Bai Che dağa tırmanmaya devam etti. Her gördüğü canavarı olabilecek en hızlı şekilde avladı ve koşmaya devam etti. İlerledikçe canavarların seviyesi arttı.
3 günün sonunda dağın zirvesine oldukça yakındı. Artık ortaya çıkan canavarların hepsi Ruh kaynak aleminin zirvesindeydi ve avlamak da bir o kadar zorlaşmıştı. Beyaz’ın ‘100 Bin Buz Oku’ bile canavarları tek vuruşta öldüremiyordu.
Bai Che ‘Fısıltının Saflığı’nı kullanabiliyordu. Sadece temellerini kavramak bile Ruh kaynak alemi 9. Seviye bir canavarı öldürebiliyordu ama ‘Fısıltının Saflığı’nı son çare olarak kullanıyordu. ‘Fısıltının Saflığı’ kadar büyük bir kuvveti olan bir diğer tekniği de ‘Kükremenin Kudreti-Alevin Hükmü’ birleşimiydi.
‘Alevin Hükmü’nü ‘Fısıltının Salığı’yla kullanmayı hiç denemedi. Daha doğrusu cesaret edemedi. Ortaya çıkacak kuvveti tahmin edemiyordu. Gerçekten yok edici olacağına emindi.
1 gün boyunca avlandıktan sonra bir mağara gördü. Mağaranın önünde dev bir örümcek vardı. Yetişimi Yeryüzü kaynak alemi 1. Seviyenin zirvesindeydi.
“Beyaz geride dur. Bir teknik deneyeceğim.” dedi Bai Che ve Nelea Yayını çıkardı. Beyaz da geriye doğru birkaç adım attı. Bai Che yayı gerdiğinde yayda görünmez bir ok belirdi. Ok sanki hiç yokmuş gibiydi. Hissedilemiyordu bile.
Bai Che oku alevledi. Bu ‘Alevin Hükmü’ idi. Yayı bıraktı ve görünmez ok inanılmaz bir hızla süzüldü. Ok örümceğin vücudunu deldi geçti. Ama bu delik örümceğin dev gibi vücudunda ufacık bir delikti. Örümcek Bai Che’ye doğru koşacaktı ki birden ifadesi değişti. Delikten bütün vücuduna doğru yayılan bir alev peydah oldu. Örümceğin iç organları cayır cayır yanıyordu ve bu örümceğe o kadar acı veriyordu ki çığlıkları bütün dağı sarstı. Yanan örümcek son çığlığını attı ve yere devrildi.
Bai Che örümceğin ruhunu özümsedi. Hareket kabiliyetinin arttığını hissetti. Yetişimi Gerçek kaynak alemi 2. Seviyenin zirvesine yükseldi. Zihninde diğer canavarlardan aldığı tomarlar vardı. Ama bunlara daha bakmamıştı. Bu teknikleri birleştirmek için sabırsızlanıyordu. Bunun için dağdan inmeyi bekliyordu. Şuan için örümcekten aldığı tomara baktı. Üstünde ‘Zehir’ yazıyordu. Tomarı açtı ve okudu.
“Bu teknik zehir direncini pasif olarak arttırır ve kişinin zehir oluşturabilmesini sağlar. Zehir kişinin isteğine göre farklılık gösterebilir. Felç, hızlı ölüm, sakatlamak, acı çektirmek ve bunun gibi özellikler eklenebilir. Tabi bunlar ne kadar ustalaştığına göre güçlenir ve kuvveti artar.”
“Zehir demek… Oldukça işime yarar. Acaba ‘Alevin Hükmü’yle birleştirirsem ne olur?” diye düşündü Bai Che. Bu sırada Beyaz, örümceğin yarısını yemişti. Yetişimi Gerçek kaynak alemi 5. Seviyeye ulaşmıştı. Sonuçta özümsediği ceset yeryüzü kaynak alemindeydi. Yetişiminin artmaması saçma olurdu. “Ne kadar aç birşeysin sen öyle.” dedi Bai Che gülümsemeyle ve Beyaz’ın kafasını okşadı. Beyaz da Bai Che’nin elini yıkayarak karşılık verdi.
Mağaraya girdiler. Mağara oldukça karmaşıktı ve her yolun ardından birden fazla yol çıkıyordu. Bir süre ilerledi. Karşısına durmadan örümcek çıkıyordu. Bunlar Gerçek kaynak aleminin zirvesini geçmeyen yavru örümceklerdi. Ama hepsinin mükafatları aynı oluyordu. Hız kabiliyetinin artması ve ‘Zehir’ tekniğinin daha kompleks hala gelmesi.
Artık Beyaz’ın cesetleri özümsemesi için durmuyordu. Son 1 günü kalmıştı ve bu süre bittiğinde dağdan inmek zorunda kalacaktı.
Son 1 gününü iyi değerlendirmeli ve ‘Zehir’ tomarını geliştirmeliydi.
Artarda örümcekleri avladı ve 1 gün hızlıca geçti. Bai Che’nin hızı ve hareket kabiliyeti büyük miktarda artmıştı. Artık hareketleri daha keskin ve kendinden emindi. Bai Che karada, havadaki kartal kadar seri ve hızlıydı. Ani hareketleri vücudunu zorlamadan yapabiliyordu. Gelen darbelerden küçük hareketlerle kaçınabiliyordu. ‘Zehir’ tomarı ise büyük miktarda gelişmişti. Ve bu miktar gerçekten büyüktü. Şuan ki en ayrıntılı ve güçlü tekniği haline geldi. Ana bu bir yardımcı kuvvetti. Yani ‘Fısıltının Saflığı’ gibi saldırı yapılamazdı. Ama ‘Fısıltının Saflığı’yla kullanıldığında kişiyi zehirler ve rahatça öldürebilirdi. Bu sırada yetişimi de Gerçek kaynak alemi 3. Seviyeye yükselmişti.
Beyaz tekniklerini o kadar çok kullanmıştı ki tekniklerindeki uzmanlığı hatırı sayılır miktarda artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kudretlilerin Lordu
Fantasia"Kudretlilerim, Bizler kurtarıcı değiliz, Bizler katiliz, yok ediciyiz. Bizler avcıyız, 'Onları' avlayacak olanlarız. 'Onlar' birçok isimle bilinirler. Yaratıcı, Tanrı, Yöneten, Kutsayan Ve Ölümsüzler. İsimlerini sınamamızın vakti geldi. Tanrılar av...