İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularım!
Yarıyıl tatiline kadar hayatlarını kazasız belasız sürdüren öğrencilerden biri olmayı başarabilmişti Ilgaz. Tatili dört gözle bekliyordu çünkü herkesten çok onun ihtiyacı vardı bu tatile.
Okulda tören yapılmıştı ama havanın soğuk olmasından dolayı kısa sürmüştü. Şimdiyse dışarıda Azra'nın tuvaletten çıkmasını bekliyordu.
Koyu yeşil montu ona birkaç beden büyük oluyordu, uzundu ve uzaktan sadece mont görünüyordu. Ilgaz içinde resmen kaybolmuştu.
Lacivert beresini çıkardı, parmaklarını saçlarına daldırdı ve dağıttı hafiften saçlarını. Berenin içinde kaldıkları için saç dipleri terlemişti.
Bora ona doğru yaklaştı, Ilgaz saçlarıyla oynarken.
"Kampa geliyor musun?"
Ilgaz arkasına döndü, Bora'ya bakmak için başını biraz yukarı kaldırması gerekmişti.
'Bu benim için birkaç beden büyük,' diye geçirdi içinden Bora için.
Bora bunun üzerine gülümsedi, şu kız ve düşünceleri..
"Evet, Azra çok ısrar edince ben de gelmek zorunda kaldım."
Bora güldü ve "Biliyor musun?" dedi, "bana da Barış çok ısrar etti."
Ilgaz gülümsemekle yetindi, genelde insanlarla sohbet etmeyi pek fazla beceremediğinden dinleyen taraf o olurdu. Ya da bir gülümsemeyle yetinen.
Bora ellerini montunun cebine soktu, ayağının altındaki taşı ötelemeye başladı. Yanlarından geçen iki kız Bora'ya doğru bakıyorlardı, siyah saçlı olan "Yakışıklı çocukmuş," diye fısıldadı ve bunun üzerine kıkırdılar.
Ilgaz bunu kimin söylediğini bulmak için etrafına bakındı.
Fılsıldaşmaları nasıl duymuştu?
O katlanılmaz ağrı yine Ilgaz'a misafir oldu, kızın şakaklarıyla birlikte tüm vücudu zonkluyordu sanki.
Bora durumu fark edince Ilgaz'ın koluna dokundu ve "İyi misin?" diye sordu. Ilgaz "Şu ağrılardan nefret ediyorum," diye yakındı. "Ay ben migren mi oldum acaba?"
Bora tek kaşını kaldırarak "Migren olmak mı?" diye sordu. "Her neyse Ilgaz, istersen oturalım bir yerde, ayakta durma."
Bora'nın Ilgaz'ı bu kadar düşünmesi göz yaşartıcıydı ama elbette bunun bir nedeni vardı.
Ilgaz başını hayır anlamında salladı elleri hala şakaklarındayken.
"Zaten şimdi Azra gelecek, onlara gideceğiz."
Azra onlara doğru ilerlerken Bora Ilgaz'a "Otobüste görüşürüz," dedi ve yanından ayrıldı.
Azra ıslak ellerini peçeteyle silerken "Boralar da geliyor mu kampa?" diye sordu Bora'yı çenesiyle göstererek.
Ilgaz başını evet dercesine salladı.
"Bereni neden çıkardın? Bak hava çok soğuk donacaksın!"
Ilgaz beresiz üşümediğini fark etti.
"Beresiz üşümüyorum aslında biliyor musun?"
"Sen," dedi kaşlarını kaldırarak "Nisanda bile üşeyen kızsın sen. Ne demek üşümüyorum?"
Ilgaz omzunu silkti ve beresini cebine sıkıştırdı.
"Her neyse, ne zaman çıkıyoruz yola?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EPİLEPSİ
خيال (فانتازيا)Epilepsi hastası olduğu için defalarca kendini öldürmek istemişti. Artık krizin belirtileri olan gül kokusunu, gözünün önünden geçen renkleri, şiddetli sarsıntıları istemiyordu. Evrenin en önemli kadınıydı, Gece'ydi. Ve onu tamamlayan bir Gölge ve g...