Vote veren, yorum atan üç okuyucum var, buradan onlara teşekkür ederim. :D
Normalde Lara'nın yürürken dinlediği şarkı The Neighbourhood - Sweater Weather ama daha önce multiye de koymuştum, bu şarkı hikayeyle de uyumlu sadece melodi açısından. Her neyse, yürürken iyi gidiyor.Siz de dinleyebilirsiniz. :D Bir de bu bölümde yakınlaşma var, yazarken bende utandım ama aşırıya kaçmadım, hikaye bitmeden eninde sonunda olacaktı. Yine de rahatsız olacaklar okuyup da beni eleştirmesin, en sinir olduğum şeydir. Teoman'ın şarkısını multiye koydum, onu da kulaklıkla dinlemenizi öneririm, şarkı sözleri yüzünden.
İyi okumalar :))
(*-*)
''Tamam, kanka. Yok ben kıskanmamaya çalışırım. Ama sende baştan çıkarmak için elinden geleni yap. Tamam mı?''
Masal'ın sesi önce birkaç saniye duyulmadı. ''Tamam, çok heyecanlandım şimdi. Ya o bana karşılık verirse? Ne bileyim, itmezse ya?''
''Amaç da o ya sadık olup olmadığını öğrenmek. Gerçi ona güveniyorum ama yine de test edelim.'' dedim.
Evet, kendimi sevgilisini iddia malzemesi olarak kullanan, daha sonradan kuzumu kurtlara yem atan o piç erkekler gibi hissediyorum. Ama kimse kimsenin içini bilemez. Belki Bora bana diğer hafta benimle oynadığını açıklayacaktı ve ben onun yüzünden götü başı dağıtıp zırlayacaktım, sonra onun için mi ağlıyorum, diyerek ağlamayı kesip yalnız hayatıma devam edecektim.
İşte, tüm bunların olmaması için önlem almalıydım. Bora beni affet, sevgilim. Arkasından bunları planladığımı öğrense çıldırırdı.
Aslında Masal ile yarış bittiğinden beri yeni yeni anlaşıyorduk. Yarıştan önce hırs doluydum ve ondan nefret ediyordum ama sonra buluştuk, konuştuk ve tam benim kafamdan bir kız arkadaş daha edindim. Birbirimize her şeyimizi anlattık, her şeyimi biliyor. Tabii ben de onun. Feminist olmasının sebebi, küçükkenden beri gittiği sınıflardaki erkeklerin ona çok kötü davranmasıymış. O da eğitim hayatı boyunca feminist olarak dolaşıp erkeklere tavrını belirtmiş.
Ama sonra Can çıkmış karşısına, bizim şebelek olan. Beş kere buluşmuşlar ve hepsi kavgayla sonuçlanmış, yine de Masal bakmış, bu çocuk onun peşini bırakmıyor, ilk defa bir erkeğe şans tanımış.
Onun haricinde, Whatsapp grubumuz kavgalarla bazen topluca ağlaşmalarla devam ediyor. Yağmur ve ben yine onun 'mankenlik' konusundan dolayı kavga ediyor, tekrar barışıyoruz. O da en az benim kadar gururlu olduğu için hiçbir şey olmamış gibi davranıp birbirimizle dalga geçiyor, yine eskisi gibi oluyorduk.
Akın ve Bartu zamanının çoğunu spor salonunda geçiriyordu ve peşlerinden Can'ı da götürüyorlardı. Aramızda hala o soğukluk vardı, başımıza gelenler basit olaydan ibaret değildi, yine de biz her şeyi geride bırakmaya çalışıyorduk. Can iki haftadır hiçbir kasının oluşmaması üzerine karalara bağlarken biz ona sadece gülüyorduk. Masal bana onu öyle de seveceğini söylemişti ama onun için çaba harcaması hoşuna gidiyor, buna ses çıkarmıyormuş.
Onun haricinde bazen Bora'yı hayattan bezdiriyordum ama onla da aynı Yağmur'da olduğu gibi tekrar barışıyorduk. Bazen onu Akın'lar spor salonuna götürmeye çalıştıklarında yapışıp, izin vermiyordum. Kaslarım eriyecek diye hayıflanınca da onunla beraber akşamları spor yapmaya çıkıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞE ÇEVİRMECE
Novela Juvenil4 kız , 4 erkek. Hepsinin ayrı sorunları var ve bir oyunla birlikte birbirlerini tanıma şansı yakalayıp farklı maceralara atılıyorlar. Bir şişe çevirmece oyunu. Maalesef bu bizim oynadığımız şişe çevirmece oyunlarına benzemiyor. Bu daha tehlikeli ve...