-15. İhanet?

2.8K 173 8
                                    

Ve döndüm :D Hala okuyan birkaç kişi vardır diye umuyorum ve bölümü yayınlıyorum. İyi okumalar :) Multimedia: Ezgi'nin dedesi. asdf :D

Uyandığımda kendimi boşlukta bulmuştum adeta. Kendimi hissedemiyordum ve beynim hiçbir şeyi idrak edememişti. Beni gözetliyorlar korkusuna gözlerimi sıkıca kapattım, bu kendime gelmemde de bana yardımcı olabilirdi. Sallanıyordum, ama bu hamakta sallanmak gibi değildi, arabadaydım. Bize koklattıkları eter bayılmamızı sağlamıştı iğrenç zorba anlar kafamda canlandı. Diken üstünde oturuyor hissine kapılmıştım. Bayılmak ölüm gibiydi, ölümün nasıl bir şey olduğunu bilmesem de bayılma tecrübesiyle tahmin edebilmiştim. Normal bir uykudan uyanmışım gibi hissettirmiyordu, o zaman huzurlu olurdun ve tüm bedenin uyuşmazdı. 

Gözlerimi yanıma çevirdiğimde Aylin'i gördüm, burnu kızarık ölüm döşeğinde gibi hareket etmeyen Aylin'i. Kafamı kaldırdığımda Bora'yı tek bir noktaya odaklanmış halde gördüm. Dişlerini sıkıyordu, gözlerini kırpmadan uzunca bir süre bekledi. Yediği yumruktan ötürü şakaklarında morarıklık vardı. İçim acıdı.

Hareketlendiğimde gözlerini bana çevirip kenetlediği ellerini çözdü ve üç adımda yanıma geldi. 

''Bora.''

''Efendim.'' Sesini ben bile zor duymuştum neden fısıldayarak konuşuyordu ki?

''Ezgi'nin dedesi-''

''Bir mafya,'' dediğinde gözlerimi büyülttüm.

''Şaka mı bu?''

''Diğerleri daha uyanmadı.'' dedi çevresine bakarak, hayır Yağmur uyanıktı. Ama hiçbir şeyi kabullenmek istemiyormuş gibi gözlerini kapatmış, düşünüyordu.

''Ezgi, Bartu, Esin..'' dediğimde alçak sesli konuşmam için beni uyardı. ''Bize ihanet mi ettiler?'' 

''Evet, belki. Ezgi miydi o?''

''Evet, o siyahlı adamlardan fötr şapkalı olansa, Akın.''

''Orospu çocuğu.''

''İntikam planlarım daha da büyüdü, ondan nefret ettiğim kadar kimseden-''

''Tamam, şu an bunun sırası değil. Sessiz ol, uyandığımızı anlamamalılar.'' Yağmur'a ve diğerlerine bakıp tekrar bana döndü. Eğer bir daha sözümü keserse yumruğumu suratına geçirecektim. Derin bir nefes alarak bedenimi kaydırarak yayıldım.

''Ne yapacağız? Ya da onlar bize ne yapacak?'' diye sordum aklıma dehşet verici görüntüler gelirken. 

''Bilmiyorum.''

''Ezgi'ye hala inanamıyorum,'' İçimi öyle kasvetli bir hava sarmıştı ki, boğulacak gibi olmuştum. Ezgi gibi biri bunu nasıl yapabilirdi?

''Belki de dedesinin zoruyla orada oturuyordur.'' Bu da mantıklıydı. Zaten uyukluyordu ama yine de ondan hala şüpheleniyordum. Psikopat dedesi onu da mı bayıltmıştı?

Can kafasını kaşıyarak kısmış gözleriyle ayıldığında bizim yanımıza doğru süründü. ''Bütün vücudum ağrıyor,'' 

''Bizim de. Eterdendir bir de biraz kavgadan.'' Kavgayı görmemiştim ama zaten onu hemen alt edeceklerini tahmin ediyordum.

''Abi, benim annem merak eder.'' dediğinde istemsizce güldüm. Ama Bora bana kaçıkmışım gibi bakarken anında ciddileştim. 

''Ben bir şunlara bakayım,'' dedi Can ayağa kalkıp. Bizi arabanın arkasına tıkmaya çalıştıklarında bayılmadan önce  kısa bir sürede Can'ı yerde yatarken görmüştüm. Burada koltuk bile yoktu yani yere dizilmiştik. 

Can siyah filmli cama birkaç yumruk atıp bağırdı. ''Açın, şunu!''

Aylin ve Yağmur yerden kalkıp Can gibi cama vurmaya başlamışlardı. Bana göre gürültüden başka bir şey değildi. 

Kapı açıldığında içime bir umut dolmuştu ama bu yüzünü görmek istemediğim Bartu ve Esin'den başkası değildi. Arkasından Akın, Esin'i öyle bir itti ki kız yere yapıştı ve uzunca bir süre öyle kaldı. Bora ona yardım edecekken onu tutup yakınıma çektim. Bu kızdan hala hoşlanmıyordum. Ayrıca onların taraflarında olabilirlerdi. Akın daha Can, Yağmur ve Aylin ona saldıramadan kapıyı hıozlıca kapatıp kilitledi.

Bartu Esin'in yere kapaklanışını hiç umursamadan kendine bir köşe seçip oraya mıhlandı. Uzun bir sessizlik oluştu. Bu süreçte birbirimiz izledik.

''Bir şeyler anlatmalısın, Bartu.'' diye Yağmur artık dayanamayıp konuştuğunda her zamanki gibi sadece baktı ve sustu. 

''Bir şey söyleyemeyiz. Tehdit ediyorlar,'' dedi Esin burnunu çekerek. ''Biri beni yerden kaldırabilir mi? Lütfen.'' Bora kolunu tutup onu sürükleyerek duvara yaslanmasını sağladı. 

''Bir şeyler anlatmalısınız, bizi nereye götürüyorlar?''

''Bilmiyoruz. Ama birazdan geleceğiz. Öyle dediler. Lütfen, bizi zorlamayın. Onlar yüzünden ikimizin de arkadaşı tehlikede, bizi ona zarar vermekle tehdit ediyorlar.''

Aklım daha da karışırken, onların arkadaşlarının ne alaka olduğunu merak ettim. Bir yanım hala Ezgi'den uzak tutmak için bizi dağın başına bırakacaklarına inanıyordu. Issız, karınca bile geçmeyen bir ormana. Ya da sadece son zamanlarda izlediğim macera filmleri bende kötü bir etki bırakmıştı.

''Sadece onlara sizi toplamada yardım ettik, o kadar. Biz başka hiçbir şey yapmadık.'' dedi Bartu. Gözlerim ona kayınca gözlerimi kaçırdım.

''Sizin kaçmanıza bile yardım edebiliriz, ama biz artık onların kontrolü altındayız, elimiz kolumuz bağlı.'' dedi Esin. 

''Yardım edin o zaman, hemen. Bize ne yapacaklarını bile bilmiyoruz.''

''Biz de bilmiyoruz,'' dedi hemen Esin. Yağmur ve Aylin susmuş kıza rahatsız edici bir şekilde bakıyorlardı. 

''Nasıl kaçabiliriz ki? Bizi yine bulurlar.''

''Bulacaklar.'' dedi Bartu gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. ''Biz ne kadar saklanırsak saklanalım, buldular. Size de istediklerini yaptıracaklar, kaçamazsınız.''

''Kaçabiliriz, biz korkak değiliz.'' 

''Ben korkak değilim,'' 

''Korkaksın, Bartu.'' dediğimde bana donuk gözlerle bakakaldı. 

''Sizden uzak durmaya çalıştık, biliyorsunuz. Ama bu bir oyun ve kazanan olmayacak.''

''Saçma, salak konuşmaya başladı yine dangalak.'' dedi Can. 

''Can'a katılıyorum,'' dediğimde Bartu bana gözlerini büyülterek baktı. Her zaman onu savunacağımı sanıyorsa yanılıyordu. Onlara yardım etmişti.

''Onlara yardım ettin, Bartu. Kaçırılmamızda sen suçlusun.'' deyip arkama yaslandım. 

''Babanı ne zamandır, görmüyorsun, Lara?'' Yutkundum. 

''Dört aydır,'' diye yanıtladım.

''Sana onu serbest bırakacaklarını söyleseler, arkadaşlarına ihanet etmez miydin?''

ŞİŞE ÇEVİRMECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin