Enerjileri dolana kadar dinlendiler.
Bai Che köprünün ucuna geldi. Yanında da Beyaz vardı.
Aynı adam köprünün sonunda öylece dikiliyordu. Bu sefer aurası Başlangıç kaynak alemi 7. Seviyedeydi. Bai Che yaklaşınca, adam sözlerini tekrarladı. “Bir saldırımı karşılayıp atılmazsan, geçersin.” dedi ve sözlerine şunları ekledi. “Şuan ki gücünle, saldırım karşısında dayanamazsın.” Bai Che afalladı. Adam geçemeyeceğini belirtmişti.
Aniden Fate’in sesini duydu Bai Che. Bu sefer Beyaz da duymuştu sesi. “İstersen çekilebilirsin. Pes etme iznin var.” dedi Fate.
Bai Che hafifçe kafasını çevirdi ve Beyaz’ın yüzüne baktı. Beyaz yavaşça ağzını hareket ettiriyordu. Sanki “Şu lanet köprüyü geçelim!” diyordu.
Bai Che, Fate’e cevap vermedi. Sadece köprüye baktı ve köprüye doğru koştu. Hemen yanında beyaz vardı.
Köprüye adımını attıklarında bir rüzgar dalgası peyda oldu. Bai Che’yi ve Beyaz’ı dışarı fırlattı. Bai Che biraz afalladı. Ama durmadı. Hemen köprüye doğru koştu. Beyaz da toparlanıp Bai Che’yle birlikte köprüye adımını attılar. Köprünün sonundaki adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. Bir rüzgar dalgası daha geldi. Bai Che ve Beyaz tekrar savruldular. Ve tekrar, ve tekrar...
Fırlatıldıktan sonra her seferinde tekrar ayağa kalktılar ve köprüye koştular. 11 kere darbe aldıktan sonra ne Bai Che’de ne de Beyaz’da kalkacak takat kalmamıştı.
Her darbeden sonra köprünün sonundaki adamın gülümsemesi daha belirgin hale geldi.
Hareket etmeye çalışan her hücresi acıdan dolayı ağlıyordu. Tekrar ve tekrar kan kustular. Ama vazgeçmediler. Gözlerindeki alev hala yanıyordu.
Süründüler. Bacaklarını hareket bile ettiremediler. Elleriyle toprağı kazıdılar ve köprüye ulaştılar. Yavaşça ayağa kalktılar. Köprüye çıktılar.
Bir rüzgar dalgası daha geldi ve uçuruldular. Yavru bir kaplan ve küçük bir çocuk havada bir süre süzüldüler ve yere düştüler. Durumlarına yarı ölü demek abartı olmazdı.
Bai Che ellerini hareket ettirmeye çalıştı ama yapamadı. Ayaklarını biraz hareket ettirebildi. Ama ayağa kalkamadı. “Hadi, Hadi! Hareket et. Lütfen, hareket et. AHHHHH!” dedi gittikçe ses tonu yükselerek “HAREKET ET HADİ!!” diye bağırarak ayağa kalktı. Zar zor yürüdü ve Beyaz’ın yanına gitti. Beyaz öylece yatıyor ve Bai Che’ye bakıyordu.
“Beyaz, kalk ve şu lanet köprüyü geçelim.” dedi Bai Che. Beyaz’ın pençeleri biraz hareket etti ama sadece o kadardı.
Bai Che’nin sesi artık daha sertti. “Kalk” Beyazın bacağı hareket etti ama ayağa kalkamadı.
Bai Che avazı çıktığı kadar bağırdı. “SANA KALK DEDİM!” Beyaz her hücresini zorladı ve ayağa kalktı.
Bai Che hafifçe gülümsedi ve Beyaz’la birlikte köprüye yöneldi. Zorla yürüyorlardı. Sanki her an düşeceklermiş gibiydi. Ama zorda olsa köprüye ulaştılar. Birbirlerine bakıp gülümsediler.
Onlar tekrar tekrar düşmüşlerdi. Ama her seferinde kalkmışlardı. Sanki ölümsüzlermiş gibi. Sanki hiç yenilmeyeceklermiş gibi.
“Beyaz” dedi Bai Che gülümseyerek ve devam etti “Sanırım şimdi öleceğiz.” dedi. Ve biranda gülmeye başladı Bai Che. Beyaz da gülüyor gibi görünüyordu. Sanki dünyanın en komik şeyinin karşısındaydılar. Vücutlarındaki acıyı unutmuşlardı adeta.
Bir süre sonra sustular. Ama yüzlerindeki gülümseme hala duruyordu. 2 adım attılar ve köprüye çıktılar. Ama rüzgar dalgası gelmedi onun yerine köprünün sonundaki adam hafif bir kahkaha attı ve konuştu. Aslında sadece 1 kelime söyledi. “Geçebilirsiniz.”
Ve adam yüzündeki gülümsemeyle ortadan kayboldu.
Bai Che ve beyaz öylece bakakaldılar. “Biz… geçtik?” dedi Bai Che ve köprüye geçti. Adımları yavaş ve acı doluydu.
Köprüyü geçtiğinde kafasında Fate’in sesini duydu.
“Yılmaz bir iradeye sahip olmak bir yetişimcinin en büyük özelliğidir.”
Bai Che acısıyla birlikte kahkaha attı. O aslında…. Geçmişti?
“Şimdi, uyuyun.” dedi Fate. Ardından Bai Che ve Beyaz bayıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kudretlilerin Lordu
Fantasi"Kudretlilerim, Bizler kurtarıcı değiliz, Bizler katiliz, yok ediciyiz. Bizler avcıyız, 'Onları' avlayacak olanlarız. 'Onlar' birçok isimle bilinirler. Yaratıcı, Tanrı, Yöneten, Kutsayan Ve Ölümsüzler. İsimlerini sınamamızın vakti geldi. Tanrılar av...