Haftalar geçmişti. Amy'den ya da Alex'in beni arayacağını söylediği vampirlerden hiç bir iz yoktu. Robert'ın rüyaları son bulmuştu. Sorgulamak istemeden mutlu olmanın keyfine bakmak istiyordum ama bir tarafım hep tedirgindi. Kendim için değil Robert içindi bütün endişem, ona bir şey yapmalarından korkuyordum.
Okul çıkışı eve doğru gidiyorduk şimdi, daha doğrusu evimize. Artık kendi evinde yaşamıyordu böylece hep yanyanaydık ama hiç ileri seviye bir yakınlaşmamız olmamıştı. Sanırım ikimizde bir şeylerden korkup çekiniyorduk..
Birbirimizin aklını okuyabilmek bazen sorun olabiliyordu. Aklımdan çıkaramadığım bazı güzel anlar geçerken, hep bana dönüp aynılarını yapmaya çalışıyordu ve bende utanıp duruyordum.
Hayatımda cok şey değişmişti. Kimseyi umursamayan ve tekdüze hayatına alışmış yılların vampiri şimdi tıpkı bir.. insan gibi aşıktı. Belkide aşk bile bu tanıma az kalırdı. Her şey çok güzeldi. Kusursuzdu, muhteşemdi..
Birlikte avlanıp eve geçtik. Beni tek başıma ormana göndermediği için benimle avlanmaya başlamıştı. Onu kendim gibi görünce yadırgamamıştım, o bendim, bense o. Birbirimizindik.
Geceleri göğsünde uyurken önce onun uyumasını bekliyordum. Çünkü yine o kızın gelip onunla bensiz konuşma düşüncesi beni deli ediyordu.
Bu gecede onun uyumasını beklerken uyumadığımı farkedip kalkmıştı. Ve ellerini belime sarıp uzunca öpmüştü. Onu o kadar seviyordum ki. Beni öperken düşündükleri beni utandırıp geri çekilmeme sebep oluyordu. Ilerisini düşünmemek için uyumayı teklif ettim ve yine tedirginlikle önce onun uyuması için gözlerimi kapatıp biraz bekledim.
Sabah uyandığımızda yanımda yoktu. Bu bir ilkti. Robert hep önce beni öper sonra kalkardı. Avlanmaya mı gitmişti acaba ? Lanet olsun dün gece uyuyakalmıştım, ya Amy geldiyse..
Hızla aşağı inip eve göz gezdirdim. Onu koltukta oturup dışarı bakarken bulduğumda kalbim biraz hızlandı. Garipti çünkü dalgınca dışarıyı izliyordu, geldiğimi farketmemişti bile. Kesinlikle o kız gelmişti baska ne açıklaması olabilirdi ki.
'Günaydın' diyip sessizce yanına sokulup başımı omzuna yasladığımda yavaşça kalkıp hazırlansam iyi olur demişti. Bende arkasından bakakalmıştım.
Okula her gün el ele giderken ve yol boyu konuşacak dünya kadar şey bulabilirken sabahtan beri ne elimi tutmaya uzanıyor ne de bir şey konuşuyordu. O kadar sessizdi ki okuldan gelince evde televizyonu bile açmıştım. Belki filmler hakkında bir şey konuşur, güleriz diye. Ama o sadece filmle ilgili sorduğum bir kaç soruyu cevaplamıştı.
Acaba Amy onu benimle ilgili tehdit mi etti dün diye paranoyak gibi sürekli düşünüyordum. Bu gece kesinlikle uyumayıp Amy'nin gelip gelmediğine bakmalıydım.
Avlanmaya tek başına gitmişti. Bana sormamıştı bile. Gelene kadar içim içimi kemirmisti. Bana bir şey demesini bekliyordum ama sorular dışı konuşmuyordu.
Geldiğinde odaya sessizce girip yavaş yavaş koltuga oturdu. Hareketleri bile garip olacak kadar yavaştı. Sanki ben onu böyle görüp acı çekeyim diye zaman kavramı uzuyordu. Kafasını cama çevirip dışarı bakınca yanına gidip ona yakın bir şekilde oturup elini bacağına koydum, bana bakmasını istiyordum.
Elimi yavasca itti ve bana döndü. Gözleri donuktu. Ona ne olmuştu ? Onu kırdığım bir şey de yapmamıştım. Dün gece öpüşünü ilerletmemek için geri çekilmeme mi kızmıştı. Iyide o da benle aynı düşünüyordu. Biraz daha zaman geçmesini bekliyorduk. Peki bir günde ne değiştirmişti onu böyle.
- Karşıma geçer misin ?
Söylediği üç kelime düşüncelerimi ateşlerin içinde yakarken yanından kalkıp karşı koltuğa geçtim. Ona yakın olmamı bile istemeyecek ne olmustu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kırıntısı
VampireRobert'ın gözlerinde kaybolurken mutluluktan ne yapacağını şaşırmış kalbimde, bende anlamıştık: Karşımda duran kişi bütün sayılmamış günleri devirip bana ilaç olmaya, beni iyileştirmeye gelmişti. Artık tek ilacım kan değildi.