6- İsyan

6.7K 626 281
                                    

Tuğra, Ferman'ın yanından ayrılınca Masal'ın masada oturduğunu unutmuştu bile, direkt çıkışa ilerleyip evinin yolunu tuttu. Masal'sa hala çelişkiler içindeydi. Ferman gibi olamazdı ama bu şekilde de yaşamak istemiyordu.

Kafasını kaldırdığında Tuğra'nın yanında olmadığını fark edip ofladı. Kardeşinin böyle yapacağını bilmeliydi. Ferman küçüklüğünden beri ne düşünüyorsa onu söyleyen ve asla kurallara uymayan biriydi. Tuğra'yla tanışırsa belki daha az tepki verir diye düşünmemeliydi.

Masadan kalkıp kardeşinin odasına doğru ilerledi. Ferman, on sekiz yaşındayken babasının söylediklerini yapmadığı için evden ayrılmış ve kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışmıştı. Masal, kardeşini her şeyden çok sevdiği için bu dönemde ona yardımcı olmuştu fakat Ferman, ondan maddi anlamda sadece borç istemiş ve durumu düzelince Masal'ın karşı çıkmalarına rağmen bunu ödemişti.

Masal'ın bir abisi vardı, kendi şirketlerinin başına geçecekti. Korhan'lara satılacak olan Platon Kozmetik, ailesinin elindeki en değersiz markaydı. Babası orayı, gözü kapalı satabilirdi fakat geleceği düşünüp Masal'ı öne sürmüştü. Planı, Volkan Korhan baştan indikten sonra Masal'ın kocasının aklına girip iki şirketi birleştirmesiydi. Bu yüzden Masal'a ihtiyaç vardı.

Zaten bu tarz ailelerde çocuklar şirket için piyon olurlardı. En büyük erkek çocuk, eğer talimatları uygularsa başa geçerdi. Tüm hayatları boyunca bu fikir onlara entegre edilirdi. Kız çocuk, bu tarz anlaşmalar için kullanılırdı. Evlilik yoluyla şirketleri zenginleştirme...

Ferman, istenmeyen bir çocuktu zaten. Abisi Murat, şirketin başına geçecekti, Masal evlendirilecekti fakat Ferman? Planda olmayan bir çocuktu. Aldırılmak için geç kalındığından doğmuştu.

Dünyaya gelmesi bile istenilmeyen bir çocuğun babasının kurallarına uyacak olması beklenmemeliydi zaten.

Masal, babasının Ferman'ı yedek yönetici yapma planlarının olduğunu biliyordu. Bir gece, annesiyle konuşurlarken duymuştu. Abisi Murat'ın herhangi bir hatasında Ferman devreye girecekti.

Fakat işler beklenildiği gibi olmamıştı. Ferman, ilkokuldan itibaren babasının beklentilerinin tersindeydi. Ne dersleri çok parlaktı ne de abisi gibi yönetici olma isteği vardı. Her zaman uçuk hayallerle gelmişti. Bir gün astronot olmak isterken ertesi gün dedektif olmayı istiyordu. Babası, ona ne derse desin karşı çıkmıştı.

Müziğe yatkınlığını küçükken fark etmişlerdi. Okulla beraber piyano eğitimi almaya başlamıştı, yıllar içerisinde de hem sesini hem de çaldığı müzik aletlerini geliştirmişti.

O gün geldiğinde, beş farklı müzik aletini profesyonelce çalabilen bir çocuktu. O gün... Ailesinden kopup, kendi ayaklarının üzerinde durduğu gün. Daha fazla ipinin olmadığı ve kimsenin onu kontrol edemediği gündü.

Babası, onun Uluslararası İlişkiler okumasını isterken Ferman, gizliden konservatuvar sınavlarına girmiş ve kazanmıştı. Üniversite seçimini yapmadığını öğrendiği gün, babasının tek bir sözü vardı. "Ya benim dediğimi yaparsın ya da bu evden defolursun."

Ferman ikinci kez düşünmeden, yanına hiçbir şeyini almadan o evden çıkmıştı. Belki zengin değildi, rahatça yaşayamayacaktı fakat istediği gibi yaşayabilirdi. Ne efendisi vardı ne de ipleri...

Başta zorluklar çekmişti, birkaç kez pişman olacak gibi olmuştu ama asla yılmamıştı. İlk geceyi, kumsalda evsizlerle birlikte geçirip onların hayat hikayelerini dinlemişti. Kimi alkol bağımlısı olduğundan her şeyini kaybetmişti kimiyse kumar borcundan. Ferman, bu dinlediği hikayelerden ders çıkartmıştı. Hiçbir şeye bağımlı olmayacaktı ya da hiçkimseye.

Masal bu dönemde kardeşi Ferman'a yardımcı olmuştu. Ev tutmasında, iş bulmasında Masal'ın hakkını yiyemezdi. Okulla beraber çalıştı, eskisi gibi bir malikanede yaşamıyordu ama o yaşadığı küçük daire onun dünyası olmuştu.

Şimdiyse, bu yüzden kızıyordu Masal'a. Zamanında ona yardım etmişti, şimdi o ablasına yardım edebilirdi. Tek yapması gereken hayır demekti, reddetmekti.

Belki, başta zorlanabilirdi ama o kardeşi gibi hiçbir şeyken vazgeçmeyecekti. Çalışıyordu, kendi parasını kazanıyordu ve emindi ki birikim de yapıyordu. Öyleyse neden babasını dinliyordu ki?

Masal kapıyı çalmadan açıp içeriye girince kardeşini masasının kenarına oturmuş, viskisini içerken bulmuştu. "Kızgın olmanı anlıyorum fakat bunu yapamam." Sesinde güç yoktu, kardeşini kaybetmek istemiyordu.

"Neden? Bana açıklar mısın? Neden karşı çıkmıyorsun?" Ferman'ın konuşurken sesi titriyordu. Sinirliydi, kızgındı ve her an ağlayabilirdi.

Masal, asıl sebebini söyleyemezdi. Babasının ona kurduğu cümleleri söylese, Ferman'ın delireceğini biliyordu. Sadece rahata düşkünlüğünden değildi bu durum. "Böyle olması gerek, sadece ne olursa olsun yanımda olduğunu bilmem gerek Ferman."

Masal yavaşça kardeşine doğru yürümüş ve kollarını ona sarmıştı. "Seni sevdiğimi biliyorsun." Kardeşinin alnından öperken Ferman ablasının göğsüne sığındı ve göz yaşlarını akıttı yavaş yavaş. "Ben de seni seviyorum Masal."

Ferman kızsa da bağırsa da ablasının vazgeçmeyeceğini anlamıştı. Bazı ipler, kolay kolay kopmazdı.

🎇

Neden bazı bölümlerin oyları yüksekken bazıları az? Oy vermeyi unuttuysanız, geri dönüp kontrol edin lütfen. 💜

Ferman ve Sezen favlarım 💓

rewrite the stars °bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin