29. BÖLÜM
Aliye sarılınca kırık parçalar tamamlanıyor .
Çaresizce camdan dışarıyı izlemek böyle birşey olsa gerek .
Uzay odasında bavulunu hazırlarken şehrin güzelliği izlemek ne güzel .
Biletlerimiz çoktan alındı ve iki saat sonra gidiyorduk .
Alinin son söyledikleri kulağımda yankılanırken Sıkıntıyla saçlarımı geri attım .
Herşey üst üste gelip böyle olmak zorundamıydı .
Uzay bavulunu odadan çıkarıp yanıma geldi ." Sende hazırla eşyalarını , senin için yatağın üzerine bavul koydum . ''
Sıkıntıyla birkaç defa nefes alıp verdim .
" Gitmesek olmazmı ? "
" Zeynep annem diyorum "
" iki gün sonra gidelim "
" Bugün gidiyoruz "
" Ben gelmiyorum "
" Ne ! Nediyorsun Zeynep saçmalama gir odaya hazırla valizini , iki saatimiz var. "
Sesimi uzayın ki kadar yükseltmeyip
" Bir Ay çok fazla gelemem " dedim ve uzayın odasına doğru yürüdüm .
Odadan çantam ve telefonumu alıp yağmurluğumu üzerime geçirdim .
Odadan çıkacağım esnada uzay kolumu tutup çıkmama engel oldu .
Sakin olmaya çalışarak " uzay kolumu bırakırmısın " dedim .
Uzay beni umursamayıp kolumu çekiştirirken son sesimle " uzay bırak ! " diye bağırdım .
Uzay kolumu yavaşca bırakırken serbest bıraktığı ellerinden kurtulup evden çıktım .
Bir Ay Norveç te kalamazdım çok fazlaydı, uzayın benim desteğime ihtiyacı vardı ama zorlayarak degil .
Metrobüse binmeden Limonatayı alıp bindim .
Bir saatin sonunda Alinin evine gelmiştim .
Bahçe kapısından girip ön bahçeye doğru yürüdüm tahmin ettiğim gibi Ali de oradaydı .
Sessizce Aliye yaklaştım Elinde tuttuğu sigaranın dumanını üfürüyordu .
Elimde tuttuğum limonatayı Alinin yanındaki masaya bıraktım , dalgın oldugu için Limonatayı koyarken fark etmeyip koyduktan sonra fark etti .
Limonatayı görür görmez bana dönüp şaşkın bir yüzle " Zeynep " dedi .
Hiç birşey demedim sadece Alinin elindeki sigarayı alıp söndürdüm .
Ben öylece bakarken Ali dayanamayıp konuştu ." Uzayla gidiyordun "
" Ben seni bırakıp gitmek istemedim "
Ali oturduğu yerden kalkıp karşıma geçti elleri kollarımı tutup öylece sessizce gözlerime baktı sonra yavaşca yutkundu .
" Ali bırakıp gitmek kolay degil "
" Ne diyorsun sen , sen daha demin demiyormuydun Uzayla Norveçe gidicem bir ay orada kalacağım diyen sen değilmiydin Zeynep . "
" okadar kolay değil işte Ali , seni bırakıp gidemiyorum . "
" Nasıl ya seni bırakıp gidemiyorum , senin kendin ben Uzayla gitmek istiyorum demedin mi ? "
Ağlamak üzere olan titreyen sesimle
" okadar kolay değil işte anlasana " dedim zar zor yutkunarak .
Ali bana şaşkınca bakarken gözümün içinde olan yaşlar kendini salıverip yanaklarıma süzüldü ." Uzay da iyi değil anlamıyorsun onu yalnız bırakmak istemiyorum ama seni görmeden gitmek istemedim , kolay olmuyor okadar . "
" Gitmek bi bana zor , sevdiğim herkese kolay bütün çevreme kolay bi bana zor anlıyormusun . "
Alinin beni tuttuğu kolları sıkıca kavrayıp " Ali beni dinlermisin lütfen " dedim .
Ali ise yüzümü elleri arasına alarak
" Delirttiniz manyak ettiniz beni ya , uzay bi yandan saldırıyor , kaç yıllık arkadaşım Ayhan git buralardan diyor .
Sende bi yandan Uzayla gidicem diyorsun bi yandan da seni bırakıp gidemedim diyorsun .
Bak bu bi şakaysa yemin ederim . "Ali bağırarak konuşurken korkuyla hızla geri çekildim hiç bana böyle bagırmamıştı .
Korkuyla Aliye bakarken bir kaç adımımı geri attım, adeta Alinin gözlerinden ateş püskürüyordu ." Ali ya ne yapıyorsun? noluyor ya ? "
Ali dolan gözleri ile bana bakarak yaklaştı sıkıca sarırdı .
Kırık parçalar birleşiyor gibi birbirimizi tamamladık .
Boşta kalan ellerimi Alinin beline dolayıp sıkıca sardım .
Nedense Aliye sarılınca tüm kırıklar tamamlanıyor du .Oy ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum .
Instagram : sumeyra_ugur_
(-:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
General Fictionİnsan bazen ayakta durmak için birine ihtiyaç duyar. Bir kol gibi, bir el gibi veya'da SEN gibi. SEN Karanlık oda doğan güneşin ışıgı ile hafif aydınlanırken, gözlerimden akan yaşları umursamadan, yırtılmış kazagıma...