Ezgi'nin dürtmesiyle uyanıp kaşlarımı çatarak gözlerimi araladım. ''Ne var?'' diye mızmızlandığımda kafama hafifçe vurdu. ''Sosisleri yaktım.'' dediğinde gözlerimi devirdim. ''Beceriksiz. Bu koku o yüzden mi?'' dediğimde başını salladı.
Homurdanarak kalkıp mutfağa ilerlediğimde sosisin -abartmıyorum- siyaha dönünceye kadar yandığını gördüm. Pencereleri açıp oda spreyinden sıktıktan sonra sosisleri çöpe atıp yenisini pişirdim. Aynı zamanda ''Süre tut ve başında bekle, aptal.'' deyip bir şeyler öğrenmesini umuyordum. ''Tamam be.'' diye mırıldanıp tekrar televizyonun başına geçti. Üşengeç bir ev arkadaşım vardı.
''Sabah Bora aradı. Akın ve ikiyüzlü Bartu sabah bunları sıkıştırmış.'' dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Sabah derken? Saate baktığımda 1.30 olduğunu görünce öğlen olduğunu anladım.
''Hah! Neden?'' dediğimde kaşlarımı havaya kaldırıp elimdeki tavayla ona döndüm. Kendi kendime neden Ezgi'ye kızdığımı anlayamadım. Sinirlenince kontrolden çıkıyordum.
''Hiçbir fikrim yok. Ama onlar böyle davrandıkça bizimkiler sikse gitmem yanlarına.'' dedi inatla. ''Ben de. Ya diğerleri onlar barışmak mı istiyorlarmış?'' diye sorduğumda omuz silkti. ''Bartu dün Bora ile mesajlaşmış sonra bu kavgaya dönüşmüş aslında barışacaklarmış az kalsın ama..'' dedi.
Oturup bir şeyler atıştırmaya başladığımda kapı çaldı. Gelenin Aylin olduğunu tahmin edip kapıya ilerlediğimde hiç beklemediğim biri karşımda dikiliyordu. Bartu'nun sevgilisi. Evet, çakma Adriana. Boşluk bırakıp ona baktığımda konuşmadan içeriye geçmeye çalışınca ayağımla engelledim. Kapıya bir tane geçirdiğinde yerimde sıçrayarak, kendime geldim ve onu iktirerek kapıyı kapatmaya çalıştım.
''Ne istiyorsun?'' dedim dişlerimin arasından. ''Ezgi'yi çağır. Buraya gelsin. Çabuk.'' dedi. Ezgi ile ne işi olabilirdi ki?
''Neden diye sorma. Senle alakası yok. Ve ben güç kullanmak istemiyorum. Çağır onu takılsın peşime.'' Bu kıza sinir olduğumu söylemiş miydim? Hatırlatmaktan zarar gelmezdi.
''Nedenini söylemeden olmaz.'' dedim hızla. ''Kızım beni uğraştırma. Bartu gelirse hoş olmaz. Bir erkeğe dayanamazsın.'' kapıya oda yaslanıp abanmaya devam ederken numara tuşluyordu.
''Evet, haklısın. Bir erkeğe dayanamam ama polisler dayanabilir. Şimdi gitmezsen evin huzurunu bozmaktan polisleri ararım!'' diye bağırdım.
''Polisler şu an umurumuzda değil. Kızı getir.'' dediğinde korktuğunu anlamıştım. Yapamayacağımı sanıyordu.
''Lara, Ezgi'yi çağırır mısın? Önemli.'' diye seslendi kapının arkasından Bartu.
''Nedenini söyleyin.'' diye direttim. Güvende olduğunu bilmeden salmazdım.
Sonraysa çok çok sinir bozucu ve canımı fena acıtan bir şey oldu. Duvar ve kapıyla ilişkiye girmiştim resmen. İkisi birden zorlayınca normaldi. Çakma Adriana beni daha da duvara yasladığında ağzımı kapatmadan önce, ''Ezgi polisi ara!'' diye bağırdım. O ise normal bir şekilde ''Ne!'' diye bağırmıştı sağır, ya da sığır mı demeliyim. Ah, şu kızın yeşil gözlerini sökmek istiyorum!
Kızın eline bolca tükürük akıttığımda yüzünü ekşitti. Elini ısırmaya çalıştığımda çekip tekrar duvara yapıştırdı. O sırada debelenmeyi gerçekten isterdim ama kapıyıda kullanarak beni ezince sesimi bile çıkaramadım. Akın'ın üzerine yarım saat boyunca oturduğu ve o an hissetmediğim bacaklarım şu an sinirden titriyordu! Sinirden! En sonunda Ezgi yerde direnerek Bartu'da onu sürükleyerek çıkartıyordu. En azından kızın bacaklarını ve kollarını yaralamıştım. Beter olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞE ÇEVİRMECE
Novela Juvenil4 kız , 4 erkek. Hepsinin ayrı sorunları var ve bir oyunla birlikte birbirlerini tanıma şansı yakalayıp farklı maceralara atılıyorlar. Bir şişe çevirmece oyunu. Maalesef bu bizim oynadığımız şişe çevirmece oyunlarına benzemiyor. Bu daha tehlikeli ve...