Artık buna son vermeliydim. Bana yaşattığı saçma sapan duygular yüzünden ya da her neyse hiç biri için baş ağrısı çekmek zorunda değildim.
Hemen eve doğru geçip odama çıktım. Üzerimi değiştim, bulabildigim en saçma şeyleri giyip aşağı indim, benden etkilenmesini yada bir şekilde kafasındaki neyse onu ilerletmesini istemiyordum.
Boş çöp poşetinin içini tuvalet kağıdıyla doldurup çöp atmaya çıktım. Evimi biri gelir diye tam bir insan evi gibi donatmışstım ama şimdiye kadar kimsenin girmesine izin vermemiştim. Ne tezatlık ama..
Evim 2 katlıydı ve bahçesi vardı. Bahçeden ilerleyip belimin biraz üzerine gelen bahçe kapısını açtım ve sağdaki çöp konteynırına çöpü attım.
Umarım beni görmüştür. Ev kapısına bilerek yavaş yavaş ilerledim böylece koşarsa bana yetişebilirdi.
15, 16.... 35. Koşmuştu.
- Lucy merhaba, misafir kabul ediyor musun ?
Arkamı döndüğümde sırıtıyordu. Sol eli cebindeydi diğer elinin parmaklarıysa hareketliydi. Stresli miydi ? Belki heyecanlı.
Derin bir nefes aldım. Konuşmak icin bir yol. Onu vazgeçirmek kendimden soğutmak yanlış duygulara en başında son vermek icin keskin bir viraj.
+ Olur.
Bahçe kapısını açtım, iceri girer girmez ıslık çaldı.
- Güzel ev. Ailen evde mi ? Şey sorun olmasın. Başın nasıl oldu ? Ayrıca ne ara eve geldin seni göremedim yanii.. ee yani okuldan aynı anda çıktık, sen üzerini değiş.. missin bile.
Ona döndüğümde değişmişsin derken neden duraksadığını anladım. Üzerimi yeni farketmişti. Okuldaki halimden eser yoktu tabi. Sanırım beni bu evde oturacak birine benzetemiyordu şuan.
- Ne kadar da.. tatlı bir tshirt. Ben daffy duck a bayılırım.
Ellerini yüzüne koyup bir şeye cok sevinen aptal kızlar gibi bunları bağırarak söylemişti. Elimde olmadan güldüm. Ne kadar da.. imm salak.
Duffy ducklı siyah bir tshirt ve çiçekli pembe eşofman altım. Umarım işe yararsınız.
Içeri girdiğimizde tekrar,
- Ailen ? diye sordu.
Yok ki. Ailem yok. Kimsem yok. Hatta bu koca eve giren tek insan sensin. Tek insanı gec tek varlık, tek nefes.
+ Onlar yurtdışında yaşıyorlar.
Bir an sessiz kaldı. Nedenini sormak için gereken samimiyeti aradı belki. Ama ona bu samimiyeti vermemiştim. Vermemeliydim. Çok samimiyet çok soru çok yalan çok sıkıntı.. yuvarlanıp giden bir kar topu.
- Senin bu evde canın sıkılıyordur bence arada beni çağır.
Emredersin insan. Eger istediğimde nefes almayı durduramıyor olsaydım şuan bu evde boşalmış kuru cesedinle tv izliyor olacaktım.
+ Neden gelmiştin ?
Boş konuşmaması gerektiğini anlamalıydı.
- Artık gercekten tanışmalıyız.
+ Tanışmıştık zaten. Adını söylemiştin diye hatırlıyorum.
Eliyle geçebilir miyim diye oturma odasını işaret etti, kafamı salladım.
Koltuğa kendini attı ve saçını karıştırdı.
Bir insana bu hareketin yakıştığını ilk kez farketmiştim. Ya da sadece ona.- Nelerden hoşlanırsın?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kırıntısı
VampireRobert'ın gözlerinde kaybolurken mutluluktan ne yapacağını şaşırmış kalbimde, bende anlamıştık: Karşımda duran kişi bütün sayılmamış günleri devirip bana ilaç olmaya, beni iyileştirmeye gelmişti. Artık tek ilacım kan değildi.