17- Aile Yemeği 2.0

4.5K 481 312
                                    

Önceki bölümleri atlamayın.

Tşk.

🎇

Film bitince üst kata çıkıp giyinirken filmi değerlendiriyordu. Birbirlerini hafızalarından silmelerine rağmen tekrar tanışıp tekrar birbirine aşık olan bir çift... Tuğra, bunu garipsemişti. Aynı insana ikinci kez aşık olmak milyonda bir olabilecek bir şeydi. Hele birine aşık olmak, onun için tercüme edemediği yeni bir dil gibiyken ikinci kez aşık olabilecek kadar şanslı olmayı açıklayamıyordu.

Film, dedi ve üstünü kapattı. Kitaplar gibi filmler de aşkı tüketen sanat dalıydı. Gerçekten uzak, edebi bir aşkı bunlar. Gerçek dünyada aşkı bulan biriyle konuşmalıydı.

Bu sefer geçen seferki gibi giyimine dikkat etmemişti. Düşünürken eline ne geçtiyse onu giymişti. Aynaya baktı, dizleri yırtık kot pantolon ve beyaz gömlekle oldukça iyi gözüküyordu. Saçlarını düzeltip evden çıktı.

Yoldayken Masal'a mesaj atıp, yarın akşam için evine davet etmişti. Onun için yaptığı dondurmayı verecekti. Bu sırada da ona Cengiz Abi'nin yaşadıklarından bahsedecekti.

Cengiz Abi! Yaşadığı onca zorluğu beraber göğüsledikleri bir karısı vardı. Birbirlerini seviyor olmalıydılar. Ona soracaktı, ondan öğrenecekti aşkın ne olduğunu. Belki o yardımcı olabilirdi.

Ailesinin evine geldiğinde arabayı garaja park edip içeriye doğru ilerledi. Tam zamanında gelmişti, beş dakika sonra yemek başlardı. Kapıyı açan çalışana başıyla selam verip yemek masasına yanaştı.

Sezen, telefonuyla oynuyordu ve gelen kişiyi zerre umursamamıştı. Tuğra karşısına oturdu. Fazla beklemesine gerek kalmadan önce annesi, ardından da babası gelmişti.

Sezen, telefonunu cebine koyup saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Neden burada olduğuna dair zerre bir fikri yoktu ama bunun abisiyle ilgili olduğunu biliyordu. Her şey abisiyle ilgiliydi zaten.

Volkan Korhan'ın gelişiyle çalışanlar yemek tabaklarını getirmeye başladılar. Tabaklar gelince Volkan, yavaşça öksürüp zaten onda olan dikkati iyice kendine çekti.

"Biliyorum, daha önce hiç geleneksel yemeklerimiz hariç beraber yemek yemedik. Bu bir ilk ve son. Öncelikle Tuğra, Masal'ın ailesinden aldığım bilgilere göre oldukça iyi anlaşıyormuşsunuz. Tebrik ederim aslanım. Doğru olanı yapacağını biliyordum." Sezen gözlerini devirmekle yetinirken Hayat ise bir an önce bu yemeğin bitmesini istiyordu. Karşısındaki adama katlanamıyordu.

"Yarın, şirketi sana devrediyorum Tuğra. Biliyorum, kararlaştırdığımızdan önce ama sen zaten yirmi yedi senedir buna hazırsın. Şimdiyse, yükselişini kutlayalım." Sezen dünyanın en yavaş ve duyulması imkansız alkışını tutarken Hayat ise oğluna sevgiyle bakıp hızla alkışlıyordu.

Tuğra ise babasının yüzüne şaşkınlıkla bakıyordu. Herhangi bir tepki vermemişti. Donmuş gibiydi. Artık yöneticiydi.

Yani bir hayali yoktu ya da bir amacı. Olması gereken kişi olmuştu... Fakat ne için kendini mutlu hissetmiyordu? Her zaman, yönetici olduğu an tamamlanacağını düşünürdü, amacına ulaşacağını... Lakin aynı hissediyordu. Beş dakika önce neyse, şimdi de oydu.

Babasının ona tek kaşını kaldırıp bakmasıyla düşüncelerinden sıyrılıp her zaman yaptığı şeyi yapmıştı. Yalandan bir gülümseme ve ardından gururla kabaran göğüs... Şu anın hayalini senelerce kurmuştu ama hayalindekinin binde birini bile hissetmemişti.

Belki de o koltuğa oturmadan, şirketin başına geçmeden hissetmemesi normaldi. Bu yüzden böyleydi, bu yüzden hala eksik hissediyordu. Evet, evet öyle olmalıydı.

"Çok teşekkür ederim efendim, bu benim için büyük bir onur. Sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağım." Volkan duymak istediklerini duyunca kahkaha attı ve yemeğe daldı.

Sezen, abisinin bakışlarından bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı. Beklediği tepkileri vermemişti, yine o yalancı gülüşüyle bakmıştı babasına. Bunun nedenini öğrenecekti, bunu babasına karşı kullanacaktı.

🎇

Tuğra'nın kabuğunu yırtmaya başlıyor.

Şimdiden heyecanlandım. :")

rewrite the stars °bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin