Onlardan biri

3.1K 135 13
                                    

İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularım!

Son yetenek sınavlarının isabetle ilgili olduğunu öğrenince çok sevinmişti, en iyi olduğu şeyde kendini kanıtlamak istiyordu.

Herkes dart tahtasının etrafına toplanmış, atan kişinin elindeki küçük oklara odaklanmıştı. Herkesin beş hakkı vardı ve dart tahtasındaki puanlardan en fazla toplayan kazanacaktı.

Bizimkilere göre aralarında en iyi yapan Barış olmuştu, ilk iki atışı iyi olmasa da son üç atışta kendini toplamıştı.

Diğerlerini söylemek bile istemiyorum.

Sıra Ilgaz'la Ceren'e gelince ikisi de heyecanlıydı. Birisi endişeyle süzüyordu dart tahtasını, diğeriyse yıllardır tanımış olmanın verdiği güvenle.

Herbiri toplam 5 atış yapacaktı,  her atıştan puan kazanacaklardı ve toplam puana göre değerlendirileceklerdi.

Atış sırası Ceren'deydi. Hiç dart tahtası üzerinde çalışmamıştı, içinden "Allah'a emanetiz haydi bismillah' havasıyla 5 atış yaptı.  Sonuç beklediğinden de kötü gelince başını öne eğdi ve 'bu şehri terk ediyorum' edasıyla Ilgaz'a yerini verdi.

Ilgaz ilk dört atışında da hedefi tam 12'den vurunca herkes alkışlamaya başladı. Arkadan ıslık çalanlar bile vardı. Son atışını yaparken gözü Bora'ya kaydı, Bora'yı Ceren'in yanına giderken gördü. Başını çabucak dart tahtasına çevirdi, eğer son atışında da 12'den vurursa rekor kıracaktı.

Kafasının içinde Bora'nın kalp atışları atıyordu, sonra Ceren'inki de karıştı ona. Şakakları zonklamaya başladı, alkışlar, ıslıklar..

Kaşlarını çattı ve odaklanmaya çalıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra elindekini hedefe doğru fırlattı. Herkes gözleriyle küçük oka bakıyordu. Ilgaz gözlerini kapadı, bir iki saniye sonra açınca okun hedefte olmadığını gördü. Hedefi tutturamamıştı..
Üzüntüyle başını yere eğdi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Artık kampta en sevdiği yer olan mindere doğru ilerledi. Üzerine çöktü ve sırtını duvara yasladı. Sesler başının içine hapsolmuştu sanki, çıkmıyorlardı Ilgaz'ın içinden..

Başını ellerinin arasına aldı.

"Keşke sonuncusunu da atabilseydi."

"5'te 4 bence iyi."

"Kıramadı rekoru."

"Ağlayacak gibi oldu atamayınca."

"Bu kız okulda kriz geçiren değil miydi?"

"Bebek gibi ağlayacaktı neredeyse."

Kafasında dönüp duran seslerden sadece birkaçıydı bu. Gözlerini sımsıkı kapadı, yüreği hızla çarpıyor, çarpmasının etkisindendir diye düşünüp sızlıyordu bir de.

Bu durumu derhal kontrol altına alması gerekiyordu.

Akşam yemeğinden sonra herkes kulübelerin bulunduğu sitenin dışında, biraz daha geniş bir salonda toplandı. Yere koyulmuş birçok rengarenk minderler bulunuyordu, şömine olmasına rağmen hala soğuk olduğu için yaklaşık 5-7 tane de ısıtıcı vardı. Bu akşam müessese tarafından getirilmiş bir psikologla sohbet edilecekti.

Karlar son birkaç gün içinde iyice erimeye yüz tutmuştu, hala yerde oturmak için uygun değildi ama yine de yumuşamıştı hava.

Herkes etkinlik salonunda toplandı. Ilgaz sarı pufpufunu (bunu ben uydurdum galiba) başkasına kaptırdığı için oyuncağı elinden alınmış küçük çocuk gibi kendine pufpuf (hoşuma gitti ehe) arıyordu. Sonunda turuncu bir tanesini kaptı ve Azra'nın yanına ilişti. Gözü arkadaşına takıldı, Azra'nın sağ çaprazında oturan Barış'a baktığını görünce endişeyle yerinde kıpırdadı. Sonra dikkatini çekmek için "Kim gelecekmiş biliyor musun?" diye sordu cevabını bilmesine rağmen.

EPİLEPSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin