TAHİR'İRN AĞZINDAN
Hastaneye ulaşıyoruz. Kapıya kadar sürüp camdan gece nöbetine sesleniyorum. Ben arabadan inip nefesi alana kadar, onlar da bir sedye kapıp koşuyorlar yanıma. Nefes kollarımda bir tüğ gibi yatıyor.
Haraketsiz, kolları boynumda değil, boşlukta sallanıyor. O an rüzgarın bir adama ne kadar sert çarpa bileceğini anlıyorum.. rengimin attığını, kanımın çekildiğini hisseder gibiyim.O an anlıyorum. Ben bu kadını değil vedat, tüm dünya gelse bile bırakmam.. bırakamam. Kollarımdan cansız bedene benzeyen o kadının yaşama ihtimaliyle dolup taşarken yüreğim, onu bu acımasız dünyada geri bırakamam.
Hemşirenin sesiyle ayırıyorum gözlerilmi nefesin bembeyaz yüzünden. Nefesimi tuttuğumu yeni fark ediyorum."Ne oldu, bilgi verin lütfen"
"K-kan kaybı. Kaburgalarıda kırık"
"Peki. Siz bize bırakın lütfen, yatırın sedyeye"Başımla onaylayıp yatırıyorum sedyeye.
"Uyuyordu.. ama artık uyumuyor dimi?"
Boğazım düğümleniyor daha soru ağzımdan çıkmadan.
"Baygın"Ben kalbi durdu sanmışdım. Gözlerim kendiliğinden yumuluyor ve saçma bir gülüş kaçıyor boğazımdan. Hemşireler şaşırarak bakıyor bana. Eh haklılar, daha önceki yüz ifademi az da olsa hayal edebiliyorum. Ölü gibi yatıyordu kollarımda.. şimdi gülüyorum.
"Hayde! Ne bekliyorsunuz"
Bir anda itiyorlar sedyeyi hastanenin girişine. Koşarak ilerliyoruz. Etrafımdaki insanlar meraklı gözlerle bakıyorlar, ben de aşağa nefese baktığımda yeni fark ediyorum.. üstü başı kan olmuş. Karanlıkta gözümün görmediği kırmızılığı şimdi heryerde görmek yüzümü buruşturmama neden oluyor.
"Geçdi Nefes! Herşey geçdi"
Beni duyarmı bilmem ama yinede söylüyorum. Duysun, bilsin herşeyin geçtiğini.Son bir koridordan daha geçiyoruz. Kırmızı harflerle Amliyathane yazan cam kapının önünde duruyor hemşireler.
"Beyfendi dışarıda kalın"
"Niye ameliyathaneye getirdiniz?"
"Kanamayı durdurmalıyız, doktor da yolda. Lütfen bekleyin burda"Sonra giriyorlar içeriye. Bir anda sessizlikte kalıyorum. Kaç saniye bakıyorum ameliyathanenin kapısına belirsiz.
Ensemi kaşıyarak atıyorum kendimi saldayelerden birine.NEFES'İN AĞZINDAN
Biiip biiip sesleri duyar gibiyim. Kendi nefesim dışında birinin nefesini duymuyorum ama. Sahi nefes demişken.. derin derin nefesler doluyor ciğerlerime. Hiç canım yanmadan içime çekebiliyorum havayı. Ne değişti? Yoksa öldüm mü gerçekten?
Öldüysem bu biiip sesi de ne?
Göz kapaklarımı büyük bir çabayla açıyorum. Işığa alışmam bir kaç saniyemi alıyor, sonrasın da yavaş yavaş gidiyor bulanıklık.
Yok ölmemişim. Karşımdaki duvarda siyah bir televizyon var onun yaninda uzun tahta bir kapı. Nerede olduğumu bilmiyorum, heyecan ve korku sarıyor içimi. Gözlerimi hızlıca gezdiriyorum etrafta.
Beyaz duvarları renkli tablolarla süslemişler. Kafamı sol tarafıma çeviriyorum, bir makine var. Ucundaki kabloları takip ediyorum. Hepsi de üzerimdeki önlüğün altında kayboluyor. Hastanedeyim.
Off Tahir! Açıkca gel vedat biz burdayız diyemedin mi?Gözlerim elimdeki iğneye takılıyor.. serum veriyorlar.
Kendi bağırış seslerim canlanıyor kulaklarımda. Bomboş odada tek başıma geçirdiğim zaman.. aç, susuz.
Başımı sallıyorum ağır haraketlerle, unutmalıyım bunları. Yaşadıklarım beni güçsüz yapmasına izin veremem. Ilk defa kaçmayı başardık! Savaş yeni başlıyor. Bunun bilincinde olmak dahi yoruyor beni. Ama biliyorum, bu savaşı bir kere vericem ve eğer yeteri kadar güçlü olmayı başarırsam galip gelebilirim. Yiğit de sonunda hak ettiği o güzel günleri görebilir. Hayalini kurduğu denize girebilir. Arkadaşları olur belki, onlarla oynar. Üstü kirlense kızmam ki ben ona..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFIL
FanficRüyasında gördüğü o yaralı kadını, izdivaç edeceği evde bulur ve zor şartlardan kurtarıp memleketine getirir. Musallat olan Vedata karşı savaş açar. Savaş değişmez ama savaş alanı..