TAHİR'İN AGZINDAN
Nefes buz gibi taşa oturmuş sessizce ağlıyor.
Şaşkınlığım yerini sinire bırakıyor. Yanına koşuyorum. Adımlarımı duyunca korkuyor.
"Ula Nefes senin burda ne işin var?!"
Sesimde duyduğum sinirden zerresi belli olmuyor. Yumuşak çıkan sese kendim bile şaşırıyorum. Karşım da ağrıdan bir büklüm kalmış, dizimin üzerine çöküyorum."Sen nasıl indin aşağa, niye indin"
"Yiğite bakmaya gittim, yan odada olduğunu asiye abla söylemişdi daha önceden"
Yüzünü buruşturuyor.
"Çok zorladın tabii kendini. Canın acıyor dimi"
Başını sallıyor. Ama ağlamasının sebebi yanan göğüsü değil.
"Senin burda ne işin var. Hiç bu soğukta oturacak yer mi ha"
"B-ben yiğitin yanında kalamadım"
"Niye? Söyle da bana"
"Tahir birşey oldu instanbul da"
"Çok şey olmuş instanbul da.."
Daha fazla sıkamıyor, dudaklarından bir hıçkırık firar ediyor.
"Şşt tamam, geçti"
Kollarımı sarıyorum küçük bedenine. Kasılıyor her yeri ama tepki göstermiyor.. güveniyor.
Hıçkırıklarının arasına sesi de karışıyor.
"Tahir beni nazara götürmen lazım"
Başımı kaldırıyorum, gözleri yaşlarında boğuluyor.
"Ne oldu?"
"Söyleyemem ne olduğunu, beni götür lütfen"
"Yav seni hastaneye de götürürüm. Ne olduğunu söyle"
"Ya sorma işde. Gerçekten son çarem olmasa, senden bunu istemezdim"Canı yandığı için gitmek istemiyor. Daha büyük birşey var, niye söylemiyor ki. Ne olabilir yani, bana söyleyemediği. Sinirleniyorum, niye yardım etmeme izin vermiyor!
"Bağa bak kizum şimdi bağa burda ne olduğunu anlatacasun. Yeter da! Bir bilmezin için de öyle dolaniyrım!"
"Ya sen ne kas kafalı bir adamsın! Anlatamam diyorum sana!"Sesini yükseltiyor. O bağırıyor ama ben her sözünü pür dikkat dinliyorum. Kızdığında doğruları söylüyor. Bunu beni vedat sandığında da yaptı. Sinirlenince konuşuyor.
"Boş yapma, konuş!"
"Kanamam var tamam mı! Oldu mu!".. Niye söyleyemediğini şimdi anladum..
Sert çıkıştığım için kendimi kötü hissediyorum. Cidden kot kafayım.
Yumuşuyorum, elimle dağınık saçını yüzünden çekmek istiyorum. Elimi itiyor."Kas kafalı! Öğrendin de ne oldu sanki. Çok mu merak ediyorsun! Tecavüz etti. Vedat bana tecavüz etti!"
Elim ayağım buz kesiyor. Ne dedi o?
"N-ne?"
"Ne sandın? Yıllarca bir piskopat tarafından hapis edilen kadına ne olucak sandın tahir?!"Adeta yüzüme fırlatıyor sözlerini. Öfke ve hüznün birleşmesi tehlikeli duygu.. yaşadığı şeyi alayla tükürüyor suratma.
"Ama bu sefer tecavüz değil di! Bu sefer zevki için değil di, veya itaat etmediğim için değil! Bu sefer sadece canımı yakmak için yaptı.."
Söyledikleri kendi kulağına yeni yeni ulaşıyor gibi, sesi sonuna doğru kırılıyor. Gözleri kocaman oluyor ve doluyor yeniden. Içim parçalanıyor..
Yakıp yıkmak istiyorum! Kendimi, şu karadenizi ateşe vermek istiyorum.
Ula bir kadına bu nasıl yapılır.
Nefes karşımda öyle savunmasız ve tüm gerçekliğiyle duruyor ki bağırmak istiyorum.
Su gibi.. bakmaya kıyamaz insan, dokunmaya kıyamaz.. sen nasıl yaparsın bunu bu kadına!Bedeni titriyor. Gözleri cam gibi parlıyor karanlıkta, kafasını hayır diye haykırırcasına sallıyor. Kendini kaybediyor fark ediyorum.
"Canımı acıtmak istedi. Zarar vermek istedi sadece. Çok sinirlendi. Çok sinirlendirdim onu. Durmadı. Yapma dedim.. durmadı"
"Nefes etma.."
"D-durmadı. B-bana etmediği işkence kalmadı, herşeye dayandım. Ama bu başkaydı. Gözüne perde inmişdi, kaybetmişdi kendini. Acımasızca gücünü üzerimde deniyor gibiydi. Dur dedim, gerçekten durdurmaya çalıstım. Olmadı. Çok ser-"Susmuyordu nekadar etma desemde duymuyordu beni. Tekrar tekrar yaşayarak anlatıyordu. Ellerimi saçlarına daldırıp göğüsüme çekiyorum. Sözünü sarılışım kesiyor. Debelenmesine rağmen sıkı sarıyorum.
"Geçti.."
Geçmedi. Benim yüreğim parçalara ayrılıyor, gözyaşları ıslatıyor göğüsümü ama ben ona geçdi diye fısıldıyorum. Kendimi avutmak için belkide.. yaşadıklarının yüzde birini öğrendiğim için, kaldıramadığım için.."Oyy nefes oyy" saçlarında kayboluyor titrek sesim. Öpücükler konduruyorum..
Nekadar böyle kalıyoruz bilmiyorum. Ağlaması şiddetleniyor, yüreğim yaralı bir kadının haykırışıyla dolup taşıyor. Gözlerimden akan iki damla yaş yanaklarımdan süzülüp nefesin saçlarına düşüyor.
Toparlan! Nefes veriyorum ve yüzünü avuçlarımın içine alıp kaldırıyorum."Seni hastaneye götürücem, itiraz istemiyorum"
Başını sallıyor. Durmaksızın akan yaşlarını siliyorum baş parmağımla. Gözlerini yumuyor, ellerimi yüzünden çekince açıyor tekrar.
Kalkıyorum yerden ve dikkatlice kollarıma alıyorum, canını acıtmamaya özen göstererek. Beynim dumanlı, önümü görmüyorum bile.. bakışlarımı ona eğdiğimde bir damla düşüyor yanağıma. Ağır adımlarla taşıyorum onu arabaya."Özür dilerim.. herşey için özür dilerim"
Dudaklarımın titremesini önleyemiyorum, yine ince bir çizgi yakıyor yanağımı.
"Daha önce gelmediğim için.. seni o cehennemden kurtaramadığım için özür dilerim.."
Yeşil gözleri delip geçiyor beni. Içime dokunuyor masum bakışları.
Elini kaldırıyor ve akan yaşlarını umursamayıp benim yaşlarımı siliyor.
Yavaşca gezdiriyor ince, titrek parmaklarını yüzümde.. yanaklarımı siliyor ve gözlerime çıkıyor parmakları. Baş parmağıyla okşuyor gözümün kenarını, kapanıyor gözlerim.. parmağını şimdi de köz kapağımda gezdiriyor. Yaralarına ağladığım kadın sarıyor açtığı yaralarımı.. adeta ruhumu okşuyor. Gözlerimi açıyorum ve buluşuyor bakışlarımız."Ula Nefes.."
Saçına bir buse konduruyorum ve son adımları ardından arabaya, ön koltuğa yerleştiriyorum. Kemerini yavaşca takıyorum. Son bir kez bakıyorum ve derin bir iç çekiyorum.. yorgun gözleri kapanıyor. Saçını kulağının arkasına tarıyorum usulca, sonra sürücü koltuğuna oturup gaza basıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFIL
Hayran KurguRüyasında gördüğü o yaralı kadını, izdivaç edeceği evde bulur ve zor şartlardan kurtarıp memleketine getirir. Musallat olan Vedata karşı savaş açar. Savaş değişmez ama savaş alanı..