1.5-1

7.5K 554 42
                                    

"Nasılsın?"

"İyiyim."

Sıkıntıyla saçlarını karıştırdı Faruk. Sen nasılsın dememiştim. Arkadaş canlısı yaklaşmak istemiyordum. Nasıl hissettirdiğini biliyorum. En küçük samimiyet insanı daha çok bağlıyor. Faruk'a bu umut kırıntısını veremezdim işte. Şilan'ın öldürücü bakışlarına maruz kalıyordu. Acı bir gülümsemeyle önüne döndü. Son iki sınavımızı olacaktık bugün. O yüzden notlarıma geri döndüm ben de.

Bizimkilerle pek fazla dışarı çıkmıyordum. Doruk eşcinsel olduğumu anladığından beri yanlarına yanaşmak zor geliyordu bana. Sınavlar yüzünden stüdyo çalışmalarını da kaldırmıştık, İnci'nin yanında olamamak üzüyordu ama bu akşam görecektim onu. Repertuarda mükemmelleşmiştik, cilaya ihtiyacımız vardı. Bu akşam ki çalışmadan sonra kahveye düşmek için zorla söz almıştı benden. Kırmam mümkün değildi kısacası.

Akşamın işini akşam düşünmek adına düşüncelerimi kapattım. Hocanın sınıfa girmesiyle beraber, kendi adıma son okul günüm başladı. Karne gününe kadar, konsere kadar, tekrar okula gelmeyecektim. Şilan'la beraber alışveriş yapmam gerekiyordu. Vize ve pasaport işlemleri için koşturacaktım. Okul için vaktim yoktu.

Konserden sonra, ver elini Japonya. Gideceğimi ailem ve Şilanlar dışında kimse bilmiyordu ve böylesi daha güzeldi.

****

054...9: Hey ibne!

Feda: Ne? Kimsin?

054...9: Hayatını mahfedicem senin!

054...9: Doruk senin yüzünden beni terk etti.

054...9: okuduğun okula kadar herşeyi biliyorum.

054...9: Eğer ifşa olmak istemiyorsan Doruk'tan uzak duracaksın.

Feda: Kimsin sen? Ne saçmalıyorsun?

054...9: Sen bir erkekle ortalık yerde öpüşebilecek kadar midesiz birisin.

054...9: Ben de senin iğrençliğini Doruk'a bulaştırmamanı garantileyecek olan kişiyim.

Feda: Siktir git.

054...9: Sen siktir git. Doruk bana anlattı o akşam olanları.

054...9: İğrenç bir ibne olman yetmemiş bir de sevgilime tokat atmışsın. Ölmen lazım aslında.

054...9: Uzak duracaksın ondan.

054...9: Tüm hayatını karartırım senin.

Feda: Tamam. Gideceğim Ece.

Görüldü.

Telefona bakarken başım dönüyordu. Benden bin pişman olarak özür dileyen Doruk, ne ara gidip Ece'ye anlatmıştı herşeyi? Neden anlatmıştı? Lanet olsun bana bunu neden yapmıştı? Başka kim bilir kime anlatmıştı. Benim yüzümden ayrılmak ne demekti? Zaten uzak duruyordum. Bu tehditlere gerek yoktu. Uzak dursam da beni ifşa etmeyeceğinin bir garantisi yoktu. Ben bunların hiçbirine hazır değildim.

Stüdyonun önündeki kaldırıma çöktüm. Erken gelmiştim ama çalışacak durumda değildim. İnci'ye söz vermiş olmama rağmen, ilk defa bir sözümü kırarak eve kaçtım. Telefonu kapatıp hemen yatağa girdim. Acilen burayı terk etmem gerekiyordu benim. Hedef gösterilmeye zerre hazır değildim. Yeterince güçlü değildim. Ezilirdim, kaldıramazdım hiçbirini.

Zar zor büyüttüğüm cesaretim bir çırpıda, iki üç mesajla yerle bir olmuştu.

****

Geçişli bölüm.


ÖRDEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin