•KARŞILAŞMA-2•

9.2K 943 637
                                    


Okun ucundaki hedefin kayıp kayıp gitmesine, içinden lanetler okudu Hebe. Yanındaki kadın yerinde kıpırdanınca onun beklemekten sıkıldığını anlayıp elini çabuk tutmaya çalıştı. Açık olan gözünü de kapadı Prenses, zaten açık kalsa da bir şey fark etmiyordu. Her halükarda hedef belirsizdi. Yayında gergin duran oku rastgele serbest bıraktı. Gözünü açmadan yanı başında hala varlığını hissettiği Teny'e "Hedefe vardı mı?" diye fısıldadı. "Sağ kolu sıyırıp geçti efendim," cevabını alınca gözünü açıp Furina'ya döndü ve kadının karman çorman olan görüntüsüne elini uzattı.

"Tebrik ederim, babanız sizi iyi eğitmiş. Açık arayla beni geride bıraktınız."

"Benim için büyük bir zevkti Prenses Hebe."

Kadının zaferle genişleyen gülümsemesi yavaş yavaş netleşirken sisli bulutlar çekiliverdi gözünün önünden ve yerini saydam bir netliğe bıraktı. Uzattığı eli, Furina'nın görmezden geldiğini fark edip elini indirdi Prenses. Karşısındaki kadını hala tam anlamıyla anlayabilmiş değildi. Kimi zaman masum bir samimiyet yakalıyordu onun hareketlerinde, kimi zaman da o masum yüzün içine gömdüğü başka bir kişiliği görür gibi oluyordu.

"Öyleyse biraz da kılıçları konuşturalım," deyip merdivenlere doğru yola koyuldu.

"Sizi yormak istemem Prenses, isterseniz sonra devam edelim."

Az önce elini sıkma nezaketinde bile bulunmayan kadının, düşünceli sorusuna kaşlarını kaldırdı Hebe. Onun bu anlık değişimine kafa yormak yerine yürümeye devam etti ve ardına bile bakmadan cevap verdi.

"Benim için endişelenmeniz çok hoş doğrusu ama boşuna telaş etmeyin, gayet iyiyim."

Harekete geçen adım seslerinden kadının peşinden geldiğine emin oldu ve merdivenleri inmeye başladı.

"İyi olduğunuza emin misiniz Majeste?"

Yanında yürüyen Teny'nin fısıltısına karşılık hafifçe gülümsedi Hebe ve "Merak etme, geçti gitti. Endişelenecek bir durum yok," dedi. Söylediği bu sözlerden kendisi bile emin olamamıştı ama talimi yarıda bırakıp korkak gibi görünmektense sonuna kadar savaşıp yenilmeyi tercih ederdi. Pek ikna olmuş gibi gözükmese de başını salladı Kral Yardımcısı ve elinde hazır bulundurduğu kılıcı Prensese uzattı. İzleyici görevini üstlenmek için kenara çekilirken "Yine de dikkatli olun Prensesim," diye uyarmayı da ihmal etmedi.

Hebe elindeki kılıcı sallayarak meydana varırken bahçenin bir alt kısmında binicilik eğitimi alan muhafızların dikkatlerinin, kendi bulunduğu alanda toplandığını fark etti. Aç tavukları andıran bir avuç çömez muhafızın hayran bakışlarının hedefi olan Furina'ya döndü yüzünü. Kadın, kılıcını omzuna dayamış, sallana sallana meydana yürürken alt bahçeden kendisine doğru koşan ilginin farkında gibiydi.

"Hazır mısınız?" diye sordu Hebe. Kadının vücut gösterisine daha fazla katlanmaya niyeti yoktu. "Her zaman," dedi Furina. Yine içinde birçok ifadeyi barındıran o gülümsemeyi sergiliyordu dolgun dudaklarında.

İlk hamle hakkını bu sefer kendi kullanıp kılıcını savurdu Hebe. Aynı anda karşılık geldi ve kılıçlar havada bir birine kenetlendi. Furina, kılıcına büyük bir baskı uygulayıp Prenses'i geri savurdu. Birbirlerinin etrafında bir süre dönüp tekrar savurdular kılıçları. Havada birbirini döven kılıçlar kendilerine has bir ritim tutturmuştu kısa zamanda. Furina'nın kılıcını dışa doğru savurtan Hebe, çarpışan metallerin melodisini yarıda kesiverdi.

Aynı ritim tekrar başlarken "Biraz hareketlenmeye ne dersiniz?" diye bir soru yöneltti Furina. Prenses, cevap vermeye kalmadan karnına yediği tekmeyle geri savruldu. Epey sendelese de düşmekten son anda kurtardı kendini. O sırada gözüne, kendisine doğru yola çıkan Teny'i takıldı.

KÖR KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin