Derin yaralar

2.1K 107 47
                                    

Sadık ve kaçık okuyucularım, merhaba! İlk öncelikle bu kadar geç yazdığım için çok özür dilerim çünkü TEOG falan derken vakit bulamadım. Ama artık baş belası şey bitti ve sizlerle birlikte olmaktan son derece harika hissediyorum. Yeni bölümü yazarken binlerce kez değiştirdiğim bölümler oldu, bu yüzden bu bölümlük beni affedin. Fakat uzun bir bölüm oldu. Son olarak beni yorumlarınızdan mahrum etmeyin lütfen! En büyük moral kaynağım sizsiniz ve en güzel okuyuculara sahip yazar da benim! Hoşçakalın yüreği güzel insanlar!

Ilgaz elleriyle ağzını kapattı, bunu Barış'ın yaptığına inanmak istemiyordu.

Bora tişörtünü üstüne geçirirken kardeşinin böyle bir şey yapacağını tahmin etmesi gerektiğini düşünüyordu. İntikam almak isteyeceğini unutmamalıydı.

"Şimdi ne yapacağız?" dedi çaresizlikle. "Resmen seni öldürmek istiyor."

"Artık gerçekten tehlikedeyiz galiba."

Ilgaz her ne kadar Barış'ı düşmanı olarak görmek istemese de buna alışmalı ve önlemler almalıydı.

Azra uykusunda biraz huysuzlaşınca ikisi de sustu.

Artık uyumaları gerekiyordu çünkü yarın dersler başlayacaktı, enerji dolu olmalılardı. Tabi Ilgaz bu haliyle katılamayacaktı onlara ama olanak varken uyumak istiyordu.

Ranzasına ilerledi ve sol eliyle merdiveni tuttu, ayağını birkaç basamak altındaki demire attı, ama ayağını bir türlü sabitleyemiyordu, hemen ayağı kayıyordu.

Bora Ilgaz'ın üst kata çıkmaya çalışmasını izliyordu, Azra'nın başucunda ejderhalarla savaşıyordu sanki.

"Ilgaz, istersen benim yatağımda uyuyabilirsin?"

Ilgaz kendini tutamayarak "Oha," deyince çocuk "Yani ben koltukta yatarım," diye açıklamaya çalıştı. 
Kız basamaklara sinirli bir bakış attıktan sonra odanın ortasına doğru ilerledi.

"Koltukta yatınca sırtın acımaz mı?"

"Sen rahat edeceksen ben yerde bile yatarım," diye yanıtladı gülerek.

Ilgaz önce Bora'nın çelik başlıklı yatağına daha sonra siyah deri koltuğa baktı ve "Eh, peki o zaman." diye mırıldandı.

Bora Ilgaz'ın sol tarafını göstererek "Yıldızlar..parlıyorlar," dedi büyülü gözlerle.

Kollarını göğsünde kavuşturarak kapatmaya çalıştı ve "Onlar parlar arada öyle." dedi ve çabucak çarşafın altına girdi.

İkisi de gece boyunca Barış'ı düşünmüşlerdi, Ilgaz yarın odada tek başına kalacağı için endişeli de olsa kötü şeyler düşünmek istemiyordu. Başını koyduğu yastık Bora'nın şampuanı kokuyordu ve her bir koku zerreciği Ilgaz'ın zihnine yerleşiyordu. 'Demek saçları böyle kokuyor' diye geçirdi içinden ve kısa süre sonra da uyuyakaldı.

Gördüğü rüyadan kaldırılmanın verdiği üzüntüyle gözlerini yarım yamalak açtı Azra. "N'oluyor ya?" diye inledi.

"Ay tövbe, karabasan mı bastı yoksa?"

Ilgaz'a birkaç saniye baktı ve "Ya tamam Gece'sin iyi hoşsun ama korkuyorum ya." diye çıkıştı.

Ilgaz oralı olmadan "Hadi derse geç kalacaksın." diye omuzlarından tutup kızı kaldırdı. Azra uyuşukça banyoya girip yüzünü yıkamaya başladı.

Buğra uyanmış hazırlanıyordu çoktan.

Bora'ya baktığındaysa hala uyuyor olduğunu gördü.

EPİLEPSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin