4.1-1

3.3K 224 22
                                    

But I been drinkin' too much (Ama bu aralar çok içiyorum)

Gettin' too high.(Fazlaca sarhoş oluyorum)

Wonderin' that's the reason (Merak ediyorum acaba nedeni,

I'm still stuck in this bed. (Bu mu, hala bu yatakta tıkılı kalmamın?)

No replies. (Hiç cevap yok.)

Maybe I just need a break from all that I am, (Belki olduğum herşeyden biraz molaya ihtiyacım vardır, 

 All that I was. (Olmuş olduğum benden.)

Take a step back and just Breathe, (Bir adım geri at ve sadece nefes al,

Cause I don't wanna be a letdown. (Çünkü hayal kırıklığı olmak istemiyorum.)

Wish that love would just figure it out for me.( Aşkın benim için herşeyi yoluna koymasını dilerdim.)

Cause I'm reachin' out my head now. (Çünkü aklımı yitirmeye yaklaşıyorum.)

Wish that I could just find me some sympathy.( Kendime sadece biraz sempati bulabilmeyi dilerdim.)

İnci, bir çocuğu kolunun altında ablukaya almış, bağıra çağıra şarkı söylüyordu. En azından giyinik diye şükredip şarkı sonunda onu alkışlayan insanlarla dolu masalara çarpmamaya çalışarak ilerledik. Sesinin güzel olması kurtarıyordu durumu. Aceleyle onlara doğru geldiğimizi gören çocuk, nazik hareketlerle İnci'den kurtuldu. Onun nazını çektiği belli oluyordu.

"Arkadaşlarısınız değil mi?" diye sordu, İnci bu sırada çocuğun beline kolunu dolamış, bira şişesini kafasına dikmekle meşguldü.

"Doğukan sen misin?" diye sordu Doruk. Ben İnci'nin elinden şişeyi almaya çalışıyordum.

"Hah tamam, sizmişsiniz. Memnun oldum." dedi. Belinden sarkan sarhoşlara alışkın bir hali vardı ama ortam öyle paçoz değildi. Çoğunlukla gençler vardı, bir masada kır saçlarını uzatmış bir grup amca vardı. Tahminen motorcu bir tayfaydı. Bize doğru uzatığı elini önce Doruk sonra ben sıktık.

"Ben Doruk, o da Feda. Kaçıncı birası bu?"

"İlk daha. İçeri geçsenize." diyerek bizi sigara içtiklerinden herkes dışarda oturduğu için, kimsenin girmediği iç mekana soktu. Barmen gülerek bizi izliyordu. Bana bir şişe su uzattı.

"Çok alışkınsınız herhalde böyle olaylara." dedim. Barmenden aldığım suyu avcuma döküp İnci'nin boynuna sürüyordum. Doruk da saçlarını havaya kaldırıp ensesine ulaşmam için yardımcı oluyordu.

"Aşağı yukarı. Ama ilk defa bu kadar güzel bir kadın tarafından sömürülüyorum. Kendi haline bırakmamam için büyük bir sebepti."

"Sömürülmek?" dedim, dilim damağım kurumuştu.

"Birayı içene kadar hiçbir şeyi yoktu, kırmızı gözlerden başka. Yarısına gelince oldu ne olduysa, yanından geçerken beni yakalayıp kendisine çekti ve öptü." Biraz çekingen tavırla anlatıyordu çünkü Doruk da ben de ona olduğu yerde kül edecekmişiz gibi bakıyorduk. "Karşılık veremedim bile, merak etmeyin. Siz yazdınız ona, size yazdım. Sonra birden soyunmaya çalıştı. Durdurdum. Ayaklanıp şarkı söylemeye başladı ve siz geldiniz. Olan biten bu." dedi.

"İnci, öldüreceğim seni. Sen hele bir kendine gel de." Doruk bir yandan bardak altlığını yelpaze niyetine kullanarak İnci'yi serinletmeye çalışıyordu. Doğukan'a döndüm.

"Normalde hiç böyle birisi değil, inan. Özür dileriz onun adına."

"Kuru kuru olmaz, ayrıca özür dilemesi gereken siz değilsiniz, İnci. Ayık kafayla bana şarkı söylerse affederim." dedi. Afallamış halde çocuğa bakıyordum. Temiz bir yüzü vardı ama dövmeleri biraz tedirgin ediciydi.

ÖRDEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin