Kudretlilerin Lordu

24- Kızıl Öncü

Beyaz, Hei Long’un yanına geçti ve ‘Buz Sarkacı’nı çalışmaya başladı. Bai Che ise tekrar ve tekrar Hei Tie’ye saldırıyordu.

“Kılıç bir uzvun olmalı. Karşındakinin ne olduğu yada neyden yapıldığı önemli değil. Onu kesebileceğine inanmalısın.” dedi Hei Tie darbeleri karşılarken.

Bai Che’nin tüm gücünü ortaya çıkarmadığını görünce “Kendini tutma. Burası mükemmel serlikte bir odadır. Korkma. Yıkımı ara. Öldür ve öldür. İşte kılıcın yolu budur.” dedi Hei Tie.

Bai Che tekrar tekrar saldırdı. Tam 2 gün boyunca çalıştılar. 2 günün sonunda Bai Che’nin kılıç üzerindeki hakimiyeti artmıştı. Bai Che sanki kılıcın kendisiyle bir olmak istediğini fark etti.

Şimdi sıra ‘Kükremenin Kudreti’ne gelmişti. 3 gün çalıştı ve ‘Kükremenin Kudreti’nin temellerini kavradı.
Bai Che zihnindeki ‘Alevin Hükmü’ Tomarını açtı ve 5 gün boyunca onunla uğraştı. İlk başta alevi yumruğuna gönderip tekniğin temelini attı. Sonrasında kavrayış kazandı ve kılıcına yöneltti. Kılıcı her alevlendiğinde savuruşları daha da güçleniyordu. Bu süreçte Hei Tie ve Hei Long başında bekleyip tavsiyeler verdiler.

Hei Tie oturduğu yerden kalktı ve “Kükremenin Kudretini kullan.” dedi Bai Che’ye bakarak.

Bai Che doğruldu, elindeki kılıcı sıkıca kavradı. Ani bir kükreme eşliğinde duvara çapraz bir savuruş yaptı. Bu savuruş güçlü olsa da duvarda herhangi bir iz oluşturamamıştı.
Hei Tİe tekrar konuştu “Kılıcını alevle ve tekrar dene.”

Hei kardeşler ‘Alevin Hükmü’nü ilk gördüklerinde şaşırmışları. Bai Che’ye bu tekniği nerden bulduğunu sormuşlardı ama cevap alamamışlardı. Sonuçta “Canavarlardan düşürdüm” diyemezdi. Bu bir oyun değildi sonuçta.

Bai Che kılıcını alevledi ve aynı savuruşu tekrarladı. Ama bu seferki kükreme çok daha kudretliydi. Ve bu sefer duvarda ufak da olsa bir yarık vardı!

Hei Tie bunu görünce öylece bakakaldı. Bu duvar aşırı sert bir metalden yapılmıştı. Gerçek kaynak alemindeki kimse duvarda çizik bile oluşturamazdı. Ama Bai Che bir yarık oluşturmuştu. Bu sadece 1 kelimeyle ifade edilebilirdi “Muazzam”
Hei Long’un yüzünde mest olmuş bir ifade vardı. Hei Tie’nin yüzündeki şaşkın ifade yerini sevince bıraktı. “Şuanda karşında hiçbir Gerçek kaynak alemi duramaz. Sanırım artık Elit toplantısına gidebilirsin.” dedi Hei Tie.

6 gün boyunca Hei Kardeşlerle ‘Kükremenin Kudreti’ üzerine çalıştı.
Hei Long yüzündeki sakin gülümsemeyle “Toplantıdan önce 1 ayın var. Kılıcın üstündeki hakimiyetin güçlendi. Gerisini tek başına çalışabilirsin. 1 ay boyunca bu odayı kullan ve kendini kanıtla.” dedi ve Hei Tie’yle birlikte odadan ayrıldı.
Bai Che odada yalnız kaldı. Depolama çantasını açtığında yumurtanın kırılmak üzere olduğunu gördü. Yumurtayı eline aldı ve yarılmasını izledi. Yumurtanın içinden 20cm’lik bir yılan çıktı. Bu yılan kıpkırmızıydı ve tatlılıkla Bai Che’nin elinde dolaşıyordu.

Bai Che yılanın kafasını okşadı. Yılan da zevkle kuyruğunu oynattı.
Bai Che Beyaz’a baktı. Beyaz “Evet” der gibi kafasını salladı. Bai Che hafifçe gülümsedi. Elini kanattı ve 1 damla kanın Yılanın kafasına düşmesine izin verdi.

Kan düşerken Bai Che’nin ağzından şu sözler döküldü “Kızıl Öncü”

Kafasında hemen bir ses duydu. Bu ses ufak bir çocuk kadar büyük bir masumiyete, kralla konuşan bir askerin sahip olduğu saygıya ve itaatkarlığa sahipti. “Kızıl Öncü, Lordunu selamlar.”

Bai Che, Beyaz’a mutlulukla baktı. Önündeki Yılanın ateş elementine yakınlığı olduğunu hissetti. Fate’in hapı işlevini yerine getirmişti.
Bai Che, Hei Long’un yanına gitti. “Usta” dedi mahcup bir şekilde “Bana bir takım şeyler lazım.”