 'Onlar' birçok isimle bilinirler. Yaratıcı, Tanrı, Yöneten, Kutsayan Ve Ölümsüzler. İsimlerini sınamamızın vakti geldi. Tanrılar av...