Merdivenlerden çıkarken, yine etrafımda bir kız grubu vardı. Eğlenceli kızlardı gerçekten, havadan sudan konuşuyorlardı. Ayaklı beyaz perde takipçisi bir kız vardı aralarında, bana sürekli yeni çıkan filmlerden bahsediyordu.
"Doruk'la sevgili olduğunuz doğru mu Feda?" dedi kıvırcık kız.
Durdum, onunla aramızda bu tarz bir konuşma geçmemişti. Ama geçmesine de gerek yokru. Ellerimi ceplerime sokup kafamı evet manasında salladım.
"Tüh ya! Hiç şansımız yok desene."
"Ee şey, öncesinde de yoktu ki." dedim ona.
"Kalbime gömerim o zamaaaan." diyerek şakıdı ince sesiyle. Güldürmüştü beni.
"Valla yakışıyosunuz. Shiplenmicek gibi değilsiniz. Arkandayız yani." dedi sarı saçlı bir kız. Diğerleri aynen, kesinlikle diye ona katıldılar.
Tam teşekkür etmek için ağzımı açmıştım ki rahatsız edici bir kahkaha duydum."Onun arkasında Doruk var, hani anlarsınız ya!" diyen Kerem belini öne arkaya hareket ettirerek imada bulunuyordu.
Kıvırcık olan hemen koluma yapıştı ve "Sanane be salak." dedikten sonra Kerem'e dil çıkardı.
"Evrilip ibne olmak nasıl bir duygu Feda? Ya da dur, bilmek istemiyorum hastalıklı hayatını." dedi. Kızlar ona küfretmeye başladılar.
"Evrilip insan olamadığın için zaten anlamazdın." dedim. Diğer koluma giren sarışın kız, kahkaha attı. Kerem küfredip gitti ve minik manyaklar Doruk'un sınıfına kadar bana eşlik ettiler. Kapının ağzında beni kızlarla çevrelenmiş olarak görünce dişlerini sıktığını gördüm. Biraz mahcup olmuştum açıkçası.
Kıvırcık olan ona doğru bağırdı, "Sevgilini koruduk biz, kıskancağına teşekkür et!"
Sınıftaki birkaç kişi de, şimdi bana bakıyordu, sevgili kelimesini duyunca başımı eğdim. Doruk sırasından kalkıp hemen yanıma geldi.
"Ne oldu?"
"Kerem ya, saçmaladı işte." dedim.
Sarışın olan "Feda ağzının payını verdi biz de yanına getirdik. Hadi bay." dedi ve hep beraber kolkola girip uzaklaştılar.
"Sana birşey diyen var mı?" diye sordum sırasına doğru giderken. Sınıftakilerin gözleri üzerimizdeydi.
"Hah! Tabi ki hayır! Ece birşey yaptı mı?"
"Yok, fazla sakin üstelik."
"Aman boşver. Biz keyfimize bakalım sevgilim."
Milyon parçaya dağılıp, evrenin sırlarını gördüm. Parlayan ışıklar, uçuşan yıldız tozları, meteorlar ve yeni doğan gezegenleri izledim. Hepsi bana bakan Doruk'un gözlerinde ve kıvrılan dudağının kenarındaydı. Hayat burada başlıyor, sevgilim deyişinde yaşıyor, sustuğu zaman ölüyordu. Sonra sar baştan bir daha.
Gözlerimin önünde salladığı eliyle kendime geldim. Kocaman sırıtıyordu.
"Ne biçim daldın lan." dedi.
Gülümsedim. Zil çaldı.
"Seni sınıfa kadar götüreyim." diyerek benimle birlikte sıradan kalktı.
"Olur." dedim. Şu an ne dese olur derdim, evet derdim, sen ne istersen derdim. Bir kelime, bir hitap nelere kadirdi böyle.
Bir kat aşağıdaki sınıfımın kapısına geldiğimizde Ece'yle karşı karşıya geldik."Mahfedicem sizi" dedi. Doruk'a dönüp "Bana bunu nasıl yaparsın, nefret ediyorum senden, geber!" deyip koridora doğru koşmaya başladı.
Doruk omuz silkip, omzumu kavradı.
"Birşey yapamaz." dedi.Benim umrumda değildi, sadece Doruk'a zarar gelsin istemiyordum o kadar.
"Gardını düşürme bana yeter." dedim, gülümsedi. Hocanın geldiğini görünce, kendi dersine geç kalmamak için merdivenlere doğru koştu.Ece fırlayıp gittiği yerden dönmemişti. Şilan soran gözlerle bana bakıyordu, omuz silktim.
"Şu manyak başınıza bela olacak bak." dedi Faruk.
"Sorma, oldu bile zaten." dedim. Hoca yoklamayı kontrol ederken konuşmayı kestik.
****
Ders esnasında sınıfın kapısı çaldı ve nöbetçi öğrenci girdi.
"Müdür Feda Altınoluk'u çağırıyor." dedi.
Sıçtı Cafer bez getir. Bir hışımla ayağa kalktım. Hoca çık diyene kadar kapıya ulaşmıştım bile.
Kapının önünde sırtını duvara yaslamış elleri cebinde Doruk bekliyordu. Beraber müdürün odasına hiç konuşmadan gittik. Sesimi çıkarmıyordum çünkü Doruk'un gözlerindeki öfke parıldamasını iyi biliyordum.
Kapıyı çaldım ve gel buyruğuyla odaya girdik. Önünde Ece'nin bana şantaj yapmakta kullandığı fotoğraflar vardı.
"Geçin oturun." dedi, babacan bir tavrı vardı.
"Şimdi, şu Ece arkadaşınız bana bunları verirken, erkekler tuvaletinde ve spor salonunun soyunma odasında münasebet yaşadığınızı söyledi. Doğru mu bu?"
"Hayır!" diye bağırdım. "Tamam beraberiz kabul, ama dedikleri tamamen iftira hocam."
"Ben de öyle tahmin ettim. Feda senden öyle birşey asla beklemem zaten." dediğinde rahat bir nefes aldım.
"Ancak!" dediğinde Doruk dizlerindeki ellerini sıktı. "Eğer ebeveynlerin kulağına giderse, size arka çıkamam. Hareketlerinize dikkat edin dememe gerek yok sanırım. Ama genel olarak dikkat edin. Doruk sen de asilzade babana söyle beni bir ziyaret etsin. Çıkabilirsiniz." dedi.
Odadan çıktığımız anda karşılaştığımız tepki beni dumur etmişti. Böylesine anlayışla karşılayıp bir de bize dikkatli olun demesi, milyonda birdi herhalde.
"Müdür babanı mı tanıyor?"
"Babamın bir arkadaşının abisi. Yakın falan değiller. Ben bu adamı sevmiyorum ya." dedi.
"Neden ki?" dedim.
"İkiyüzlü demişti babam onun için. Eğer işler sarpa sararsa bizimle bu konuşmayı yaptığını da yalanlar."
"Hadi be!" dedim. Bir sonraki teneffüs, öğle arasıydı. Kantine inip, yiyecek bişeyler aldık ve masallardan birine kurulduk.
"Ne yapacağız şimdi?" dedim.
"Ece'nin ailesine ulaşmayı deneyelim." dedi.
"Ne diyelim peki onlara? Kızınız sevgiliyiz diye bizimle uğraşıyor mu diyelim?" dedim, "Homofobik birinin ailesi nasıl olur sence?"
Hmladı.
"Şilan takip ettirmiyor muydu bunu?"
"Evet ama kayda değer birşey yok. Hiçbir şey yok hatta."
Sessizce düşüncelerimize dalıp, ekmeklerimizi kemirdik. İçimdeki huzursuzluk gittikçe büyüyordu.
****
Yoruyosun beni Ece.
Homofobik karakter yazma özrü var bende.Bb✌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖRDEK
Teen Fiction"faB.L Serisi" nin 1. kitabıdır. (Ördek 1, Kurbağa 2, Aslan 3) BxB Çirkin Ördek Yavrusu