Son günlerde, Doruk fazla hormon salgılar hale gelmişti. Evin içindeki gibi dışarıda da bakireliğini kaybetmiş tatlı bir kadın gibi süzülüyorsa işim çok zordu. Hem sürekli yanında olamıyordum, hem de vizelere çalışmaktan gözlüğümü ters takacak kadar kafayı yemiştim. Ertesi gün çektiği ağrıyı, aynı benim gibi mutlulukla karşılamıştı. Sonrasında ise hormon kıyameti başlamıştı. Oturup kalkmasından tut, normal konuşmalarımızdaki göz kapaklarının hareketi bile beni mahvediyordu. Öncelerde hayal görüyorum sanmıştım ama öyle değildi. Adama bir haller olmuştu ve ne olduğunu bir türlü çözemiyordum. Dokunuşu her zaman tenimi yakardı, ama yanımdan geçerken eli sırtıma öylesine dokunduğunda bile üstüne atlayasım geliyordu. Mutfaktan beş fincan kahveyle çıktığımda Hakan'la konuşan halini süzdüm, çok normal görünüyordu, bir yandan da inanılmaz bir şekilde parlıyordu.
"Sütlü içeniniz vardır diye süt de kaynattım millet." diyerek tepsiyi dikkatlice sehpaya bıraktım.
"Normalde sütlü içerim ama bu gece sabahlayacağız gibi duruyor." dedi Bilge, fincanlardan birini eline alırken bana gülümsedi.
Duygu'nun yanında yerimi aldığımda Doruk'la ufacık bir saniye göz göze geldik. Duygu'yla alıp veremediğimi ya da kıza neden ısınamadığımı anlamıyordu. Benim aksime onunla çok iyi anlaşmaya başlamıştı.
Hakan ve Bilge, Doruk'la grup olarak çalıştıklarından beri ayrılmaz üçlü olmuşlardı. Benim şansıma ise neredeyse benden hoşlanacak olan ama eşcinsel olduğumu şans eseri öğrenen Duygu kalmıştı. Elimden bir şey gelmiyordu.
"Ya Doruk, kıvranıyorsun görüyorum. Al sevgilini yanına rahat rahat oturalım. Çaktırmadığınızı mı sanıyorsunuz?"
Elimden kahveyi düşürecekken tutup bilgisayarı mefta olmaktan son anda kurtuldum. Elim yanmıştı ama acısı umrumda değildi. Bilge kahkaha attı.
"İnstagram hesabına stalk için açılan hesapları saymamı istemezsin. Daha önce söyleyecektik. Emin olmak istedik." dedi Bilge.
Duygu kahkaha atmaya başladı. Ben hala donuk bir şekilde Hakan'ın bir beni bir sevgilimi süzen yüzüne bakıyordum. Doruk her zaman ki cesaret şovunu sergilemekten çekinmeden yanımda yerini aldığında Duygu yanımdan kalkıp Doruk'un yerine geçti. Hala kahve fincanına sıkı sıkı sarılmış durumdaydım.
"Kapalı tutuyoruz özellikle hesapları. Ama satışla alakalı hesapları kabul ederim genelde. Geçenlerde bir tanesinden çok tatlısınız diye mesaj geldi." Doruk sustuğunda yavaş hareketlerle ona doğru döndüm.
"Sen ciddi misin? Neden kabul ediyorsun ki? Stalk olayının başını çeken bir taktik o?" dedim ama omuzlarını silkti.
"Ben senin kadar kasmıyorum sevgilim." dediğinde Bilge'den hava kaçıran balondan çıkan tizlikte bir ses çıktı. Dönüp ona baktığımda elini Hakan'ın koluna geçirmiş, her an üzerimize atlayacakmış gibi bize bakıyordu.
"Allam ship!" diye haykırdığında Hakan kolunu kurtarıp kızın omzuna doladı.
"Sakin Bilge, sakin."
Birkaç saniye onlara anlamsızca baktıktan sonra kahve bardağımı elimden bırakıp kahkaha atmaya başladım. Duygu da tırnaklarını yerken bize sırıtarak bakıyordu. Onu da yanlış değerlendirdiğimi düşünmeye başlamıştım.
"Şimdi şöyle yapıyoruz. Bilge'nin ikinizin aynı ortamda olduğu bir odada ders çalışabileceğini sanmıyorum. O yüzden bir grup salonda bir grup başka bir oda da çalışsın." dedi Hakan.
"Neden çalışamasın ki?" diye sordu Duygu.
"Ya bu manyak, senenin başında bir kez bu ikisini yan yana gördü. O günden beri çenesini çekiyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖRDEK
Teen Fiction"faB.L Serisi" nin 1. kitabıdır. (Ördek 1, Kurbağa 2, Aslan 3) BxB Çirkin Ördek Yavrusu