(Asya'nın ağzından)
Berat, Alya'yı alıp mekandan çıkardıktan sonra bozulan keyfim yerine gelmişti. Bu kız, kafamda çok soru işaretleri bırakıyordu. Ama kafamdaki tahminler doğruysa niyetini çözüyor gibiydim. Fakat bende, ona ortamı bırakacak göz yoktu. Malesef ki bu grupta fazla barınamayacaktı. Acabalarım kesinleştiğinde, onu rezil etmekten geri durmayacaktım.
Ben, düşüncelere dalmış bir haldeyken, Akın'ın elleri saçlarımla oynamaya başlayınca, düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Kafamı ona döndürdüğümde bana resmen hayran hayran bakıyordu. Ona gülümsedim. Beni gerçekten seviyor muydu? Değer veriyor muydu bana? Buna inanmak çok güçtü. Ayrılık sebebimiz aklıma geldikçe onu samimi bulmuyordum.
O, beni üzmüş ve kırmıştı. Onun kalbiyle bir oyuncak gibi oynayıp, beni bıraktığı şekilde bırakacaktım. Fakat zamnı vardı. Her şey gibi... Biraz zaman...
''Çok suskunsun bu akşam.'' dedi Akın ellerimi tutarak. Yüzünde biraz mutsuzluk vardı.
''Yok, değilim aslında. Ortam gergin. Bu yüzden canım sıkıldı. Böyle ortamlar beni basar, biliyorsun.'' dedim zorlukla gülümseyerek.
Haklıydı. Eskiyle kıyaslandığında soğuktum ve genellikle tepkisiz... Oyundan bile olsa içimden gelmiyordu ona yakın olmak. Ona her baktığımda eskiyi hatırlıyordum. Kendime bile itiraf edemediğim kalp kırgınlığım vardı. Unutmaya çalışıp, ona şans vermeyi elbette düşünmüştüm. Ama garip bir şekilde mimiklerim buna izin vermiyordu ve bu yüzden ister istemez mesafeli duruyordum.
''Canın sıkıldıysa kalkalım. Nereyi istersen, oraya götürürüm seni.'' dedi.
Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu. Bir şans istiyordu. Çünkü geçmiş ile bugün arasındaki farkı çok iyi anlıyordu. Aramızda esen soğuk rüzgarları o da hissediyordu. İkimiz de birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Zamanla birlikte biz de değişmiştik. Duygularımız da değişmişti. O, olumlu yönde değişmişti bu aşk için. Ben ise olumsuz olarak değişmiştim. Şans yoktu. İkimiz için de...
''Aslında, beni eve bıraksan fena olmaz. Geç oldu zaten. Yarınki edebiyat sınavına hiç çalışmadım. Dersten kalmazsam iyidir.'' dedim.
Bu geceyi burada bitirmek istiyordum. Saatin geç olduğu falan yoktu. Saat daha dokuzdu ve ben hiçbir sınava çalışmazdım. Bu bir bahaneydi ve Akın da bunu biliyordu.
''Boşver, yarın Övgü çalıştırır seni. Sınav üçüncü saat nasılsa. Hem ben de çalışmadım.'' dedi.
''Beni eve bırak. Sonra sen de çalış bence. Hoca, biraz problemli birine benziyor. Kendimiz geçemezsek, hocanın kendi notlarıyla geçirmeye niyeti yok gibi.'' dedim.
Akın, ümitsizce kafasını yere eğdi ve yeri incelemeye başladı. Çok sürmeden Berkin muhabbete dahil oldu.
''Kız eve gitmek istiyorsa, götür Akın. Niye ısrar ediyorsun bu kadar? Bırak, sınava çalışacaksa çalışsın!'' dedi Berkin sertçe.
Alya' ya siniri bozulmuştu. O kız gittiğinden beri tek yaptığı sigara ve bira içmekti. Bu kadar sinirlenecek bir şey de yoktu aslında. Acaba o da benim düşündüğümü mü düşünüyordu? Fazla da konuşmuyodu zaten. Doğal haliydi bu. Genelde dinleyiciydi. Belki de hiçbir şey düşünmüyordur. Bu da benim senaryomdur. Zamanla her şey belli olur zaten.
''Peki, seni evine bırakayım o zaman Asya.'' dedi Akın bana bakarak. Ona gülümsedim ve ayağa kalktım. Montum koltuğun ona olan tarafındaydı. Benden önce davranıp montumu eline aldı ve giyinmem için bana yardımcı oldu. Çantamı koluma alıp ''İyi geceler Berkin!'' dedim elimi sallayarak. Cevap vermeden sadece elini kaldırdı. Son derece soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı 2- Farklı Yönler
RomanceAşk, hayal kırıklığı, ihanet... BU HİKAYE GERÇEK, YAŞANMIŞ BİR HİKAYEDEN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR. KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OLUP, KARAKTERLERİ GERÇEKTİR. Saplantı kitabının ikinci kitabıdır.