Bulutlarla örülü gökyüzünün kasvetli havasının altında tekrar birbirine kenetlendi kılıçlar. Sabahtan beri saray meseleleriyle uğraşmıştı karı koca ve sonunda soluk almaya vakit bulduklarında biraz kılıç yarıştırmaya karar vermişlerdi.
Hebe, hamlelere karşılık vermekte zorlanırken Nell oldukça iyiydi ona nazaran. Geçen zaman içerisinde kendini geliştirmişti hırsız ve bu işte fazlasıyla ustaydı artık. Yine de karısını fazla zorlamak istemiyordu. Gözünün onu engellediğini anlıyor ve hamlelerini daha yumuşak yapmaya dikkat ediyordu.
Adamın yapmaya çalıştığı şeyi anlayınca yüzünü buruşturdu Kraliçe ve düzgün hamleler yapması konusunda ikaz etti onu. Bahçeye çıkmadan önce yine görü kaybı yaşamış ve epeyce bir süre geçmesi için beklemişti ama bu, kılıç kullanmasına engel değildi. Ayrıca karşısındakinin kendine acımasını istemiyordu. Kurallara uygun davrandığını iddia edip karısının suçlamasını geri çevirdi genç adam ve sahte bir gövde gösterisi yaptı.
"Yapabileceklerin sadece bu kadar mı Hebe?"
Bu sefer çok sert bir darbe savurdu Kraliçe ona doğru ve yalpalamasını sağladı. Bundan hoşnut kalmış gibi sırıttı hırsız ve toparlanıp karşılık verdi. Kadın darbelerini sürdürünce geri geri gitmeye başladı ve bahçenin bir alt katmanına inen merdivenlere vardı.
Hebe, adamın biraz daha ilerlerse düşeceğini fark edince "Dur!" diye uyardı onu ama geç kaldı. Basamaktan ayağı kayan Nell, bir süre yuvarlandı aşağı doğru. Son birkaç basamak kala durabildiğinde karısı, koştu yanına ve yaralanıp yaralanmadığını kontrol etti.
Başındaki telaşlı kadın, endişeyle kendisini incelerken kahkaha atmaya başladı genç adam. Kraliçe ilkin yüzünü buruşturup süzdü hırsızı, "Acaba kafasını sert mi çarptı?" diye geçirdi içinden ama biraz sonra onun gayet iyi olduğundan emin olunca kendisi de ona katılıp gülmeye başladı.
Aradan az bir zaman geçtikten sonra gülmeyi kesti Kraliçe ve ayağa kalkıp elini kocasına uzattı. Adam uzatılan elden destek alarak ayağa kalktığında birlikte basamakları geri çıktılar.
"Bütün hizmetkarlara rezil oldum," diye fısıldadı Nell yanındakinin kulağına ve üzgünmüş gibi dudaklarını büzdü. Hafifçe kıkırdadı Hebe ve "Zaten rezil birisin," dedi alayla.
Nell itiraz etmek için ona döndüğünde kadının dikkatle karşıdaki bir yere baktığını gördü ve kafasını o yöne çevirdi. Az ileride dikilen Amanda ve yanındaki yaşını almış adamı görünce kaşlarını çatıp "Bu da kim?" diye mırıldandı.
Kendisi bu adamı daha önce hiç görmemişti ama Hebe tanıyor gibiydi, tüm dikkatini yabancıya vermişti. Adamın kim olduğunu sormak için karısına döndüğünde onun çoktan hızlı adımlarla yabancıya doğru yola çıktığını gördü.
Her adımda biraz daha hızlandı ve koşar adım yabancıya ulaşıp sarıldı Kraliçe. Dikildiği yerden kıpırdamadan olanları izlemeye devam etti Nell.
Kimdi bu adam, neden ona sarılıyordu Hebe?
Beyninde dönen soruların cevabını almak için onların yanına gitmeye karar verip bir iki adım atmıştı ki Hebe'nin o yabancıyla birlikte saraya doğru yürümeye başladığını ve kendisini unuttuğunu görünce tekrar duraksadı.
Yabancı her kimse, karısının gözünde kendisini unutturacak kadar önemli biri olması fazlasıyla moralini bozmuştu. Yine de onun kim olduğunu öğrenmeye kararlıydı. Adımlarını hızlandırıp geriden yürüyen Amanda'ya yetişti ve kolundan tutup durmasını sağladı. Kız neye uğradığını şaşırıp garip bakışlar atarken onun bir şey demesine fırsat vermeden Hebe'nin yanındakini işaret etti hırsız ve "Bu da kim?" diye sordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/150996172-288-k206477.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KRALİÇE
Historical FictionTarihi Kurgu#1 Her kötü, çirkin ve gudubet değildir. Her iyi de, masallarda anlatıldığı gibi gökten düşmüş bir peri kızı kadar güzel ve eşsiz olmaz. Bazen iyiliği kör bir kadının avuçlarında bulursun. Kimi zaman düzenbaz bir hırsız, asil bir soylu...