''Saat 9'da sahilde bebek.'' Maymuş'un mesajını okuyup güldüm. Whatsapp'tan son görülmesine baktım. 10 dakika önce onlinemış.
15 kadar dakikamın kaldığını gördüğümde panikleyip ne giyeceğimi düşünmedim elbette, hemen lacivert bir şort çıkarıp siyah atleti üzerime geçirip onun üzerinede ince askılı penye tarzında bir şey geçirdim. Atlet giymemin sebebi buydu , göbeğim açıkta kalıyordu atlet göbeğimi ve oluşacak göğüs dekoltelerimi önlüyordu. Aylin gibi açık şeylerden pek hoşlanmıyordum onun gibi minyon tipliydim ,evet. Ama o daha minyondu ve tatlı görünüyordu. Bendeyse öyle duracağını sanmıyordum.
Geçtiğim birkaç dükkana bakınıp aynı zamanda 'eleman alımı var mı?' diye sormayıda ihmal etmiyordum. Kazançlı işler değildi aslında vakit öldürmek için birebir. 'Nasıl olmasını bekliyordun Lara? Sen daha lise öğrencisisin. Müdür falan mı olmayı planlıyorsun anlamadım yani.' ses kes. Zaten takıcı dükkanı dediğin ferah olur içeriye dayamışsın bir sürü elemanı maaşları az verip kurtarıyorsun götünü. Hayır, bu düpedüz cimrilikti.
Sahile indiğimde hepsi devam eden suskunluğunu koruyup bana baktılar. Daha çok geç kaldığıma kızmış gibiydiler. Ama bahanem vardı , iş aramıştım! ''Ne öyle bakıyorsunuz sanki adam öldürdüm?'' dedim hepsine bakıp ''Yani öldürdüm zaten ama.. Neyse o sayılmaz.'' dedim normal konu üzerinden konuşuyormuş gibi. Ortamı yumuşatmak için biraz saçmalamıştım ama yine de göğüs kafesimde bir sızı hissetmiştim.
''Ezgi'nin yanında bir tane daha randevu ayarlarım ben. Siz hiç merak etmeyin.'' dedi Yağmur çok önemli bir sır söyler gibi eliyle ağzını kapatarak. ''Mesajımı almış olmalısın.'' dedi Bora elindeki kumları sıkıp avuçlarından taşırırken. ''Aldım.'' deyip yanlarına oturdum. ''Üzgünüm , ben sadece iş arıyordum. O yüzden birkaç dükkana bakındım.'' Ne güzel, bir haftadır takıldığım insanlara hesapta veriyordum. 'Yine saflaştın ama boşver zaten yanında bir tek onlar var.' hatırlatmana hiç gerek yoktu sevgili iç ses. Onlara hiçbir zaman güvenmeyecektim. Onun haricinde samimi olabilirdik bu sorun değildi.
''Benimde işe ihtiyacım var.'' dedi Ezgi , ''Ve bir eve.'' diye ekledi Aylin. Arkadaşının bu haline üzülüyor gibiydi. Dayanamayıp ''Ezgi'nin sorunu ne?'' dediğimde , Yağmur ''Onunla ilgilenmeyen bir büyükannesi var. O hayatındaki tek kişi olduğu için üzülüyor onun durumuna. O şey.. yatalak. Bakıcısı var ama Ezgi'yi pek umursamıyor çünkü babasının annesiyle olan evliliğine karşı çıkmıştı. Ama onlar her şeye rağmen birlikte oldular. Hala birlikteler, mezarları yan yana.'' deyip dolan gözlerini kırpıştırdı.
Ufak duygusal bir anın sonunda Ezgi gülümsemeye çalışıp, ''Eğer bir işim olursa hem babamın mirasını harcamayıp babaanneme bakabilirim , kalacak ev falan derken.. Para şart.'' diye mırıldandı.
Şimdi yapacağım şey fazla safcaydı belki ama onun da durumu benden farksızdı. Bu ona karşı yakınlaşma hissetirmişti içimde.
''Ben de kal. Yalnız yaşıyorum ve nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Benimle yalnızlığımı paylaşan bir dost istemişimdir her zaman,'' dedim. ''İş önemli değil. Paralarımızı birleştirip dükkan açarız.'' diye de ekledim. Ezgi'nin gözleri parlamıştı. ''Nasıl kabul edeceğim bilmiyorum ama düşüncelerimizin benzer olması çok hoş. Sanırım red edemeyeceğim.'' dediğinde gülümseyip ''Tamam , en kısa zamanda gelirsin sana mesaj atarım.'' dedim. ''Eşyalarım yanımda. Yağmurlar'da kalacaktım. Ama teyzesi gelmiş.'' deyip mutluluğunu dışa vururcasına kocaman sırıttı. ''Tamam , beraber geçeriz.'' dedim.
Aklımda Yağmur'un sevgilisinin ailesi varken eve nasıl girip çıktığı sorusu vardı. Belki de gizli giriyordu, kim bilir. Bora ''Yalnız mı yaşıyorsun? Parti yaparız değil mi?'' dedi. Zorlukla gülümsemeye çalışıp ''Tabii.'' deyip gülümsedim ve evimin bok götüren görüntüsünü aklımdan sildim hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞE ÇEVİRMECE
Novela Juvenil4 kız , 4 erkek. Hepsinin ayrı sorunları var ve bir oyunla birlikte birbirlerini tanıma şansı yakalayıp farklı maceralara atılıyorlar. Bir şişe çevirmece oyunu. Maalesef bu bizim oynadığımız şişe çevirmece oyunlarına benzemiyor. Bu daha tehlikeli ve...