2.9

45.1K 2.5K 976
                                    


" Lan amına koduğum hızlı olsana biraz! " Yaren'in yakarışlarından kurtulmak için biraz daha hızlı hareket etmeye başladım. Kampüste düzenlenen saçma sapan şarkı yarışmasını izleyeme gidiyorduk. Gören de annesi doğuruyor sanardı. Öyle bir acelesi vardı yani.

Şarkıların söyleneceği salona geldiğimizde en önlerden bir yer kaparak yayıldık. Tam anlamıyla yayıldık. İki kişi üç kişilik yer kaplıyorduk. Evren bugün gelmemişti. Yaren ile aralarında nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı kavga çıkmıştı ve konuşmuyorlardı. Selçuk ve Emre ise yarışmaya katılacaklardı.

Yarışmacıların çıkmasına az bir süre kala telefonumu çıkardım. Mobil verimi açar açmaz da mesajlar yağmaya başladı.

Bay Köprücük: Kız sevdiğim.

Bay Köprücük: Bugün yarışma var.

Bay Köprücük: Şarkı söyleyenlerden biri de ben olacağım.

Bay Köprücük: Katılan yirmi kişinin içinde on beş erkek olduğuna göre,

Bay Köprücük: Beni bulman zor olmayacaktır.

Bay Köprücük: Zaten artık bulsan da sorun yaratmıyor benim için.

Bay Köprücük: Bana verdiğin iki aylık süre bugün doluyor.

Bay Köprücük: Ve ben bu iki ayda seni aşka inandıramasam da,

Bay Köprücük: Bana alıştığını ve engellemeyeceni biliyorum.

Bay Köprücük: Bu yüzden içim oldukça rahat.

Bay Köprücük: Şarkıları iyi dinle Mey'im.

Bay Köprücük: Hislerine güven ve beni bul.

Mesajlar burada son buluyordu. Evet ona verdiğim süre dolmuştu. Ama dediği gibi onu engellemeyecektim. Açıkcası bir süre sonra benden sıkılır diye düşünmüştüm ilk başlarda. Ama o beni şaşırtarak bıkmadan, sıkılmadan beni aşka inandırmaya çalışmıştı.

Aşka inanmayan biri olarak şöyle düşünüyordum. Birini sevdiğinizde içinizde onu her şeyden koruma mecburiyeti doğuyordu. Ve bu mecburiyet hayattaki en güzel şey gibi geliyordu insana. Okuduğum kitaplarda böyle oluyordu. Ben bir yazar adayıydım ve kitap okumak hayatımın bir parçasıydı.

Ama soru şu olursa; anonimi seviyor musun?

Hayır. Onu sevmiyordum. İnsan görmediği birini sevemezdi. Onun düşüncelerine, kelimelerine, tavırlarına alışırdı. Bundan hoşlanırdı. Zaten sevmenin ilk aşaması buydu.

Önce düşüncelerini, sonra da kendisini severdiniz. Onu gördüğümde yakışıklı olup olmaması benim için hiçbir anlam ifade etmeyecekti. Çünkü ben onun, bana olan sevgisinden hoşlanıyordum.

Şarkı söyleyecek kişiler yavaş yavaş sahneye çıkarken Selçuk'un sırasının geldiğini görüp kulak kabarttım. Şarkıya başlar başlamaz da gözlerimi yumdum.

" I'm waking up to ash and dust
I wipe my brow and I sweat my rust
I'm breathing in the chemicals

I'm breaking in, shaping up, then checking out on the prison bus
This is it, the apocalypse

I'm waking up, I feel it in my bones
Enough to make my system blow
Welcome to the new age, to the new age
Welcome to the new age, to the new age

I'm radioactive, radioactive
Whoa, oh, oh, oh, oh, whoa, oh, oh, oh, I'm radioactive, radioactive "

Söylediği yabancı şarkıyı sürekli dinlediğim için ben de içimden ona eşlik etmiştim. Anonimin Selçuk olmadığını zaten biliyordum. Selçuk'un adını bilmediğimiz ama var olduğundan emin olduğumuz bir sevdiği vardı.

Sırada Aksel çıktığında göz devirdim. Aksel'i ilk başta gerçekten seviyordum. Bir arkadaşım olarak görüyordum. Ama sonradan her yerden çıkması, evime gelmesi özellikle de ben uyurken benden izinsiz çektiği fotoğrafımı paylaşmasından sonra soğumuştum. Ama yine de anonim olabilecek tek kişi gibi geliyordu bana. Şarkıya girdiğinde dikkat kesildim.

" Benim gönlüm şarhoştur
Yıldızların altında
Sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında

Mavi nurdan bir ırmak
Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak yıldızların altında

Şarkıyı söylerken aynı zamanda bana bakması bütün tüylerimin diken diken olmasına sebebiyet vermişti.

Yanmam gönlüm yansa da
Ecel beni alsa da
Gözlerim kapansa da
Yıldızların altında "

Sürekli olarak anonimin Aksel olduğuna dair somut kanıtlar çıkıyordu karşıma. Birincisi bizde yemek yerken anonime mesaj attığımda ona da gelen mesajdı.

İkincisi balkonumda dururken bahçede olması ve eş zamanlı olarak balkona taş atılmasıydı.

Üçüncüsü bizden çakmak istemeye gelmesiydi. Anonim yalan söyledim demişti ama ne kadar güvenebilirdim. O sırada kendini gizlemeye çalışıyordu.

Dördüncüsü ise söylediği bu şarkıydı. Sanırım anonim o olursa hayal kırıklığına uğrayacaktım. Çünkü Aksel'e karşı arkadaşlık duyguları dışında bir şey hissetmiyordum.

" Mesajları gördüm Saye. " Yaren'in kimsenin duymaması adına kulağıma fısıldadığı şey ile irkildim.

" Anonimin Aksel olması çok olası biliyorsun değil mi? " Başımı sallayıp sahneye odaklandım tekrar. Son olarak Emre çıkmıştı. Yaren ve bana bakıp göz kırptıktan sonra şarkıya girdi.

" Şimdi bana öyle bir şeyler
Söyle ki durup dururken
Tam hayattan vazgeçerken
Beni aşka inandır

Kanımın donması ve bel kemiğimde hissettiğim karıncalanmayla yerimde dikleştim. Emre?

Of ki ne of, bir daha of...
Az daha dayan
Son bir dilek alacağım var
Kayıp giden yıldızlardan

Of ki ne of
Bir daha kim duyar sesimi?
Ya bu kader baştan yazılsın ya da hayatın kendisi
Nasıl silinir ben bilemedim yüzümden yaşam izleri.

Şimdi bana öyle bir şeyler
Söyle ki durup dururken
Tam hayattan vazgeçerken
Beni aşka inandır. "

Ben geldim!! Girdiğim gibi 1k olduğumuzu gördüm.. Size inanamıyorum. Mükemmelsiniz!! Hepinizi ayrı ayrı çok seviyorum <3

Bir dahaki bölümü anonimin anlatımından isteyenler??

Mey || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin