''Babanı ne zamandır, görmüyorsun, Lara?'' Yutkundum.
''Dört aydır,'' diye yanıtladım.
''Sana onu serbest bırakacaklarını söyleseler, arkadaşlarına ihanet etmez miydin?''
Bu düşünmem gereken bir soru olmuştu çünkü babam her şeyimdi ama arkadaşlarıma da ihanet etmezdim. Bunu asla yapmazdım.
''Ben arkadaşlarıma asla ihanet etmem, Bartu. Bu birilerinin hayatını kaydırabilir. Babamı yine oradan çıkaracak bir yol mutlaka vardır.''
''Senin içinde baban içinde umut yok.'' Yutkundum. ''Her zaman umut vard-''
''Bırak, artık Pollyannacılığı, Lara. Babanı arkadaşlarına tercih eder misin?''
''Etmem, kimseyi kimseye tercih etmem. Anlamıyor musun?'' Her erkek kıttır ama bu çocuk kıtlıkta level atlamıştı. Pollyanna'ymış, aptal.
''Nasıl buradan kurtulacağız, bize ne yapacakları bile belli değil.'' diye konuyu değiştirdim. Bir tartışmaya daha giremeyecektim.
''Kaçma konusunda aklımda hiçbir şey yok. Sanırım, en iyisi onları pataklamak.'' dedi Bora. ''Bora, kavga edip durma.''
''Başka buradan nasıl çıkacağız, Lara?'' Sustum. Cidden artık şu erkeklerle tartışmaya girmeyecektim. Ne bok yerlerse yesinler.
''Ne biliyorsanız onu yapın, ne diyeyim?'' diyerek derin bir iç geçirdim.
''Kavga. Siz de yardım edeceksiniz. Üç erkekle, olmaz.'' dedi Can.
''Bu işten tek çizik olmadan çıkmak isterdik ama, bu mümkün görünmüyor. O yüzden tamam.'' dedim. Bora, tabii ki ikisini de tek dövebilirmiş gibi hemen, ''Kızlar olmaz, saçmalama.'' gibi bir şeyler gevelemişti.
Aylin'e Yağmur ile birlikte birkaç taktik öğretmiştik.
-Çırmık.
-Et burma.
-Erkeklerin en hassas noktasına tekme.
Başını salladı. Hazırdık, debelenip duracağımı elbette biliyordum, ama amacım birazcık da olsa karşı tarafı yaralamaktı.
Cidden zaman geçtikçe kendimi kötü hissetmiştim, yarım saat boyunca yolculuğa devam ettik ve yarım saattir Esin'in Bartu'ya sırnaşmasını ve gözümüzün önünde yiyişmelerini izlemiştik.
İçim ciddi anlamda çok kötüydü, ya yapamazsak falan diye hemen, ölü taklidi yapıp beni bırakmalarını sağlamak istiyordum. Bencilce ama kendi canımın peşindeydim şu an. Arkadaşlarımı sonra kurtarırım, diye düşündüm. Sonraysa kendimi dövme isteğiyle cebelleştim. Psikolojim hiç iyi durumda değildi.
Araba durduğunda ayağa kalktık, ve ayakta bekledik. Kapılar üzerinde ilk önce uğraşıp sonra açtılar, bizi görünce yüz ifadelerinde sadece bir iki kas oynadı. İkiside ifadesizdi.
''Sizi böyle beklemiyorduk,'' dedi Ezgi'nin dedesi.
''Bize ne yapacaksınız?'' diye sordu Can. ''Ezgi ile takılmayı bırakırız, gerçekten.'' dedi hemen sonra. Başımla onayladım, Ezgi canımdan kıymetli değildi. Kendisi de dedesini yeni bulmuştu ve onun uğruna bizi bırakırdı. Tıpkı bizimde yapacağımız gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞE ÇEVİRMECE
Fiksi Remaja4 kız , 4 erkek. Hepsinin ayrı sorunları var ve bir oyunla birlikte birbirlerini tanıma şansı yakalayıp farklı maceralara atılıyorlar. Bir şişe çevirmece oyunu. Maalesef bu bizim oynadığımız şişe çevirmece oyunlarına benzemiyor. Bu daha tehlikeli ve...