Tuğra uyanınca Masal'la buluşma ayarladı. Hem düğün hazırlıkları hakkında konuşacaklardı hem de Tuğra, dün olanları duymak istiyordu.
Hızlıca hazırlanıp mutfağa indi alışkanlıkla fakat eve yeni geldiği için hiçbir şey yoktu dolapta. Oflayıp evden çıktı, buluştukları zaman yerlerdi.
Bu havaları seviyordu. Penceresini açıp rüzgarı yüzünde hissetmeye başladı. Sonbaharın o ısıtan ama yakmayan güneşi, yaprakların dökülmesi ona huzur veriyordu. Her şey olması gerektiği gibiydi. Doğa yenileniyordu.
Buluşacakları mekana gelince arabasını valeye verip içeriye girdi. Masal'ın gelmesini bekleyemeyecek kadar açtı lakin bunun kaba bir davranış olduğunu bildiği için beklemeye başladı.
Ahmet'in ailesinden hala haber gelmediği için de gergindi. Dün geç olmuştur diye aramadıklarını düşünmüştü fakat saat sabahın onu olmasına rağmen hala aramamışlardı. Bugün de haber gelmezse, asla haber gelmeyeceğini biliyordu.
Masal geldiğinde kalkıp sandalyesini çekti. Masal, saçlarını toplamış ve hafif bir makyaj yapmıştı. Oldukça günlük bir gömlek ve pantolon giymiş olmasına rağmen yaydığı elektrikle anında ilgi çekiyordu. Doğuştan şanslılardandı, hiçbir şey yapmadan ilgi çekebiliyordu.
Tuğra kahvaltı tabağı söylerken Masal'sa filtre kahve söylemişti. Tuğra ona gülümseyerek baktı. "Dün Sezen'in aklını çıkartmışsın."
Masal gülümserken başını salladı. "Evet, biraz öyle oldu." Sezen'in Tuğra'yla yakın olmadığını anlamıştı zaten, onunla gelmesinin sebebini başta anlamasa da Sezen bakışları ve mimikleriyle kendini ele vermişti.
Masal, Sezen'in kendisini aptal sanmasına cevaben onu aptal yerine koyduğu için mutluydu. Şayet Sezen'in dedikleri doğru olsaydı bile onunla evlenmek zorundaydı. Başka seçeneği yoktu.
"Sezen karmaşayı sever, her zaman sevmiştir. Okuldayken çocuklarla kavga ederdi durmadan. İlgi çekmeyi seviyor, hakkında ne dedikleri umurunda bile değil." Tuğra'nın dedikleri doğruydu lakin kardeşinin neden böyle davrandığını asla sorgulamamıştı. Oysa Sezen aslında sadece ailesinin ilgisini istiyordu, tüm yaptıkları bunun içindi.
"Yüzünü görmen lazımdı. Lisede tiyatro yapmış olmam gerçekten bana bir şeyler katmış. Gözünün önünde hayvan derisi yüzmüşüm gibi inanmıştı."
Tuğra kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Bir salatalığı ağzına attıktan sonra "Peki organizasyon şirketiyle görüşme nasıldı?" dedi yavaşça.
Masal kahvesinden bir yudum alıp hımladı. "Detayları konuşmadık. Sadece düğün tarihini söyledim. Birazdan oraya geçer, detayları konuşuruz." Ardından dudağını ısırdı. Bunu söylediğini bilse, Ferman'ın onu öldüreceğinden emindi fakat içinde tutamıyordu. "Ferman da dün olanları anlattı. Sana saygı duyuyor, yaptığını çok takdir etti."
Tuğra Ahmet'i düşünüp gülümsediğinde Masal, Tuğra'nın gülümseyince ne kadar masum göründüğünü fark etti. Şekilli, güzel dudaklarının arasında ışıldayan inci taneleri ve gözündeki o ışık karşısındaki kişinin de gülümsemesine neden oluyordu.
"Hala ailesinin aramasını bekliyorum." Tuğra iç çekince Masal uzanıp elini tuttu. "Sen elinden geleni yaptın, bundan sonrası onlara kaldı Tuğra." Tuğra başını sallarken Masal, yaptığı şeyin farkına varıp elini hızlıca çekti ve gözlerini kaçırdı.
Tuğra ise o hareketi fark etmemişti bile. Aklı hala Ahmet'teydi. İkili bir süre sonra oradan kalkıp organizasyon şirketinin yolunu tuttu.
🎇
Hülo.
Diyecek bir şeyim yok.
Sadece ESMİYOR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rewrite the stars °bxb
Short StoryTuğra Korhan'ın yirmi yedi yıllık yaşamı, hayattaki tek amacı olan aile şirketini babasından devralmasına hazırlanarak geçti. Amacını gerçekleştirmeye çok az kala, babasının son sürpriziyle hayatının beklediğinden çok daha farklı olacağını asla haya...