34- Tehdit

3.4K 381 455
                                    

Bugün iki bölüm attım.

Öncekini atlamayın.

Tşk 💜

🎊

Tuğra, iki gün boyunca hayatını düzene sokmaya çalıştı. Yöneticiliği gerisinde bırakmıştı, Ferman olmasa bile hayatına yeni bir sayfa açacaktı. Sezen bu zamanlarda hep yanındaydı. Evdeki içkileri dökmüş, sigaraları kırıp atmış ve Tuğra'ya hayatını yola koyması için cesaretlendiriyordu.

Tuğra, ne yapacağını bilmiyordu. Yirmi yedi yıllık hazırlığını bir gecede çöpe atmıştı ve kendini boşlukta hissediyordu. Sezen'in önerisiyle birkaç yere başvurmuştu fakat hayalindeki şey bu değildi.

Teknik olarak bir hayali bile yoktu. Ne iş yapardı, ne onu mutlu ederdi bilmiyordu. Yöneticiyken en azından bir amacı vardı, şirketi kirli işlerinden çıkartmak ve daha iyi hale getirmek gibi. Şu an biliyordu ki yakında babası değişiklikleri fark edecek ve yaptığı her şeyi bozacaktı.

Cansu'nun yardımıyla bunu engelliyorlardı. Cansu, yalan belgelerle işleyişin eskisi gibi olduğunu gösteriyordu Volkan'a ama bir yerde patlayacaklarını biliyordu. Bu patlama Cansu'nun işini de bitirecekti, bunun farkındaydı Tuğra. Cansu, bunu Tuğra'nın geri döneceğine inandığı için yapıyordu ama Tuğra'nın dönme gibi bir düşüncesi yoktu.

Sezen'le bir görüşmeden daha çıkmış, bir yerde yemek yiyorlardı. Tuğra, görüşme sırasında oldukça donuk olduğu için seçilmeyeceğini biliyordu. Zaten bir otomotiv şirketinde çalışmayı istemiyordu da.

Sezen'se abisinin eskiye oranla daha da kötüleştiğinin farkındaydı ve bu yüzden Ferman'a sinirliydi. Ferman, Tuğra'yı bir şeyler için cesaretlendirip ardından da ortada bırakmıştı. Abisini böyle gördükçe Ferman'ı gördüğü yerde dövme isteğiyle doluyordu.

"Belki de bir şirkette çalışmak yerine, başka bir iş düşünebilirsin. Lisede, okul grubunda değil miydin? Senin gösterini izlemeye geldiğimi hatırlıyorum."

Tuğra, lisede müzik eğitimi almıştı fakat hep amatör olarak kalmıştı. Müziğe yüklenecek kadar boş zamanı yoktu. "Üzerinden on sene geçti, hiçbir şey hatırlamıyorum." Spor da yapmıştı ama sporcu olacak yaşı geçmişti.

Kafasını geriye atıp ofladı. "Hayatımın içine ettim." derken bir eliyle alnını ovalıyordu. "Yönetici olmuştum, şirketi düzgün bir yer haline getiriyordum. Şimdiyse tamamen sıfırım." Sezen karşıt bir şey diyemedi. Babasının kaybetmesini isterken abisini önemsemiyordu fakat şu an, babasının kaybetmesinden çok abisinin mutluluğunu düşünüyordu.

"Eğer tekrar yöneticiliğe dönmek istersen, yine yanında olurum Tuğra." dedi gülümseyerek. Tuğra ise olumsuzca başını salladı. "Yönetici olmayı hala istiyorum ama Masal'la evlenemem. Sevdiğim adamın ablasıyla evlenmem."

Sezen, Tuğra'nın hayatını düzene sokmaya çalışırken Masal'sa ne yapacağını bilemez haldeydi. Tuğra uzun zamandır ne aramalarına ne de mesajlarına dönüyordu ve ne olduğunu anlayamıyordu. Volkan, Tuğra'nın burnunu sürttürmek istediği için ona söylediklerini Haldun'a söylememişti ve bu yüzden Masal, Tuğra'nın evlilikten vazgeçtiğini ve yöneticiliği bıraktığını bilmiyordu.

Yine de, bir şeylerin doğru olmadığının farkındaydı ve bunun sonucunda babasının, onun canını yakacağının farkındaydı. Tuğra'nın hisseleri satmasını sağlamak gibi bir planı yoktu, bunu yapmayacaktı. Evlendikten sonra,Tuğra'yla bir plan yapıp Haldun'u ve abisini baştan indirip, şirketi Tuğra'nın üzerine geçirmeyi planlamıştı fakat şu an yaptığı plan, işlemiyordu.

Ferman'a da ulaşamıyordu ve bu yüzden gerginliği artıyordu. Belki babası, ona zarar vermişti bile ama haberi yoktu ve biliyordu ki Ferman'ın bir teline bile zarar gelirse babasını kendi elleriyle öldürürdü.

Tuğra, Sezen'i eve bıraktıktan sonra arabasıyla kendi evine giderken telefonu çalmıştı. Babası, yemekten sonra ilk kez Tuğra'yla iletişime geçiyordu. Tuğra, ne için aradığını merak ettiğinden telefonu açtı. "Efendim?"

Volkan keyifli bir şekilde güldü. "Hala aklın başına gelmedi mi?" Tuğra sinirle dişlerini sıktı. "Hayatım boyunca ilk kez aklım başımda hissediyorum."

Volkan hımladıktan sonra "Demek hala vazgeçmiyorsun, öyle mi? O zaman böyle vazgeçiririm. Sana elinden her şeyi alacağımı söylediğimde ciddiydim. Sezen, annen, Cansu, Cengiz ve geniş ailesi... Hatta Ferman, hepsinin canını yakmamı ister misin?" rahat bir şekilde, sonucunu bildiği soruyu sordu.

Tuğra aniden fren yapıp arabayı durdurdu. "Neyden bahsediyorsun sen?" Tedirgin bir şekilde konuşuyordu.

"Seni izlemediğimi mi sanıyorsun Tuğra? Her adımını, ne yaptığını veya kiminle görüştüğünü biliyorum. Cansu, beni aptal yerine koysa da vicdanını rahatlatmak için yaptığın değişiklikleri de biliyorum. Senin karşında dünkü çocuk yok. Ya dediğimi yapar, Masal'la evlenir ve yönetici olursun ya da sevdiğin herkesi elinden alırım. Yarın sabaha kadar düşün, eğer şirkette olmazsan o zaman görüşürüz." Volkan'ın sesinden ne kadar ciddi olduğunu anlamıştı ve telefon kapanınca bir süre kendine gelemedi.

Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Sevdiği herkesi kurtarmak için kendinden vazgeçecekti.

Tuğra, Volkan tarafından tehdit edilirken Ferman ise delirmek üzereydi. Geldiğinden beri kimseyle konuşmamış, sadece içip unutmaya çalışmıştı lakin bu bir işe yaramamıştı. Ne Tuğra'yı unutabiliyordu ne de Masal'ın onu sevdiğini söylemesini...

Ne yapacağını bilmez haldeydi. Tuğra'nın ona ulaşma çabalarının hala devam ettiğinden emindi ama hattını kırdığından beri hiçbir şeyden haberi yoktu. Tuğra'nın istifasından, ablasının onu aramalarından... Her şeyden habersiz bir şekilde içiyordu.

İçmeleri sırasında, sayıkladığı için barmenle konuşmaya başlamışlardı. Ferman'ın sayıklamalarını anlamasa bile, adam aşk acısı çektiğinin farkındaydı. Ferman'ın her gelişinde, ona sorular soruyordu ama Ferman cevap vermek yerine daha çok içiyordu.

En sonunda, Ferman dayanamamıştı ve yaşadığı her şeyi anlatmıştı adama. John, bir viski Ferman'a bir viski de kendine doldurdu. "Yani, ablan anlaşmalı evlilik yapacağı adama tutuldu, sen de bunu bilmeden o adama tutuldun ve o adam da sana tutuldu. Yani sen onu, o seni seviyor ama ablan da onu sevdiği için bir anda her şeyden vazgeçip buraya mı geldin?"

Ferman viskiyi kafasına dikip başını salladı. "Evet ama tek sorun bu değil. Tuğra, yaşadığımız şeylerden pişman. Doğru olmadığını düşünüyor ki bunu düşünürken ablamın onu sevdiğini bilmiyordu. Bunu öğrenirse daha da yıkılır. Hem Tuğra, evlenmekten vazgeçmiyor."

John başını sallayıp çenesini kaşıdı bir süre. "Durum oldukça boktan... Ama birbirinizi seviyorsunuz ve hiçbir şey buna engel olmamalı. Eğer kaçmasaydın, Tuğra'ya anlatsaydın belki de evlilikten vazgeçer ve seninle beraber olurdu."

Ferman güldü hafifçe. "Sanırım asla öğrenemeyeceğiz."

John bir kadeh viski daha uzattı Ferman'a. "Ben öğrenir miyim bilmem ama sen öyle ya da böyle öğreneceksin."

Ferman yine başını salladı. Tuğra'yla yüzleşmek zorunda kalacaktı çünkü ablasına verdiği sözü bozamazdı. Ne olursa olsun düğününde yanında olup ilk dans şarkısını söyleyecekti. Sevdiği adamla evleniyor olsa dahi...

🎊

Volkan senden tiksiniyorum, iğrenç bok kafalı dana surat. 👿

Tuğra vazgeçse, yöneticilik ondan vazgeçmiyordu...

Çok gizem yarattınız Masal'ın sevdiği var ya da çocuğu var diye ama o sadece Ferman'ı korumak istiyor. :") Babası Ferman'la tehdit ediyordu.

Bu arada final 5 6 bölüm sonra falan değil, sakin olun. Daha finale var fkfjdkdk

Ve bu hikayede smut beklemeyin çünkü kim altta kim üstte onu bile düşünmedim ve yazmayı sevmiyorum mfkdjekek

🐖

rewrite the stars °bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin