(Şara'nın ağzından)
Aylardır kendisini eve kapatmıştı. Ona değer vermeyen, onu arayıp sormayan biri için kendini bitiriyordu. Sevdiğim adamın bir başkası için ağlaması, beni adeta kahrediyordu. O, gözyaşı döktükçe, döktüğü gözyaşı kadar kalbim eriyip akıyordu dört bir yana. Seviyordum. Çok seviyordum. Onu belki '' o'' nun onu sevmediği kadar seviyordum. Onu, dertleriyle bir başına bırakıp gidecek kadar değil, bir ömür dertlerine derman olacak kadar seviyordum. Fakat o, onu yüzüstü bırakıp gidenin arkasından koşuyordu. Bana kördü gözleri. Görmüyordu sevgimi. Onun için her şeye savaşmaya hazır olduğumu görmüyordu.
''Yetmedi mi bu kadar içtiğin? Bırak artık şunu!'' dedim Kerim'e.
''İçmeden rahatlayamıyorum. Engel olamıyorum kendime.'' dedi.
'' Kendi kendini bitiriyorsun içkiyle. İçince düzeliyor her şey?'' diye sordum.
''İçmeyince düzeliyor mu? Senin gözünde sürekli içki içen, bir sarhoş olabilirim. Ama benim halimden de en iyi bu içkiler anlıyor. Dertli'nin en iyi arkadaşı derlermiş buna. Doğru, sırlarımı ona anlatıyorum her yudumda. İçtiğim her yudum teselli ediyor beni.'' dedi.
Biraz duraksayarak kadehe baktı.
''Zaten, içki içmekten başka da iç açıcı bir hayatım yok! Ailemin durumu ortada. Övgü zaten ayrı bir dert!''
Dudaklarım istemsizce titremeye başladı. Dolan gözlerimi elimin tersiyle, Kerim görmeden sildim ve başka bir yöne bakarak ''Onu sevmekten hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?'' diye sordum.
Sesimin titremesinden ağladığımı anlayan Kerim, gözlerini kocaman açarak bana baktı.
''İki buçuk sene Şara. Unut deyince unutabilir misin? Silip atabilir misin hatıraları?'' diye sordu acımasızca.
''O unuttu ama!'' dedim sesimi yükselterek. Gözyaşlarım ,gözlerime veda ederek yanaklarımdan süzülmeye başladı.
''Bambaşka bir yolda yürüyor o artık! Sen mazide kaldın, o ise başka bir gelecekte başkasıyla yürüyor. Seni bir kere aramadı. Pişman değil çünkü. Aldığı intikamdan bahsetmiyorum bile. Hatıralara çok saygılı olsa, seni rezil etmezdi. Bir kere özür diledi mi senden? Ben söyleyeyim: HAYIR!'' dedim ağlayarak.
''Onu kıskanıyorsun. Bir Övgü mü olmaya çalışıyorsun hayatımda?'' diye sordu.
''Ben Övgü olmak değil... Ben senin hayatında Şara olmak istiyorum! Yeni bir başlangıç, yeni bir umut yaratmak istiyorum hayatında! '' dedim.
Alayla gülümsedi ve başını sağa sola salladı. Yere baktı bir süre. Sonra ciddileşerek kafasını kaldırdı. Gözlerimin içine bakarak demir gibi sözlerini söyledi bana.
''Kalbimin yüzde yüzü Övgü ile doluyken mi yapacaksın bunu Şara? Ne yaparsa yapsın, o benim ilk gerçek aşkım. Kimse atamaz onu kalbimden. Sen bile!''dedi.
''Anlaşılan sen Övgü'yü unutmayacaksın. Bunun için çabalamayacaksın bile. Sen onun açtığı yaralarla yaşamaya alışmışsın. Ben seni hatıralarınla yapayalnız bırakıp hayatından çıkıyorum. Sen de hoşçakal!'' diyerek ayağa kalktım.
Çantamı koluma asıp arkama hiç bakmadan yol boyunca yürüdüm. Amansızca nereye gittiğimi bile bilmeden yürüdüm.
Nereye gittiğimin bir önemi yoktu. Artık yeni bir hayat, yeni bir heyecanın zamanıydı. Ya da ben kendimi kandırıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı 2- Farklı Yönler
RomanceAşk, hayal kırıklığı, ihanet... BU HİKAYE GERÇEK, YAŞANMIŞ BİR HİKAYEDEN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR. KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OLUP, KARAKTERLERİ GERÇEKTİR. Saplantı kitabının ikinci kitabıdır.