Baş ağrısından uyuyamadığım bir gecenin ardından yine bomboş hayatıma uyanmıştım. Kimsesizdim, çöpler bile bir yere aitti ama ben değildim.
Hızla üzerimi değiştim. Avlanmak iyi gelecekti. Bana kendimi hatırlatacaktı. Daha sonra okula geçecektim ve bir yanım.. değişikti. Bu heyecanın nerden geldiğini kendime söyleyemesemde biliyordum.
Dün ondan bir haber alamamıştım. Hatta görünmez olup evine gittigimde orda yoktu. Belki.. belkide başka biriyle kalmıştı.
Bugün onu görecektim. Onu. Insanı. Robert'ı.
Avlanıp okula geçtim. Sınıfa girdiğimde o yoktu. Belki yerini değiştirmiştir diye gözlerim sınıfı taradı ama yine yoktu. Ne sıramda ne de başka bir yerde. Hatta hiç girmemişti bile, zaten taze bir koku bulamamıştım.
Belki de derslerden daha heyecan verici daha eğlenceli şeylerle ilgileniyordur. Ilk günü hatırladım. Aslında ne kadar da tutarsızdı. Sessizken bir anda dikkatimi çekip onunla uğraşmamı sağlamıştı. Hakkımda bildiklerinden korkup onunla iletişime gectikten bir iki gün sonra da benden hoşlandığını düşündürtmüştü. Aptaldım. Gerçekten. İnanmıştım çünkü..
Ders başladığında aynı konuları dinlemeye devam ettim. Eski üniversitemde hocalarım daha ayrıntılı anlatırdı ama olsun. Yüzeysel anlatım beni daha az sıkıyordu. Bu üniversite kaçıncıydı 7 ya da 8 di galiba.
Bir anda düşüncelerimi bölen kapı sesiyle o tarafa baktım. Nefes nefeseydi. Aceleyle beni farketmeden yüzünü inceledim. Gözlerini, alnında düşmeye hazırlanan bir kaç ter damlasını.. Gözlerim hafif alta indi ve boynundaki şeyi farkettiğimde gözlerimi hemen indirdim. Keşke o küçücük iz vampir gözlerimden kaçsaydı. Amy'nin güzel olduğunu söylemiştim ve Robert tabiki ona izin vermişti. Boynunu öpmesi icin, onu koklaması icin vs.. gerisi önemsizdi. Ya da değildi..
Yanıma doğru ilerlerken bana baktığını hissetmedim. Yanıma oturdu kitabını masaya attı ve kollarını önünde kenetledi.
Gerçekten bir günde bu kadar değişebileceği.. her neyse.Bir buçuk saat sonra ders bittiğinde ayağa kalkmadı, gitmedi. Dışarı çıkmam gerektiğini hissettim. Bana bir şey demesinden korkuyordum ama nedense dememesinden daha çok. Yine de ayağa kalktım.
Elimi tuttu. Refleksleri hızlıydı. Hızla ona döndüğümde eski yüzü yoktu, ciddiydi, ilk kez..
- Kal.
Bende kaldım. Merak ediyordum. Davranışlarının nedenini dün gece nerde olduğunu her şeyi. Ama etmek istemiyordum. Yine de kaldım, isteyerek hemde.
- Dün nerede olduğumu sormayacak mısın ?
Kızdım. O kadar kızdım ki. Ellerim titredi. Banane. Sen benden şanslar isteyip sonra o kızla her ne halt ediyorsan et bundan banane !
Yüzüne banane dercesine baktım. Onu önemsediğimi düşünmesi istediğim en son şeydi. Zaten.. arkadaştık.
- Eğer gitmeseydim intihar edecekti Lucy. Yalvarırım bana öyle bakma.
Ciddi yüzünün üzüntüyle dolmasını izledim. Gözüm tekrar boynuna takıldı, ağzımı açtım ama bunu soracak kimliği kendimde bulamadım. Eliyle baktığım yeri tuttu. Anlamış mıydı ? Yüzüme öylece bakarken konuşmam gerektiğini hissettim.
+ Arkadaşın olarak senin.. yanındayım, ona bu zamanlarında destek olmalısın. Belki de bir şansı hakediyordur.
Sozlerimin onu daha çok üzdüğünü görünce ruhum gülümsedi. Intihar etme olayında gitmeliydi ama bu kıza her konuda izin vermesini gerektirecek bir şey değildi. Eger Robert'ı öpmese intihar etmeyecekti ya. Yanında olması yeterdi.
- Doğru ya. Arkadaşlık. Onu sevmediğimi bil arkadaşım, sonuçta arkadaşlarla cok şey paylaşılır.
+ Boynundaki de herhalde sevmemenin kanıtıdır.
Bir anda düşünmeden söylediğim şeyin beni nasıl pişman ettiğini görüyor muydu ?! Tanrım keske şu an ölebilsem.
+ Yani arkadaşlar farkeder..
Gülümsedi. Nasıl gülümserdi boynundaki morlukla nasıl gülümserdi !
- Ona izin vermezsem hoşlandığım kızı bulup zarar vereceğini söyledi. Bende hoşlandığım kişiye zarar gelmesini istemedim. Hem.. sadece bir kaç öpücük ilerisi yok. Ben.. Ben onu öpmedim.
Içimden kahkaha atarken o kızın bana nasıl zarar verebileceğini düşündüm. Sanırım insan kanını onunla öğrenmiş olmak istemiyordum. Vücudumda izi kalsın istemezdim.
+ Bana açıklama yapmayı keser misin ? Benle bir alakası yok bu durumun. Olmayacakta.
Hızla ayağa kalkıp bahçeye çıktım. Bu ne saçma sapan bir nedendi. Düşüncelerim arasında etrafa bakarken Amy'nin bir kıza gülerek bi şeyler anlattığını farkettim. Bankta oturmuş heyecanla ağzını oynatırken çok mutluydu. Kesinlikle görünmez olmak sebebini öğrenmek icin değerdi.
Lavobada işimi halledip yanlarına geldim. Iki gün önce intihar düşünen bir insanın bu kadar mutluluk dolması. Robert sanki onunla çıkıyordu da..
- Görmeliydin, bana seni seviyorum diyip durdu. Hala inanamıyorum Tanrım o kadar tatlıydı ki.. Çok az uyuduk zaten amaa uyuduğunda hep adımı sayıkladı.
Seni seviyorum mu.. Bir an görünmezlikle onu korkutmak istedim. Ama ne haklaa !! Yere daha çok çakılırken dinlemeye devam ettim.
+ Onu gercekten kendine aşık etmişsin. Yani ciddi ciddi sevgilisiniz öyle mii ??
- Tabikii. Sadece biraz korkuyor eskisi gibi olmasından. Biliyorsun onu terkettiğimde acınacak haldeydi, liseyi hatırla.
Onlar gülerken ne kadar yalancı oldugunu anladım. Oysaki Robert'ı aldatmıştı ve onu Robert bırakmıştı. Gerçekten Robert'ı seviyor olsaydı acaba kendini insanlara bu derece övüp onu aşağılar mıydı ? Bir anda yüzü ciddileşti ve kendi kendine konuşur gibi söylendi.
- Vee.. şu Lucy denen kızı bulmalıyım. Ona gününü göstericem.
Ben mi ? Iyide beni nerden duydu, hiç karşılaşmadık ki.
+ Lucy mi ? O da nerden çıktı ?
Soruya cevap vermeden hızla ayağa kalktı ve ona el sallayıp arkasını döndü. Arkadaşı peşinden ağzı açık bakarken bende Amy'nin peşinden gittim. Kızlar tuvaletine girip saçını düzeltti, rujunu tazeleyip aynaya gülümsedi. Kendine sağdan soldan bakıp nasıl göründüğünü inceledi. Sonra derin bir nefes aldı ve kapıyı açmadan önce sinirle mırıldandı.
- Robert'ın rüyalarında ne işi varmış öğrenicem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kırıntısı
VampirosRobert'ın gözlerinde kaybolurken mutluluktan ne yapacağını şaşırmış kalbimde, bende anlamıştık: Karşımda duran kişi bütün sayılmamış günleri devirip bana ilaç olmaya, beni iyileştirmeye gelmişti. Artık tek ilacım kan değildi.