Kırık Kalp

1.3K 86 9
                                    


Çağan'ın ağzından


Ayrılığımızın üzerinden çok zaman geçmişti. O gün en yakın arkadaşım Övgü hakkında kötü sözler söyleyince, gözüm aşkımı bile görmemişti. Fakat zaman geçtikçe, şimdi anlıyordum. Ben Berrin ile geçen günleri arıyordum. Onunla eskiden yaptıklarımızı, şimdi yapamadıklarımızı çok özlüyordum.

Onu çok kırmış, üzmüş, öylece bırakmıştım. Bir daha da arayıp sormamıştım bile! Acaba hala beni seviyor muydu? Acaba bu adama bir daha döner miydi? Ona sormadan bilemezdim ki! Bir taraftan da korkuyordum. Ya hisleri değiştiyse, ya artık aynı duyguları paylaşmıyorsak? Alacağım cevap beni çok korkutuyordu.

Bir gece boyunca bu düşüncelerle kendimi bir karmaşanın içine attım. Ertesi gün, okul çıkışı eve geldiğim gibi odama kapandım ve  tüm cesaretimi toplayarak onu aradım.

Telefon açıldığında, kalp atışlarım hızlanmıştı; sesini duyabiliyordum.

''Alo?'' dedi Berrin telefonu açtığında bu sesi özlemiştim.

''Berrin, nasılsın?'' dedim heyecanla.

''İyiyim de siz kimsiniz, çıkaramadım.'' dedi.

Kalbime bıçak saplanmış gibi hissettim. Numaramı mı silmişti yoksa canımı yakmak için mi böyle yapıyordu?

Sakin olmaya çalışarak ''Ben Çağan. Numaramı sildin galiba?'' dediğimde telefonu yüzüme kapattı. Bir dakika olayı idrak etmek için ekrana boş boş baktım. Sonra kendimi toparlayarak tekrar aradım. Sinirden yumruğumu sıkıyordum. Telefon çağrısı ilk çalışta meşgule atılınca numaramın engellendiğini anladım. Sinirle odamdan çıkıp yüzümü yıkadım. Sakinleşmek için pencereyi açıp hızlı hızlı nefes alıp verdim.

Yaptığım şey büyük aptallıktı. Aradığımdan pişmanlık duyuyordum. Dertleşmeye ve dost tavsiyesi almaya ihtiyacım vardı. Kerim'i aradım.

İlk çalışta telefonu açtı.

''Efendim Çağan?'' dedi.

''Kanka, konuşmamız gereken...''

''Dinlemek istemiyorum. Eğer Övgü falansa konu...''

''Hayır, hayır. Değil. Benimle ilgili.''

''Ben, dert babası değilim. Bu zamana kadar doğrusunda yanlışında kimin yanındaysan, ona telefon aç! Artık sizle ilgili olan hiçbir şeyi dinlemek istemiyorum. Dertlerinizle sıkıntılarınızla ilgilenmiyorum. Aradığın iyi oldu Çağan! Haberin olsun. Senin arkadaşlığını artık istemiyorum. Zor zamanlarımda da yanımda olmadın, şimdide sorun değil, yine olma!'' dedi bağırarak.

''Ne oldu da şimdi böyle diyorsun?'' dedim anlamayarak.

''Ben Şara'ya bir söz verdim. Onu tutmakta kararlıyım! Bir daha beni aramayın lan!'' dedi.

''Başına ne geldiyse o kızdan dolayı geldi zaten! O kızı kendi hayatına sokarak, hem kendini hem hayatını mahvettin! Kusura bakma ama sende o ruh hastası anne olduktan sonra kimle olursan ol, üzülmek kaçınılmaz senin için. Hadi eyvallah!'' dedim ve onun ne söyleyeceğini beklemeyerek telefonu yüzüne kapadım.

Saplantı 2- Farklı YönlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin