5.2

33.2K 1.6K 396
                                    


Saat 21.40.

Yirmi dakika sonra Emre gelecek ve sözleştiğimiz gibi vizyona yeni giren bir aksiyon filmine gidecektik. Romantik filmleri ikimiz de sevmiyorduk. Bu konuda şanslıydık. Aksiyon filmi gece izlenir diye tutturduğu için gece seansından bilet almıştı.

Biraz daha oyalanıp on dakika sonra dayanamadım ve kapının önüne çıktım. Telefonumla ilgilendiğim sırada kapının önünde duran arabanın sesini duyup ayağa kalktım.

Emre kapıyı açıp arabadan indi ve yanıma adımlamaya başladı. Giydiği siyah tişört ve kot pantolonun içinde her zamanki gibi yakışıklı gözüküyordu. Yakışıklı gözükmediği bir an yoktu sanırım.

'' Çok güzel gözüküyorsun. Yine. '' Tebessüm edip uzattığı elini tuttum ve arabaya doğru yürümeye başladım. Kibarlık olsun diye güzel gözüküyorsun demişti. Çünkü her zaman dışarı çıktığım tarzda giyinmiştim.

Arabanın kapısını açıp oturmamı beklediğinde güldüm. Romantik günündeydi herhalde. Daha sonra kendisi de sürücü koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı.

Kısa süren yolculuğun ardından salona geldiğimizde filmin başlamasını on dakika vardı. Mısır sevmediğim için almamıştık. Sadece içeceklerimiz vardı. Salona girip koltuk numaramızı ararken normal bir gece seansına göre daha az kişi olduğunu görmek sevindirmişti beni. Koltuğumuzu bulup oturduk ve filmin başlamasını beklemeye başladık.

'' Nasılsın bugün? Pek konuşamadık. '' Emre'nin işleri olduğu için bugün konuşamamıştık.

'' İyiyim işte. Kızlar bizdeydi. Beril'in erken başlayan ben hamileyim triplerini çektik. ''

Gülüp bakmaya devam etti.

'' Selçuk kıza onu yeme zararlı, çikolata yeme bebek zenci olur falan demeye başlamış. Hiçbir şey yiyemeyince de acısını bizden çıkardı. Daha aş erme haftalarına gelmediği halde saçma salak şeyler istemeye başladı. ''

'' Bir süre daha triplerini çekmek zorundasınız sanırım. ''

Başımı sallayıp onun gününü soracakken fragmanlar verilmeye başladığında susup önüme döndüm. Uzun zamandır beklediğim filmi izlemek oldukça güzeldi.

Filmin ilk dakikalarında heyecanıma engel olamayıp sürekli Emre'nin elini sıkıyordum. Hatta bir ara adam binadan düşecek diye öne bile atılmıştım. Tutabilecekmiş gibi... Film araya girdiğinde derin bir nefes bırakıp arkama yaslandım.

'' İlk yarı böyle ise ikinci yarıyı düşünemiyorum. '' Filmin heyecanından dokunmadığım içeceğimden bir yudum alıp doğruldum.

'' Ee senin nasıldı günün? ''

'' Daha iyi olacak. Henüz gün bitmedi. '' Omuz silkip tekrar arkama yaslandığımda reklam verilen sinema perdesinde birden Emre'nin yüzü belirdi. Şaşkınlıkla ekrana bakarken Emre'nin elimi tuttuğunu hissettim.

''  Başladık mı? Tamam. Merhaba ben Emre Polat. Sizlere hayatımdan bahsetmek istiyorum. Üç yıl önce bir alışveriş merkezine götürülmüştüm zorla. O gün evden çıkarken günümün kötü geçeceğini düşünüyordum. Yani, hangi erkek alışverişe gidince mutlu olur ki? ''

Güldüğümde elimin üzerindeki baskının kaybolduğunu hissettim ama o tarafa dönmedim.

'' Ne diyordum? Evet alışveriş. Sıkıntıdan etrafımı izlerken mağazalardan birinde siyah elbiseli birini gördüm. Giydiği elbisenin içinde o kadar güzeldi ki, gözlerimi çekemedim. Yüzündeki gülümseme o kadar sıcaktı ki, yüzümde istemsizce bir gülümseme belirdi. ''

Mey || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin