İnsan bazen ayakta durmak için birine ihtiyaç duyar. Bir kol gibi, bir el gibi veya'da SEN gibi.
SEN
Karanlık oda doğan güneşin ışıgı ile hafif aydınlanırken, gözlerimden akan yaşları umursamadan, yırtılmış kazagıma...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu bir imkansız aşk hikayesidir ...
- SEN -
Karanlık oda doğan güneşin işıgı ile hafif aydınlanırken, gözlerimden akan yaşları umursamadan, yırtılmış kazagıma baktım . Gözüme ilk çarpan şey babamın yanıma atıpta yarım bıraktığı viski şişesi oldu , hiç düşünmeden beton yığınında oturan ağlamaktan gözleri şişmiş babasının vurduğu kemer izlerinin acısıyla kıvranan bu güçsüz kızı yani kendimi öldürmek istedim . Viski şişesini alıp soğuk betona vurdum . Cam parçaları beton üzerine dağılırken viski bacağımdaki kemer yarası üzerine dökülüp beni cehennemde yaktı . Yanan yaramın acısıyla ağzımdan ve boğazımdan yıltılırcasına ses çıkarken elimdeki kırık viski şişesini bıraktım . Viski dökülmüş yaramı yıkamak istedim ama okadar bitkindim ki kalkmaya çalışırken bitkin bacaklarım beni yere düşürdü . Nereye nasıl düştüm bilmiyorum ama kırık camların bacağımı kestigine eminim . Elime gelen kanla yüzümü soğuk betona koyup göz yaşlarımı serbest bıraktım . Soğuk beton yanan yüzüme iyi gelirken babamı gördüm . Elindeki kemeri bırakıp faişe kadını ile beraber içeri girdiler . İşte o an dedimki keşke hiç doğmasaydım .