Kafamı soğuk duvara yaslayıp tavandan damlayan kirli sulara baktım. Igrenc rutubet kokusuyla bütünleşen siyah duvarlara.. Gitmek için savaştığım ama kaçamadığım bu yere nerdeyse alışmıştım.
Normalde kaçardım tabiki kaçabilirdim ama zindanın dışında dizili 5 vampirle savaşacak kadar gücüm olsaydı eğer.
Günlerdir avlanmayıp güçlerimi kullanamamış burda tam anlamıyla bir asalak gibi yaşamıştım. Lucy'i düşünmeden geçen tek saniyem bile yokken burda böyle bir şey yapamadan durmak berbattı. Onsuz geçen dakikalar iğnelerle donatılmış bir zeminde sürüklenmekten daha beterdi. Bu sert derimin altındaki her hücre can çekişiyordu.
Ona sarılıp 'geçti bak geldim' demeyi o kadar çok istiyordum ki. Taylordan ne kadar çok nefret etsem ve onun Lucy'e 1 km bile yaklaşması benim için normal şartlarda tam bir azapken şimdi umarım onun yanında olup ona destek oluyordur diye düşünüyordum.
Benim güzel Lucy'im. Keşke şimdi dizlerimde olsan ve saçların renklerin kağıda dağılması gibi dizlerime dağılsa..
Kafamı sert duvara bir kez daha vurup damlaların yerle buluşurken ki sinir bozucu sesini duymamak için direndim. Ses beynimin içinde yavaşça Lucy kelimesine dönüştü. Lucy, lucy, lucy..
- Kalk !
Ayakkabıları zemine karşılık tertemiz olan birisi karşımda dikildi. Yüzüne bakarken onu parçalama isteğiyle ıcimde bir şeyler yandı. Ama ben yumruğumu sıkacak güçte bile değildim.
Kalkmaya çalıştım ama tabiki sendeleyip ellerimin üzerine düştüm. Adam sinirle nefes alıp fazla yankı yapacak bir şekilde bağırdı.
- Kalk artık, sonsuza dek seni bekleyemem !
Demir çubukları tutup doğrulmaya çalıştım, sonunda ayağa kalktığımda bana acır gibi bakmaya devam etti. Gözleri alaycıydı ve ben bu gözlere sahip kafasını o bedenden ayırmak için inanılmaz bir nefret duyuyordum.
- Hala Lucy'i buraya getirme konusunda bana yardım etmemekte kararlı mısın ?
Onu buraya getirmek mi ? Hiç bir şey cevabımı değişmeme neden olamazdı. Yüz kere de sorsa hayır diyecektim.
Bir anda öyle gülmeye başladım ki onunla dalga geçtiğimi anladığında dizlerim anında büküldü ve vücudum günlerdir alışık olduğu zihinsel acıya tekrar yenik düştü. Üzerimde kullandığı yeteneği bütün vücudumu ateşlerin içinde yakmaya başladı.. Beynimin içindeki tüm sinir uçları uyarılırken acıya direnmek imkansızdı.
- Onu bana sen getireceksin, kendi isteğiyle benim yanımda olacak. Duydun mu beni ! Lucy burada benimle olacak ve bunu bizzat sen sağlayacaksın !
Kafamı kaldırıp son gücümle yüzüne baktım, yakında acıdan gözlerim görüş alanını kaybedecekti.
+ Sonsuz yaşamımı benden alabilirsin ama onu asla !
Demir parmaklıklar açılıp yanıma geldiğinde artık yaşamımın son bulacağını anlamıştım.
Kafama atılan tekmeyle geriye savrulunca başım yere çarptı. Tavanda bir kaç saniyeliğine Lucy'i gördüm. Onun güzel yüzünü, günlerdir göremediğim ama sonsuza dek görmesem dahi unutamayacağım yüzünü..
Gözlerim kapandı ve dudaklarım gülümserken son kez aralanıp mırıldandı.
+ Seni seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kırıntısı
VampireRobert'ın gözlerinde kaybolurken mutluluktan ne yapacağını şaşırmış kalbimde, bende anlamıştık: Karşımda duran kişi bütün sayılmamış günleri devirip bana ilaç olmaya, beni iyileştirmeye gelmişti. Artık tek ilacım kan değildi.