18- İlk Öpücük

5.7K 436 789
                                    

Tuğra, yatmadan önce Cengiz Abi'ye yarın iş yerine gelmesini söylemişti. İlk iş ona bir ev tutup, yapacağı işi anlatmak olacaktı. Bu sırada ona aşk hakkında sorması gerekenleri soracak, ardından da akşam Masal evine gelecekti ve hem yöneticiliği kutlayacaklar hem de ona yaptığı dondurmayı yiyeceklerdi.

Daha önceleri hep heyecandan uyuyamayacağını düşündüğü ilk yöneticilik gününe, beklediğinin tersine uzandığı anda uyuyarak başlamıştı. Sabah uyanıp güzelce duş alıp ardından siyah renkteki takım elbiselerinden birini giyip buzdolabını açtı. Enerjik başlamak için hazırladığı birçok farklı meyvenin içinde bulunduğu meyve suyunu içti. Kahvaltı yapmayı planlamıyordu.

Evinden çıkıp arabasına bindi ve derin bir nefes alarak iş yerine doğru ilerlemeye başladı. Oraya yaklaştıkça kalbinin atışı da hızlanıyordu. Sonunda heyecanlandığı için mutluydu.

Tüm hayatını uğruna harcadığı yegane amacında hayal kırıklığına uğramayacaktı. Arabayı park edip binadan içeriye girdiğinde resepsiyonist kadın ayağa kalkıp onu selamladı. "Hoşgeldiniz Tuğra Bey, sizinle bugün ben ilgileneceğim."

Kadının uzattığı eli sıktı ve nazikçe gülümsedi. "Teşekkür ederim," Yaka kartını okuduktan sonra ekledi. "Yaren Hanım."

"Şirket hisslerinin büyük bir çoğunluğu sizin olduğu için, sizden gelen tüm kararlar, direkt kabul edilecek fakat yine de, tüm hissedarlarla yenilikler ve değişiklikler için toplantı yapılmalı ve fikirleri alınmalı. Bu toplantıları kişisel asistanınız Cansu Hanım ayarlayacak."

Kadın anlatmaya devam ederken Tuğra, bildiği şeyler olduğu için dinlemekten vazgeçmişti. Asansörle altmışıncı kata çıkarlarken kadın konuşmasını bitirdi. "Herhangi bir problem olursa bana ulaşabilirsiniz. Tebrik ederim tekrardan."

Tuğra mükemmel beyazlıktaki düzgün dişlerini gösteren büyük bir gülümsemeyle baktı kadına. "Teşekkür ederim. Ayrıca bugün Cengiz Bey gelecek buraya. Kendisi benim akıl hocam, sizden ricam o geldiğinde direkt benim yanıma çıkartmanız. Getireceği evrakları ilk önceliğiniz yapıp işe alımını gerçekleştirin. O gelmeden önce de, emlakçımızla görüşün. Buraya yakın, büyük bir ailenin kalabileceği geniş bir ev bulmasını söyleyin lütfen."

Asansör durduğunda karşısında Cansu Hanım'ı buldu. "Merhaba Tuğra Bey, ben sizin kişisel asistanınızım. Tüm toplantıları, görüşmeleri ve kalan uğraşamak istemediğiniz her şeyi yapacağım." Sarı saçlarını sımsıkı toplamış olan bu kadın, tam bir iş kadını görünümündeydi. Dizinde biten etek, gömlek ve ceket üçlemesine kemikli gözlüğü ve at kuyruğu saçlarıyla benzerlerini tüm plazalarda bulabilirdiniz.

Tuğra uzattığı eli sıktı yavaşça. "Tanıştığıma memnun oldum Cansu Hanım, bugün için herhangi bir toplantı yoktur sanırım?" Yavaşça güldü kadın. "İlk günden sizi yormak istemedik lakin yarın kalan hissedarlarla tanışıp ardından da basın konferansı vereceksiniz. Volkan Bey, resmi olarak basına emekliliğini bildirip yerine geçtiğinizi söyleyecek."

Cümlesini bitirince önden yürüyüp "Size odanızı göstereyim." dedi. Tuğra, Cansu'nun arkasından yürüdü. Camdan kapıyı kartıyla açıp eliyle odayı gösterdi.

Oda, kocaman bir pizza dilimi gibiydi. Kapıdan girince yanlara doğru genişleyen duvar, oval cam kaplamayla tüm İstanbul'u ayaklarının altına seriyordu. Odanın ortasında geniş bir masa, masanın önünde deri koltuklar vardı. Koltukların arasındaki sehpanın üzerinde şirketin yer aldığı dergiler, başarılarını anlatan makaleler yer alıyordu.

Masasının üstü bomboştu. Babası önceden toplatmış olmalıydı. Yavaşça masaya doğru ilerledi. Masanın ortasında altın kaplama bir plakada "Tuğra Korhan" yazıyordu. Plakaya gülümseyerek bakıp masanın ardına geçti ve koltuğuna oturdu.

rewrite the stars °bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin