Yine Yeniden🍃

491 34 9
                                    

Nefes göğüsüne bastırdığı oğlu ile uyanır güneşli bir sabaha. Heryeri tutulmuş olsa da bir an gülümsemek gelir içinden. Kendi kendine düşünür. Okadar uğraşmasına rağmen yine aynı yerde bulmuşdur kendini ama bu duruma hiç üzülmez. En azından o kısacık bir an için. Belkide hiç algılamıyordur nerede olduğunu. Sadece göğüsünde hissettiği küçük nefesleri tanıyordur. Dışarısı, güneş yüzüne gülüyordur. Sanki iyi birşeyin habercisi gibi. Budur belkide ona bu huzuru hissettiren.

Hiç fazla kıpırdamadan sıyırır yorganı üzerinden ve yataktan çıkıp, yiğitin üzerini örter. Cama yaklaşıp perdeleri ve camları açar. Gözlerini yumup da derin bir nefes alır.

Yok..
Aynısı değildir.
Havası bozuk, kokusu bozuk.
Ve gerçeklerle yüzleşir.
Her ne kadar gözlerini kapayıp sürmeneyi hayal etsede, istanbuldan kurtulamayacaktır. Her ne kadar huzurlu hissettiğine kendini inandırmaya çabalasada, sadece bu odadan çıkıncaya dek olacağını biliyordur.

Ama dilemek de haram değil ya..

Kapıda duyduğu tıklama sesi ile gözlerini sıkı sıkı yumup derin bir nefes verir. Ellerini birbirine bastırır ve kendi kendine sabır etmesi gerektiğini fısıldar.
Kapıya doğru adımlar ama açmadan önce elleriyle saçlarını geriye tarar ve yüzünü ovalar.
Elleri Tahir kokuyordur hala..

Burada hayatta kalmak istiyorsa, tahiri arkasında bırakması gerekiyor. Yiğitin velayeti vedatda olduğu sürece ne kaça bilir, ne de birşey yapa bilir.

Anahtarı iki kere çevirip kilidi açar ve kapıyı aralar.
"Ne var?"
"Nefes kahvaltı hazırladım hayatım. Yiğit de uyandıysa gelin artık"
"Aç değiliz, hem yiğit uyuyor daha"
"Olsun. Uyandır sen"
"Aç değiliz dedim"
"Aşağıda görüşürüz hayatım. Beş dakika"

Vedat başka birşey demeden uzaklaşır ve merdivenlerden inişi duyulur.
Nefes kapıyı örtüp sırtını yaslar oflayarak.

Yiğit yatakta kıpraşmaya başlar ve gözlerini açar yavaşca.
Nefes yorganı üzerinden çeker ve yanağından öper.
"Uyandıysan, aşağa inelim artık kuzum ha?"
"İnmeyelim anne. Çok korkuyorum"
"Şimdilik başka çaremiz yok ama sana söz veriyorum, burada gereğinden fazla kalmicaz"
Yiğit yorganı kafasına kadar çeker.
"Inanmiyor musun bana, küçüğüm?"
"Inanmak istiyorum ama içim inanmıyor"
Nefes yorganın içine sokar kafasını yiğiti görebilmek için.
"O ne demek?"
"Sana inanmak istiyorum. Yine kaçmak istiyorum ama olmicanı biliyorum anne. Sekiz sene sürdü kaçmamız.. Sekiz sene daha beklemek istemiyorum.."
Nefes yiğitin söykediklerinin doğru olduğunu biliyordur ve o da bir sekiz sene daha katlanamayacağını biliyordur.
"Haklısın ama-"
"Ben haklı olmak istemiyorum anne!"
Yorganı aniden üzerinden atar ve yataktan zıplar.
"Ben özgür olmak istiyorum! Ben ay'ı yine görmek istiyorum. Ben Tah-"
"Tamam! Anladım, yeter sus artık."
Yiğit annesinin çıkışmasına şaşırır.
"Tahir abin yok artık. Ilk önce buna alışmak zorundayız"
"Ben alışmak istemiyorum"
"Bende istemiyorum ama elimizden başka birşey gelmiyor dimi? Bende özgür olmak istiyorum, denizi görmek istiyorum, dokunmak istiyorum ama hiçbirşey okadar kolay değil. Buradayız ve ağlayıp sızlanarak hiçbirşey değiştiremeyiz. Sen ve ben. Yine kaçıcaz! Uzun sürecek, evet. Ama sana söz veriyorum, kaçıcaz"
Yiğit yavaşca başını sallar ve elini uzatır. Nefes küçük eli tutar ve yataktan kalkıp kapıya doğru yürür.

KARANFILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin