36- Patron Yan

691 65 1
                                    

Üçlü, Yao Tarikatından ayrılalı 3 saat bile olmamıştı, fakat 1 gün uzaklıktaki Wastırdend adlı şehre ulaşmışlardı. Bunda Sers'in deliler gibi koşması ve ancak şehri görünce durmasının payı büyüktü.

Wastırdend şehri gelişmiş olarak tanımlanamazdı, nüfusu da köyden biraz daha fazlaydı. Ancak şehri önemli kılan bir şey vardı ki o da civardaki tek ve en iyi havyan satan yer olmasıydı. Sanılanın aksine şehirde yaşayanların içinde sadece 1 kişi havyan oradaki asıl satıcıydı ve diğerleri de onun emrinde çalışıyordu. Az kişiyle bu kadar iyi iş çıkarması sebebiyle Yao Tarikatında bir unvan kazanabilmişti, lakin bunu pek fazla kişi bilmezdi.

Bir grup yetişimci, zincirli hayvanları sürükleyerek, etrafı kalın duvarlarla çevrili bir araziye götürüyordu. Dikdörtgen suratlı, şişman bir adam, zincirleri tutanlara "Hızlı olun, süprüntüler!" diye bağırıyordu. "Sizi bok çukurundan çıkarıp eğittim! Hakkını verin!.. Hey, mallara zarar vermeyin diye kaç kere söyleyeceğim size!"

Yeryüzü Kaynak alemi 1.Seviye bir genç, kollarını yanındaki iki kadının beline dolamış, gülerek yaklaştı. "Köle." dedi birkaç metre uzağındaki, elinde zincir tutan adama. Adam zincirin ucundaki Yeryüzü Kaynak alemi Kızıl Öküzü tutmaya çalışıyordu. Kan kırmızısı boğa durmadan zıplasa ve hareket etmeye çalışsa da adamın duruşu gayet sağlamdı ve fazla zorlanıyormuş gibi bir hali de yoktu. Böyle bir tavır sadece iki tür insanda olurdu; ya çok ama çok güçlü olacaktın, ya da bunu her gün tekrarlayacaktın. Aslında adamın yetişimi sadece Ruh Kaynak alemi 1.Seviyedeydi, ama bu işi Şişman Patron onu yanına aldığı günden beri yapıyordu. Daha yaşını bile bilmezken, yanında kimseler yoktu. Yalnızdı ve çöpleri karıştırarak yaşıyordu. Şişman Patron onu bulduğunda bir böcekten farksızdı, yanına yaklaşmış ve bir soru sormuştu: "Yanımda canın çıkasıya kadar çalışmak ister misin?" Bir metreden ufak boyuyla çocuk, konuşma yaşı geçmesine rağmen konuşmayı bilmiyordu. O zaman ağzını bile açmamıştı, sadece önünde duran şişman adamı takip etmişti. Aslında Şişman Patron "Sizi bok çukurundan çıkardım" dediğinde gayet ciddiydi.

"Hey, köle. Sana sesleniyorum. Sağır mısın?" diye tekrarladı, ama adam ne bir kelime etmiş ne de başını kımıldatmıştı, duyduğuna dair en ufak tepki bile vermemişti.

Gencin yüzündeki gülüş silindi. Ellerini, kadınların üzerinden çekti ve adamın karnına bir tekme savurdu. Ancak adam geri çekildi ve elindeki zinciri gencin bacağına doladı. Genç kükreyip yetişimini ateşledi ve yumruk yaptığı elini adama doğru savurdu. Savrulan el bir rüzgar cisimleştirip adama gönderdi. Rüzgar darbesi karşısında adam kendini savunsa da aradaki yetişim farkı sebebiyle rüzgarın gücüne erişemedi ve 2 metre uçuruldu.

Zincirin tekinden kurtulan öküz kendini tutan diğer 3 kişiyi daha da zorlamaya başladı. Hareketleri artık daha kuvvetliydi, çünkü umut barındırıyordu.

Şişman Patron çıkardığı kırbacıyla öküze yaklaştı. Öküzün, kendine yakın olan boynuzunu kırbacıyla tuttu ve kendine çekti. Boşta olan elini kaldırıp boynuzu kavradı ve hiddetle yere yapıştırdı. Öküzün boynuzu yere değse de hala Şişman Patron'la aynı boydaydı. Kızıl Öküz kıpırdıyor, hareket etmeye çalışıyordu, ancak tutulan boynuz ve bağlı olduğu diğer 3 zincir yüzünden bir türlü kurtulamıyordu.

Duvarların arasındaki dev kapıdan koşarak gelen uzun boylu adam "Yettim." diye bağırdı. Nefes nefeseydi, lakin kendini toparlamaya çalışmadı. Ellerini değişik hareketler yapacak şekilde oynattı ve yerden taş zincirler çıkardı. Bu zincirler Kızıl Öküzün boynunu, boynuzlarını ve toynaklarını kavradı.

Şişman Patron, zincirlerin öküzü tamamen tuttuğundan emin olduktan sonra boynuzu bıraktı ve gence doğru yürüdü. Genç, gelen şişmana doğru ateşli gözlerle baktı. "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz, ha? Bu nasıl bir yönetim! Benim kim olduğumu biliyor musunuz siz!"

Kudretlilerin LorduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin