Öğrendiklerimden sonra onu evden yollayamamıştım hatta karşı kanepede kendisi olarak uyurken gözlerimi ondan çekememiştim bile.. Bunca zaman insanlara uyum sağlayabilmek için kendi olamamıştı. Kendini tamamen dönüştürebiliyor olması gerçekten mükemmel bir özellikti, onlar gibi hissediyor onlar gibi yaşayabiliyordu ama o ağrı.. Her yetenek kullanımı sonucunda o beyin felci onuda buluyordu, tıpkı beni bulduğu gibi..
Ona bakarken ne kadar da mükemmel gözüktüğüne bir kez daha hayran kaldım. Gerçekten türümüz karşısındakini aptal edebilecek kadar güzeldi. Ben kendimi öyle görmüyordum ama Robert inanılmazdı. Dönüşümünü tamamlayınca saçları biraz koyulamıştı; teni bembeyazdı, onun dışında pek fark yoktu. Kendini, kendine çok benzeyen bir insana dönüştürüyordu her gün..
Beni en çok.. en çok kokusu kendine hayran bırakmıştı. Böyle bir kokuyu hiç bir yerde almamıştı burnum. Sanki koklarken bütün acılarım, kendime yabancılığım son bulmuştu.
Demek ki ona kan kokusuyla zarar vermeye çalışsaydım bir şey olmayacaktı. Muhtemelen o an vampire dönüşecekti ve ben onunla bir kaç dakika erken tanışacaktım.
Gözlerini araladığında gülümseyerek oturdu. Saçlarını karıştırdı. Bana öyle bakıyordu ki sanki gözlerimi ondan çektiğim her saniye için sonradan pişman olacaktım.
- Günaydın.
Evet sesi, sesinde de değişim vardı. Çok çok özel.. Sesi sanki biraz.. biraz fazla büyüleyiciydi.
+ Günaydın, başın nasıl ?
- Bu kez çok ağırmıyor.
Kalkıp yanıma geldi ve bana hızla sarıldı. Nefesimi onun yanında tutmak zorunda degildim ama kokusunu içime çekmeye çalışırken göğüs kafesim esneyemedi bile. Canım yanmıştı. Tanrım benden güçlü müydü ? Beni öyle sıkıyordu ki, ee.. vampirler ölebilir miydi ?!
+ Ne-nefes alamıyorum.
Hızla beni bırakıp geri sıçradı. Yüzünde ki şokla bana bakakaldı. Aklıma gelenle bende şaşırdım. Insan kanı içmiş olabilir miydi ? Bu kadar güçlü olması..
- Ben, ben-
+ Ne zaman ?
Anlamıştı. Yüzünü buruşturdu. Kötü bir anı daha..
- Uzun zaman oldu. O olaydan sonra insanlara zarar vermemek icin kendim olamadım Lucy, korktum yine yapacağımdan korktum.
Yüzündeki acı, elimi yanağına uzatmama sebep oldu. Bana acıyla bakarken yanağını okşadım. Böyle bir sey vampirlere de vicdan azabı çektirebilir miydi ? Tamamen duygusuz değildik belki de.. Yeni yeni farkettigim duygularımla bunun muhtemel olduğunu anlamıştım.
+ Yani.. o yüzden mi, bende kafamda bir neden arayıp duruyordum.
- Sen nasıl dayanıyorsun ? Seni ilk gördüğümde asıl beni şaşırtan buydu, ne kadar da.. iradelisin.
+ Sana da öğretebilirim istersen, birlikte.. birlikte bir şekilde başarabiliriz.
Ayağa hızla kalkıp ellerini hayır anlamında sallamaya başladı.
- Hayır hayır Lucy bunu yapamam. En yakın arkadaşımı kaybettim bu yüzden.
+ En yakın arkadaşın mı ?
Bir insanla yakın olmuştu ve sonrada onu avlamıştı. Iste insanlarla bağımızın sonuçları buydu. Ama nede-
Yanıma oturup ellerimi tuttu ve ona dönmemi sağladı. Anlatacaklari için kalbim acıyla çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kırıntısı
VampireRobert'ın gözlerinde kaybolurken mutluluktan ne yapacağını şaşırmış kalbimde, bende anlamıştık: Karşımda duran kişi bütün sayılmamış günleri devirip bana ilaç olmaya, beni iyileştirmeye gelmişti. Artık tek ilacım kan değildi.