TAHİR'İN AĞZINDAN
yiğiti kucaklayıp yayla evine giriyorum. Nefes de elinde sırt çantasıyla peşimden geliyor usulca. Sessizleşdi.
Arkamı dönüyorum ama o sadece etrafa bakıyor merakla.
"Yiğiti yatırıyorum ben. Sende istersen uyu, uzun bir gündü"
Kafasını iki yana sallıyor.
"Iyi böyle"
Karşımdaki odanın kapısını iterek açıyor ve geriye çekiliyor girebilmem için. Yiğiti büyük yatağa yatırıyorum ve üzerine iki battaniye örtüyorum.
Nefes beliriyor yanımda. Duvara yaslanmış yiğiti izliyor.
Yiğite hep yüzünde bir gülümseme ile bakarken yakalardım ama şu an gülmüyor.
Ellerini birleştiriyor ve parmaklarını birbirine dolayarak sıkıyor. Ufak bir sarsılıyor sanki ve kendini yiğitin yanına bırakıyor. Yere çöküyor ve oğlunun küçük ellerinin içini koklayarak öpüyor.
O kokusunu içine uzunca çekerken bende alıyorum sanki yiğitin cennet kokusunu ve gözlerimi yumuyorum.
Nefes veriyor. Gözlerimi açıyorum.
Başını yiğitin elinin üzerine koymuş, gözlerini yumuyor.
"Nefes sende geç yanına, uyu"
"Böyle kalim biraz"
Beni göremiceni bildiğim halde başımı olumlu anlamda sallıyorum ve bir battaniye daha kapıyorum yanımda ki sandalyeden ve ayaklanıp nefesin omuzlarına örtüyorum.
Boşda ki eliyle battaniyenin ucunu tutuyor ve daha sıkı doluyor.
"Ben içerdeyim" diye fısıldıyorum ve ayrılıyorum ikisinin yanından.Bir koltuğun anca sığdığı salona gidiyorum, ardımdan kapıyı örterken. Camı tümden açıp önüne geçiyorum. Öğlen olmak üzere, güneş tepede olmasına rağman hafif bir esinti var ve üzerimdeki tişörtümden içime esiyor. Iyi geliyor, üşümeme rağman.
Üstüm başım hala kir toz içinde. Elimle birazını temizlemeye çalışıyorum ama bir fark etmiyor. Boşverip koltuğa oturuyorum ve yeşeren bahçeye dalıyorum.NEFES'İN AĞZINDAN
Burnumda oğlumun mis kokusu, elim de eli. Dün gecenin içimde kırdığı herşeyi yiğitin düzenli nefesi onarıyor. Onun göğüsü her nefesle kalkması, rahat nefes almamı sağlıyor. Hayatımda hiç bukadar rahat hissettiğimi hatırlamıyorum. Yiğit yanımda, başına birşey gelmedi. Vedat dışarıda biryerler de bizi arıyormuş, hiç umurumda bile değil şu an..
Gözlerimi açıyorum artık, tamamen uykuya teslim olmamak için.
Hafif bulanıklık yavaşca gidiyor önümden ve bir karartı beliriyor odanın köşesinde.
Gözlerimi kısıyorum daha iyi görebilmek için.
Bir adam olduğunu farz ediyorum. Öylece dikiliyor. Yüzüne gölge düşmüş, kim olduğunu bilemiyorum.
Uyku sersemi işde, uyanamadım daha.
Aldırmadan yiğite çeviriyorum başımı ve tebessüm ediyorum.
Karıcım
Kulaklarımı adeta kanatan bir fısıltı işitiyorum.
Gülüşüm soluyor ve tedirginlikle karanlık köşeye bakmaya cesaret ediyorum.
Gölgeden çıkıyor ve yavaşca mesafeyi kapıyor.
Vedat.
Kalbim ağzımda atıyor ve inanılmaz bir korku esir alıyor tüm benliğimi
Hayır. Hayır bu sadece bir hayal
Diye tembihliyorum kendime.
Üzerime gelmesi miğdemin korkudan yanmasını sağlıyor. Sanki her an bir çığılıkda boğulacakmışım gibi.Vedatın hayali beni ele geçirmesine izin vermicem! Gözlerimi sıkıca kapıyorum ve yiğitin elini tutarak güç alıyorum.
Sonrasında titrek sesimle bir ninni mırıldanıyorum.Uyu bebeğim..
Derin bir nefes veriyorum. Gözlerimi daha sıkı yumuyorum. Sesim ama daha sakin..
Uyu bebeğim, yaradan alsın saklasın seni ellerden.
Uyu bebeğim, melekler korur seni kara gecelerden.Rahatlıyorum az da olsa ve gözlerimdeki baskıyı hafifletiyorum.
Uyu bebeğim, annen bir gün gelecek yadellerden.
Uyu bebeğim, gelecek annen kokusu cennetden..Kulaklarımda yankılanan derin mi derin bir nefes veriyorum ve gözlerimi yavaşca açıyorum.
Geçdi..
Vedat yok, korku yok.
Başımı eğiyorum ve dudağımı dişliyorum ağlamamak için.
"Allahım ne zaman kurtulucam ben.."
Daha çok içime fısıldıyorum.
Bir yutkunma işitiyorum, Benim yutkunmamı boğan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFIL
FanficRüyasında gördüğü o yaralı kadını, izdivaç edeceği evde bulur ve zor şartlardan kurtarıp memleketine getirir. Musallat olan Vedata karşı savaş açar. Savaş değişmez ama savaş alanı..