Asıl bölümü yarın tamamlayıp atacağım, inşallah. İyi okumalar.
''Şaka yapıyorsun. Değil mi? Şaka olmalı, asla onunla girmem.''
Elindeki tişörtü kafamdan geçirmeye çalışırken elini ısırdım. ''Gireceksin, Lara. Gireceksin.''
Psikopat.
''Girmeyeceğim, Bora. Girmeyeceğim.'' dedim onun gibi başımı iki yanıma sallayıp sırıttım.
Boş anımda kafamdan geçirip yerimde tepinirken kollarımı da tişörtün kollarından zorla geçirdi.
''Çok yakıştı.'' dedi bir de dalga geçerek. Üzerimden çıkarmaya çalışırken, ellerimi arkamdaki duvarda başımın üstünde birleştirip yüzünü yüzüme yaklaştırdı. ''Giyeceksin, Lara. Zorlama, sevgilim.''
Sevgilim mi?
Gülmeye başladım. Aynı zamanda sinirden gülüyordum, her ne kadar 'sevgilim' demesine erisem de. Bir insan denize tişörtle girer mi? O kişi bensem maalesef girer.
Kaşlarımı daha da çattım. ''Yağmur'a bakmıyorlarsa bana zaten bakmazlar, Bora. Hem söylesene neyime baksınlar şu göğüslere bir baksana!''
Gözlerini gözlerimden ayırıp başını eğerken dizlerimi kırıp duvarda sürünerek onunla tekrar göz teması kurdum. ''Bak derken, o anlamda bak değil. Sapık!''
Aylin bize bakıp kahkaha atarken yine çırpındım ve bileklerimi bıraktı. ''Tişörtü çıkartma.'' dedi ben arkamı dönmüş giderken. Ona dönüp hareket çektim.
Son zamanlarda fazla yabancı dizi izlediğim, doğrudur.
Arkamdan kahkaha atarken, adımlarını duyduğumda koşarak ondan kaçmaya başladım. Kaynar kumda ayaklarımın altı cayır cayır yanarken Bora'ya dönüp baktığımda onun hiç etkilenmediğini fark ettim.
Birine yanlışlıkla çarpıp, dengemi kaybettiğimde dönüp çarptığım çocuktan özür diledim. Tekrar koşacakken Bora bana yetişmişti bile. Kollarını belime doladı.
''Bir daha olmasın,'' dedi çarptığım çocuk.
''Ne olmasın!?'' diye çıkıştı Bora. ''Bir kızın çarpmasından mı etkilendi koca göbekli bedenin?''
Kendimi tutamayıp güldüm. Koca göbekli değildi ama kendini yokladı yine de.
''Asıl sen kendine bak..'' deyip Bora'yı süzdüğünde çocuğun onda bir kusur bulamadığını anlamıştım. Fazla süzüp benim yüzüme bile bakmazken onun eşcinsel olduğunu düşünüp Bora'yı kıskandım. Yine çok mantıklıyım.
Tam bir ergen gibi ayağımı sinirle yere vurdum ve kollarımı göğsümde bağlayıp ofladım.
Bora beni çekiştirdiğinde beraber iskeleye gidip denize atladık. Üstümdeki tişörtte doğal olarak benimle birlikte ıslanmış ve üstüme yapışmıştı. Rahatsız olup üzerimden çekiştirip durdum.
''Ne yapıyorsunuz, lan?'' deyip Can bize doğru yüzerek geldiğinde, iskelede oturan çocuk Can'a güldü.
''Yüzüyoruz, Can.'' dedi Bora bezgin bezgin.
''Lara o tişört ne be?'' dediğinde güldüm. ''Vücudu koruma kalkanı.''
Can bir kahkaha attı. ''Bora, bunu gerçekten yaptığına inanamıyorum. Kıza yazık. Ben laf gelişi dedin sandım.''
''Yazık falan değil. O onla yüzmeye mahkum.''
Gözlerimi devirdim. ''O zaman sen de tişörtle gireceksin.''
Bora kahkaha atarken kaşlarımı çattım. ''Ben boşuna mı yaptım bu kadar kası?''
Omzuna yumruğumu geçirdim. ''Evet, boşuna. Hiçbir kızın göremeyecek olması ne üzücü.'' dedim dudak büzüp.
''Tişörtle girip amele yanığı mı olayım? Hayatta olmaz.'' dedi.
''Eyvah! Amele yanığı ben de olamam.'' dedim heyecanla. Üzerimden tişörtü çıkardım ve iskeleye salladım. Tişört bir tane adamın ayaklarının dibine düştüğünde bana bakıp çarpık bir şekilde gülümsedi. Sanki sutyen atmıştım, teallam. Ne abazalar var böyle.
Vücudumu saklamak için suyun altına girdim. ''Al işte, dakika bir, gol bir.''
''Gidip koca adamla kavga etmeyeceksin, değil mi? Boşver hadi gel yüzelim.''
Aslında son derece sinirli bakışlarından, ''Seni şimdi şuracıkta boğacağım'' anlamını çıkarmıştım.
''Yüzüyoruz işte,'' dedi. Sadece sabit bir şekilde duruyorduk. Ne sinir bozucu bir durum.
''Yüzmüyoruz. Hadi yarış yapacağız. Kazanan... kazanan tişört giymek zorunda değil.''
Kendinden emin olan gülümsememi suratıma yerleştirdim, onu yanımda tişörtle girip amele yanığı olarak görmek son derece keyifli olacaktı.
''Hay aksi,'' dedi Bora. ''Şimdi o adamdan tişörtü isterken kavga etmek zorunda kalacağım.''
Efendim? Yani kazananın kendisi olacağını mı anlatmaya çalışıyordu? Haha ha hayır.
''Sevgili tişörtünü 'senin için' ben isterim, endişelenme canım.'' dedim tatlı tatlı gülümseyerek.
''Göreceğiz,Lara. Göreceğiz.''
Yine o psikopatça konuşması. Bazen onu Ezgi'nin yanına yollamayı düşünüyor sonra kendime böyle yeni bir oyuncak ayının ne kadar zor bulunacağını hatırlatarak bundan vazgeçiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞE ÇEVİRMECE
Novela Juvenil4 kız , 4 erkek. Hepsinin ayrı sorunları var ve bir oyunla birlikte birbirlerini tanıma şansı yakalayıp farklı maceralara atılıyorlar. Bir şişe çevirmece oyunu. Maalesef bu bizim oynadığımız şişe çevirmece oyunlarına benzemiyor. Bu daha tehlikeli ve...