Anlaşma

2.5K 142 30
                                    

İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularımm!

Masanın ortasına bomba gibi düşen bu cümle, aynı zamanda zihinlerinde de aynı etkiyi bırakmıştı. Özellikle Azra ve Ilgaz hiçbir şeyden haberleri olmadığı için pek bir şey ifade etmese de bir şeylerin yolunda gitmediği barizdi. İkisi de Bora'nın sıkıntılı yüzüne bakarak bir şeyler anlamaya çalışıyordu ama Barış çoktan anlamış olmalı ki sıkıntıdan parmaklarının boğumlarını sıkmaya başlamıştı.



Kısa süreli kalp krizi geçirdikten sonra herkes yerinde kıpırdanmaya başladı.

"Ne kadar vaktimiz var?"

Bora Barış'a kısa süreli bakış attıktan sonra "Burdan hemen gitmeliyiz," dedi.

Hepsi ayaklanınca Ilgaz hiçbir şey anlamamasına rağmen onları takip etti. Bora hesabın karşılığını sağlayacak bir miktar para bıraktı. (Yazarınız parayı unutmadı.) Kafeden çıktıklarında Ilgaz arkalarında kalmıştı, Barış'la Azra nereye gittiklerini bilmeden önden yürüyorlardı. Bora Ilgaz'ı arkadan takip ediyordu, tedirgin adımlarını görünce adımlarını hızlandırarak bileğinden tuttu ve kızı kendine çevirdi. Ilgaz çocuğun bedenine doğru savrulurken şaşkınlıkla baktı.

"İyi misin?"

Bora'nın Ilgaz'ın bileğinde gevşeyen parmakları genç kızın bileğinde iz olmasına neden olmuştu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Güvenli bir yer olması gerekiyor."

Azralar ikisinin gelmediklerini fark edince durdular ve onları beklemeye başladılar.

Bora Azraların kendilerini beklediklerini görünce yürümeye yeltendi ama Ilgaz onu durdurdu.

"Buldum."

Bora'nın yüzü umutla aydınlanınca Ilgaz bundan gizli bir mutluluk duydu.

"Bizim evin bodrum katı güvenli olabilir, annem babam da olmayacak evde."

Azra Ilgaz'ın teklifini duyunca yanına gitti ve "İyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum," dedi."Kapalı bir alanda sıkıştırılabiliriz."

"Ben öyle düşünmüyorum. Dışarıda yakalanma ihtimalimiz daha yüksek. Her an tehlike altındayız."

Barış'ın dediğine hepsi katılınca Ilgaz önden yürüyerek onları evine götürdü.

Eve geldiklerinde onları karşılayan ölümcül sessizlik hepsinin tüylerini ürpertmişti. Salonun sağ tarafında kalan merdivenlerden aşağı indiler, merdivenlerden inen adımların sesleri, kendileri gibi tedirgindi.

Kapıyı açtıklarında yüzlerini yalayan rutubetli koku Ilgaz'ın yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. Fazla geniş sayılmayan oda kolilerin düzenli olarak yerleştirilmesiyle dolmuştu, zemin duman rengi (gri) betonlarla döşendiğinden boğucu bir hava katıyordu. Ilgaz kapının yanında duran ışığın anahtarını açtı ve odanın aydınlanmasını sağladı.

Üç dört kolinin üst üste geldiği yerler de vardı -ki bu Ilgaz'ın boyunu hayli hayli geçecek kadar uzun demekti- sadece bir kolinin başı boş olarak durduğu da vardı. Çok geçmeden Azra tekli kolinin üstüne çöktü.

Bora tedirginlikle odanın içinde ilerledi. Ilgaz kapıyı kapatacakken "Dur, kapatma," diye onu engelledi. "Kapı açık kalsın."

"Ama o za-"

"Lütfen."

Ilgaz ellerini kapının kulpundan çekti ve kapıyı aralık bıraktı.

"Sessizlik nedir?"

Barış Bora'nın alnında biriken ter damlacıklarını fark edince kendisi anlatmayı tercih etti.

"Biz Ölümcül Kabilesi'yiz. Ve Sessizlik Kabilesi'yle düşman kabileleriz."

"Mükemmel."

Ilgaz da Azra gibi düşünüyordu. Şimdi de düşmanları vardı.

"Çok eski zamanlarda Sessizlik ve Ölümcül adlı iki kabile varmış, ve bu kabileler dostça yaşarlarmış.. Ama bir gün, bir insanoğlunun yüzünden aralarındaki dostluk son bulmuş, hatta düşman olmuşlar birbirlerine.."

Bora'nın masal anlatırmış gibi anlatması Ilgaz'ı hikayeye daha da sürüklüyordu.

"Ama Ölümcül Kabilesi'nden olan Gece ile Sessizlik Kabilesi'nden olan Gölge birbirlerine aşık olup evlenmek isteyince işler daha da karıştı. Her iki kabile de en büyük mirasları saydıkları çocukları tarafından ihanete uğradıklarından onları öldürmek istediler.. Öldürmek için karınlarına bir gümüş bıçak yeterliydi, ama Gece bunu kabullenmedi. Eğer öleceklerse birbirlerini delice sevdikleri için ölmelilerdi. Başkalarından dolayı değil, birbirleri için.. Ve bu tüm Epilepsi hastaları için geçerli oldu. Gece'nin kendileri için istedikleri bir kehanete dönüştü. Ama daha sonra, Gece Gölge'nin ölümüne dayanamayacağını bildiğinden bir değişiklik yaptı. Bu büyü, bu kehanet sadece kadınlar için geçerli olacaktı. Kadınlar ölecekti, erkekler sanki mutlu yaşayabileceklermiş gibi yaşamaya devam edeceklerdi.. Ama işler öyle gitmedi. Gölge de Gece'nin acısından dolayı can çekişerek öldü.."

Acıklı bir masaldı bu. Masallar hiç kötü sonla biter miydi?

"Peki Sessizlik neden bizim peşimizde?"

Bora Azra'nın soru sormasını yadırgamıyordu ama Ilgaz'ın hiçbir şey dememesi canını sıkmıştı. Hiçbir şey merak etmiyor muydu?

Bora yerine Barış cevap verdi bu sefer:

"Bir kehanet vardır. Tam 100 yıl sonra bu kehanetin gerçekleşeceği söylenir. Gece ve Gölge bir araya geldi ve evren büyülendi. Bu kehanetin gerçekleşmemesi için Sessizlik tüm Ölümcül kabilesini öldürmek istiyor."

"Neden bizim peşimizdeler?" diye sordu Ilgaz sonunda sessizliğini bozarak. "Bizim gibi binlercesi varken neden bizim peşimizdeler?"

"Biz ya da diğerleri diye bir şey yok Ilgaz," dedi Bora Ilgaz'a bakarak. "Önlerine geleni öldürecekler işte."

"Peki şimdi ne yapacağız?"

"Savaşacağız.."

Birkaç dakika içinde Bora yaptığı planı anlatmak için dudaklarını yaladı.

"Ilgaz sen oklarınla onları etkisiz hale getirmelisin, Azra sen de onlara karşı önce kendini sonra bizi koruyacaksın."

Barış'a ciddi bir ifade fırlatarak
"Barış, sen onlardan birinin kılığına gireceksin. Kamufle olacaksın. İçten adam öldürebilirsen öldüreceksin," dedi tek nefeste.

Azra bunun tehlikeli bir şey olduğunu çocuğun kardeşine olan bakışından anlayabilmişti.

Ciddi ciddi insan mı öldüreceklerdi?

Azra önce Barış'ın görevine itiraz edince kabul etmek zorunda kaldı, Barış onu teselli etmişti: Her şey iyi gidecekti, her şey hallolacaktı.

Ellerini cebine soktu.

"Ben de planlarını öğrenmeye çalışacağım, tabi ki bıçağımla kendimi de koruyacağım."

"Onları bıçakla mı öldüreceksin?"

"Beyzbol sopası mı gerek ?"

"Bu savaş nerede olacak?"

Azra'nın sesi rutubeti dağılmaya başlayan odada yankılanmıştı.

"Biz buna savaş demiyoruz aslında. Bir anlaşma gibi bir şey. Öldüren kazanır. Genellikle anlaşmalar geceleyin olur. Çünkü geceleri biz daha güçlü oluruz. Ve bu anlaşma bugün yapılacak."

Ilgaz düşünceli bir halde duvara sırtını dayadı, anlaşılan gece önemli bir sınavları vardı.

EPİLEPSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin