Misafir ve Yarınki Gece

2.4K 117 42
                                    

İyi okumalar minnoş ve kaçık okuyucularım!

Krizin ardından 2 gün geçmesine rağmen güçlerini kullanamaması onu tedirgin etmeye başlamıştı, kalp atışlarının yerini uğultular alıyordu, birinin kan akışına bakmak isterken sadece soluk alışverişini duyabiliyordu.

Azra gözlerini geniş salonda gezdirirken Ilgaz sıkıntıyla iç çekti, kendi kimliğini saklamanın verdiği gerginlikle elleriyle oynamaya başladı.

Kendilerine yaklaşan kadın, onlara gülümseyerek selam verdi ve "Okulumuza hoş geldiniz," dedi. "Odalarımız 4 kişiliktir, yanınıza 1 kişiyi daha ilave edeceğiz. Oda numaranız 213, buyrun bu da anahtarınız."

Anahtarı Bora'nın avcuna koyduktan sonra "Odadaki silahlara dokunmamanız önemle rica olunur, iyi günler," dedi ve sarı buklelerini savurarak yanlarından ayrıldı.

"Odada silahın ne işi var?" dedi Azra isyankar bir şekilde, Bora avcundaki anahtarı daha sıkı kavradı ve yanında getirdikleri bavulu eline aldı.

"Misafirimizle tanışalım artık."

Siyah halının uzandığı merdivenlere baktılar, normal olandan biraz daha genişti, çokça basamak vardı.

Bora önde giderken Ilgaz onu arkasından takip ediyordu, trabzana tutunan eli bir an kaydı ve düşecekmiş gibi oldu, Azra kızı belinden yakaladı ve endişeli gözlerle ona baktı.

"İyi misin?"

Ilgaz başını hafifçe salladı, kalbi heyecandan yavaşlamıştı, derin bir soluk alarak basamakları tırmanmaya devam etti.

Odanın önüne geldiklerinde Bora anahtarı kilide yerleştirdi ve tek eliyle kapıyı açıp kızların girmesi için kapıyı tuttu.

Onları karşılayan şey duvardaki silahlar olmuştu. Baştan aşağı son teknoloji silahlarla donatılmıştı duvar. Şekilleri silindirikti, yuvarlak ucu bazısının mavi, bazısının yeşil ya da kırmızı renkte ışıkla çevrelenmişti.

Oda oldukça geniş olduğundan bir ranza ve iki yatak sığdırılmıştı. Kızlar ranzada yatacaktı, Bora ve misafirse diğer yataklarda.

Kapının yanında bulunan odadan orta boylarda bir çocuk çıktı, oldukça açık tenliydi, gri buğulu gözleri vardı, saçları dağınıktı.

Banyodan çıktığı belliydi, elleri hala ıslaktı.

Üç çift gözün merakla baktığını görünce "Buğra, 19, ölülerle konuşabiliyorum," dedi ve soldaki yatağın üstüne uzandı.

Üçü birden birbirine baktı, misafirleri oldukça soğuktu.

"Ilgaz, 17."

Daha sonra ranzanın üst katına çıktı ve yeni tanıştıkları misafiri gibi o da yatağına uzandı.

"Azra, 17."

"Bora, 18."

Azra ranzanın alt katına oturdu ve Buğra'ya baktı. 

İnsanları izlemeyi çok severdi.

Buğra ellerini ensesisin altında birleştirmiş gözlerini kapatıp dinleniyordu.

Azra çocuğun oldukça soğuk ve gıcık biri olduğunu düşündü, gözlerini çocuktan çekti ve valizin içinden kıyafetlerini çıkarmaya başladı, kırışmalarını istemiyordu.

"1 saat sonra konferans salonunda toplanılacakmış."

Buğra'nın soğuk sesi odada yankılanınca Bora ayağa kalktı ve "Ben biraz dolaşacağım," dedi. "Bir şey ister misiniz?"

EPİLEPSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin